3 Ekim 2016

15 Temmuz sonrası

Epey zaman önce yazmya girişmişim bunları ama yarım kalmış, iş güç işte... Buyrun...

------

Yıllarca bir sürü mecrada insanlar veryansın ettiler, cemaatleri siyasetin, devletin içine bu kadar sokmayın, buna göz yummayın diye... Kimse dinlemedi...

Salya sümük ağlaşan bir grup zibidi, yıllarca kahraman ilan edildi, yere göğe kondurulamadı...


Sahi, birileri ondan bahsederken "Fethullah Gülen hoca efendi hazretleri" diyordu, kimlerdi onlar???

Yurtdışında okullar yaptılar, hem de alakalı alakasız bir sürü ülkeye, sözüm ona kültür elçisi olarak dünyanın parasını harcayarak... Bu paranın kaynağı hiç sorgulanmadı; hayırsever iş adamları dendi, geçildi...

O zamanlar ben de birçokları gibi gıyabında sordum; madem ülkeni bu kadar seviyorsun, Afrikanın açlıktan kırılan alakasız bir kasabasında Türkçe eğitim veren bir okul açmak yerine, kendi memleketinde okula gitmek için çamurun batağın karın içinde kilometrelerce yürüyen çocukların kendi köylerine ufak bir okul yapsan ya? Camı kırık, kapısı kapanmayan, damı akan bir sürü köy okulu var, onları onarıp, o çocuklara daha sağlıklı bir ortam sağlasaydın ya... Benim gibi bu ve benzeri ayrıntıları sorgulayan herkes tepki aldı, ha gayret vatan haini ilan edileceklerdi...

Cumhurbaşkanının "Halkım da Allah da affetsin" diyerek özür dilemesi bir erdem elbette...

Ama arkadaş, bunca yıl bu olayların buraya geleceğini, devletin içine bu kadar nüfuz etmesine göz yumacağınız bu insanların birgün daha fazlasını da isteyeceklerini kestiremediniz mi? Hani sizin ustalığınız? Kandırıldık deme lüksünüz var mı?

"Ne istediniz de vermedik?" sözünün arkası da araştırılacaktır umarım...

Deşeledikçe neler çıktı, görüyoruz hepimiz... Asla aklıma gelmezdi dediğimiz insanlar bu örgütle ilişkili çıkıyor. Nasıl da kamufle olmuşlar...

Geçmişte sınav skandalları yaşanmıştı, o zamanlar sorumluları adeta ölümüne korumuştunuz, "yedirmeyiz" demiştiniz... Ne kadar çok insanın hakkını yemişler... O hakkı yenilen, yılları çalınan insanlar ne olacak?

Balyoz, Ergenekon ve benzeri davalarda nice şanlı asker senelerce perişan oldu, hastalanan, ölen, intihar eden, hayatı alt üst olan insanlar... Bunlar ne olacak? O meşhur savcınız için milli kahraman dediniz, arkasında durdunuz, koruyup kolladınız, adam foyası ortaya çıkınca ortadan kayboldu... Askeriyenin gizli sırlarının tutulduğu kozmik odaları açtınız, gizlilik derecesi yüksek evraklar ortalara döküldü, bu şerefsizlerin eline geçti, sonuç ortada...

Az kaldı koca memleketi altın tepside sunacaktık...

Zaten dünyalıklarını fazlasıyla yapmışlar, girmedikleri delik, sızmadıkları yer kalmamış...

Acaba bundan ders aldık mı? FETÖ denen illetin yerini başka "hoca efendi hazretleri" almaz artık değil mi?

23 Haziran 2016

Daldan Dala - 15

İlk blog yazımın üzerinden tam 12 yıl geçmiş... İlk yazının tarihi 23 Haziran 2004...

Gerçi ondan sonra araya askerlik girdi, iş güç derken, sonraki ilk yazım ve devamı 2007 yılının Ocak ayından sonra gelmiş...

Epey mesai harcamışım aslında bu bloga, güzel şeyler de çıkmış, bir sürü vasat iş de var...



-=0=-

Bir dönem bloga, tarihle ilgili notlar düşeceğim düşüncesiyle dönemin yaşananlarını yorumlayarak devam ediyordum. Son zamanlarda o kadar çok olay oldu ki üstüste, artık takip etmek de mümkün değil.

Şehitler, ölümler, patlamalar, bombalı araçlar hayatımızın gündelik bir parçası haline geldi. Herşeye alıştık.

Teröristi halaylarla davulla zurnayla karşılatırsan, devleti ayağına götürürsen olacağı bu işte... Koca devlet "kandırıldı", "silah bırakıyoruz dediler halbuki silah depoluyoruz demek istemişler", bak görüyor musun?

Bu kadar terör olayı yaşanırken yine de bizim önceliğimiz nedir? Başkanlık elbette, cahil misiniz pardon da? Hem zaten "90 yıllık enkaz" da yeni kaldırılmış... Hem kabahat sizde; verseydiniz 400 milletvekilini, bu kadar insan ölmezdi... üstelik bir seçimi yok sayıp size ikinci bir şans daha verdik, anlamadınız...

Devam et Türkiye'm, hedef 2023... aynen böyle devam et ki kına yakmalık sebebini iyice sıva... hüloloooğğğ...

-=0=-



Dün Yaşar Nuri Öztürk' ü kaybettik, mekanı cennet olsun...

Bir ilahiyat profesörünün yobazlığa karşı verdiği mücadeleyi yıllarca gördük, destekledik, ondan feyz alıp bazı şeyleri anlatmaya çalıştık ama ona da bize de inanmadılar, "işine geldiği gibi yorumluyor" dediler, "dinden çıktı" diyenini de gördüm, "o herif aslında mason" diye çamur atanını da...

İşte o çok bilenler, ayda 750 bin TL' ye "hocam banyo yaparken kulağıma su kaçtı, orucum bozulur mu?" sorularına salya sümük ağlamaklı cevaplar veren din tüccarlarına hayranlıkla bakmaya devam ediyorlar ama, "böyle yaparak sizi kandırıyorlar" diyene yıllarca kin beslediler, düşman bellediler..

Velhasıl neymiş; yurdum insanı ezik arabesk ruhuna hitap eden salya sümük herşeye mal gibi hayranlık beslemeye bayılıyor...

Hem bir de ibadet edebilmek için ille de bir şeyhi, şıhı olması gerektiğine, mutlaka birilerine mürid olması gerektiğine inanan, çobansız, güdülmeden kıldığı namazdan, tuttuğu oruçtan bile emin olamayan zavallılarla dolu bir memlekette yaşıyoruz.

Hatırlarsanız zamanında ne şeyhler gördük, müridlerine kutsaldır, sevaptır diye bilmemnerelerini öptüren, ayaklarına kapandıran...


Adamın haline bakın, bu nasıl bir şaklabanlıktır, nasıl bir riyakarlıktır.

Bu kitleye bu kadar ayyuka çıkma hakkını veren, tekkelerin açılmasına, ortalığın şeyhlerle şıhlarla ve bunun gibi şaklabanlarla dolmasına göz yuman zihniyet, tecavüze uğrayan çocuklar karşısında da sessiz kaldı elbette...

Bir sürü yasadışı ev işleten, kayıtdışı eğitimler (?) veren bir vakıf bu konuda suçlanınca da "böyle bir olayın bir kere yaşanmış olması bir kurumu kötülemek için sebep olamaz" gibi olağan dışı zırvalamalar sergilediler.

Ve bu yasa dışı oluşumlar, nereden geldiği belli olmayan paralarla ve müridlerini de bağış adı altında bol bol soyarak süper lüks ototmobillerle gezip, tatil yörelerinde jetski' lere binip insanlarla alay etmeye de devam ettiler...

Deniz Feneri Davası' nı da unutmuş değiliz... unutmadık değil mi? Yahu onu da mı unuttunuz? Ha pardon siz o sırada kutu açma yarışmaları seyrediyordunuz değil mi? Şimdi de survivor var, diziler var; meşgulsünüz tabi, oyaladım, kusura bakmayın...

Gerçi 17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk operasyonları için "çalıyorlarsa da iyi yapıyorlar, en azından para ülkede kalıyor" diye tevekkülle karşılayan bir halkın böyle basit (!) olayları unutması normaldir...

Üstelik aynı tipler "kefenimizle geldik" diye artistlik yapıp, şehirlerinde çıkan çatışmalara bombalamalara gık diyememişlerdi değil mi? evet evet...

Ayrıca kefenle huzuruna gittikleri sayın cumhurbaşkanının da diploması şaibeli ama önemli değil reyiz o, ne yapıyorsa haklıdır, doğrudur...

Daha da yazamadığım bir dünya olay, konu... tartışmakla bitmez ki...

Başka yazılarda devam ederiz parça parça... Sevgiler...

22 Ocak 2016

Not Al...

Farkettim ki uzun zamandır kendime önemli bir haksızlık yapmışım. Kelimelerle dans ederdim bir zamanlar, alt alta üst üste oynaşırdık... Şimdi ise sosyal medya denen lanetli mecranın içinde kısa kısa cümlelerle her şeyimizi anlatmaya çalışıyoruz.

Her zaman bir not defterim olmuştur. Cebimde ya da çantamda bir kalem ve ufak bir defter hep yazmaya hazır halde benimle birlikte gezerdi her nereye gittiysem. Nerede ve nasıl bir ortamda olduğum hiç farketmezdi, aklıma her geleni de yazmazdım öyle, o defter bir karalama tahtası değildi... Birileri arkadaşının telefonunu not alsın diye yaprak koparıp vermezdim bile; kıymetliydi o defterler. Bir sürü biriktirdim onlardan, içlerinde hayatım saklı...


11 Ocak 2016

Gerçekten lazım mı?

Bir tarafta yeni teknolojiler üretmek, insanlara faydalı olacak ürünler icat etmek, hastalıklara çözüm bulmak için uğraşan insanlar var, diğer tarafta bu kadar çabayı küçümseyip çekirdek gibi tüketen başka bir kitle...

Güzel yurdum için en güzel örneği cep telefonları ve akıllı televizyonlar...

Henüz kullandığı telefonun bütün özelliklerinden tam anlamıyla faydalanamazken, hatta daha fazlasını bırak, o kadarına bile aslında ihtiyacı yokken yeni çıkan modelin peşine düşüyor insanlarımız.

Asgari ücretle yaşamaya çalışan, karnını zor doyuran, kirasını denkleştirmeye çalışan adamın cebinden 2500-3000 TL' lik cep telefonu çıkması normal mi sizce?

Babasından aldığı harçlıkları denkleştirip okulda tost bile yiyemeyen, simite razı olan genç kızımızın, babasının beynini yiyip 1500 TL' lik cep telefonu aldırması, sonra da 10 TL kontür yükletmesi, paketi bitmesin diye fotoğraf gönderen arkadaşına çatması gayet normal oldu artık...

Misafirliğe gittiğiniz evde genci yaşlısı ilk 1 saatten sonra ellerine telefonlarını alıp pıt pıt pıt bir şeyler yazıp çizmeye okumaya başlıyor. Siz adama laf anlatıyorsunuz, o çaktırmadan telefonda oyun oynuyor... Sohbetlerin içi boşalıyor, tadı kalmıyor, kalkıyorsunuz...

Akıllı televizyonlar alıyoruz evlerimize. Çoğu kimse bu kadar teknik becerisi olan bu televizyonların kanal sıralamasını ayarlamaktan bile aciz, cep telefonunda interneti var nasıl olsa diye evine internet bağlantısı almadığı halde "e bu televizyonla internetten film seyrediliyomuş, nasıl yapcaz?..." diye de sorarlar...

Mesele elimizdeki cihazların gitgide daha akıllı olması değil, insanların gitgide aptallaşması...

Her şeyi önümüzde kullanıma hazır olarak sunan teknolojinin amacı, kendimize zaman ayırabilmemiz ve daha fazla gelişmek için fırsat bulabilmemizdi ama biz bunu da daha fazla tembelleşebilmek için bir fırsata çevirdik...

Ellerindeki aletlerin yeteneklerini ve bunların nasıl kullanılacağını anlatmaya kalktığınızda, "ay ben uğraşamam bunlarla, sen ayarla da ver sana zahmet..." diyene pis dalasım geliyor...

Üstüne bir de bu yönde çaba gösterenlerle alay edenler var ki onlar tam dayaklık... "Uzaya mı çıkacaan onla, nolacah yeeaavv..."

Sinirlendim bak şimdi yine...

17 Aralık 2015

Lal

Nice şarkılar döner durur dilimde...
Sesim çıkmaz, ağzım yüreğimde...
Yüreğim lal oldu, sesim sus pus...
Sen konuş benim yerime de...

12 Ekim 2015

Ne çok ölüm dedim ben...

10.10.2015 - 10:004



Ankara tren garı önünde peşpeşe patlayan iki bomba ve yitip giden bir sürü can... İsimleri, milliyetleri, ırkları, siyasi görüşlerini boşver, seninle aynı yönden bakmıyor olabilirler; insanlar sonuçta... Can pazarı... Şimdilik IŞİD deniyor, yarın bir başkasının adını zikrederler... Sonuç olarak cevaplanması gereken sorular var... Bu insanların sevdikleri kime hesap soracak???

Öncesinde aylardır şehit haberleri, çatışmalar, baskınlar... Daha Ankara ile ilgili bu haberde ne olduğunu anlamaya çalışırken başka taraftan şehit haberi geliyor, çatışma, saldırı...

Bu sabah işe gelirken radyo' da Levent Kırca' nın vefatını duyuyorum... Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımın beni en çok güldüreni, en mutlu edeni, mizahı sevmemi sağlayanlardan biri... Atatürk aşığı, mücadeleci insan... Allah rahmet eylesin...



Birkaç gün içinde bu kadar çok ölüm fazla geldi... üst üste tokatlar yemiş gibiyim...

28 Ağustos 2015

40' mı ? Yok daha neler...

20' li yaşlarımdayken üzerimde çok büyük sorumluluklar olduğunu, dünyayı kurtarmakla görevli olduğumu ve insanlara ışık olarak gönderildiğimi falan düşünüyordum sanırım... Fazla film seyretmenin ve bilim kurgu hikayelerinin de bunda etkisi olabilir elbette... 30' lu yaşlara yaklaşırken yazdıklarımdan anlıyorum... Sanırım biraz abartılı :D

Öyle böyle derken, ne olduğunu anlamadan, bol aksiyon ve köklü değişikliklerle 30' lu yaşları da yedim bitirdim... Sanki öncekilerden daha da hızlı geçti gitti...

Yaş ilerledikçe zamanın akış hızı da değişiyor anlaşılan. Fizikçiler açıklasın lütfen bu durumu...

Birkaç gün önce 40 oldum, dile kolay 40 (yazıyla kırk)...

40 nedir ya :)


Garip hissettiriyor bazen... "Buraya kadar iyiydi de fazlasına gerek yok..." diyorum içimden... Sanırım ötesini de engelleme şansım olmayacak :)

Bu yaşa gelen kadar neler mi öğrendim ? Şöyle söyleyeyim... yok yok böyle bir devamı olmayacak yazının...

Dedim ya, herkese anlatacak bir sürü hikayem olduğunu, hayatı çoğu insandan daha iyi tanıdığımı, tecrübeli olduğumu düşünürüm ama gerçek öyle değilmiş maalesef... Bir adım daha ileri gittikçe aslında ne kadar az şey bildiğini anlıyor insan. Öğrenmek gereken bir dünya şey var...

"Güzel dostlar biriktirmişim..." safsatası


Pufff... Bu da oldukça baydı son zamanlarda... Birkaç iyi insan kalıyor yanınızda emin olun, gerisi de işi bitince posanızı çöp torbasına atıp basıp gidiyor...

Doğal seleksiyon denen naneyi pek seviyorum, olmamışlar sırası gelince patır patır dökülüyor hayatınızdan, gitgide sadeleşiyor ortalık, sonrası da bir ferahlık, bir sessizlik...

İnsan yaşı ilerledikçe daha sakin bir hayat istiyormuş onu anladım mesela... Gürültüsünden vazgeçemediğim bir Heavy Metal kaldı...  ;)




Netice olarak; söylemedi demeyin, "o öyle demiş", "bu böyle yapmış", "amanin sevgilim terketti", "lan sınavı yine veremedik", "ya para lazım" falan derken bir bakmışsınız ömür geçmiş gitmiş...

İz bırakmak lazım, onu anladım bir tek... İnsanlara güzel hatıralar bırakabilmek lazım... Çok uğraşmaya da gerek yok, yüreğinizi güzel tutun, ilk hedefiniz mutlu edebilmek olsun, sevgi, saygı falan filan... gerisi gelir zaten...

Haydi bakayım, yaşlı başlı adamım, yormayın beni...  ;) işim var, headbang yapıcam :)))

 

12 Mayıs 2015

Boğazda bir gemi ve aşıktı genç adam

Şehre bahar gelmişti; yine de soğuktu hava... Yıllarca sanki o günü beklemiş gibiydi ikiside. Sahil boyunca yürüdüler. Ayakları acıyana kadar, üşüyen ellerine aldırmadan. Hep birbirlerinin gözünün içine baktılar. Gözbebeklerini aşıp zihinlerindekileri görmeye çalıştılar. Gelip geçen insanlar, arabalar, güneş, martılar... Hiçbirini görmedi gözleri; sadece diğeri vardı onlar için... 

Sahilde demirli bir geminin yanından geçerken sevdaları takılıverdi pruvaya, farkedemediler. 

Demiraldı o gemi, uzaklara yelken açtı... Sevdaları takılı kalmıştı geminin pruvasında; düştü düşecek; farkedemediler, kayıp gitti ellerinden sevdaları, kalakaldılar...

Geriye birkaç kuru fotoğraf kalmıştı; o geminin yanında yürürken çektirdikleri... Elleri ceplerinde, üşümüşler, ama sevdalılar, gülümsüyorlar... Gemi gidiyor oysa o sırada... Sevdaları alabora...

2 Nisan 2015

Daldan Dala - 14

Bir savcı teröre kurban gitti... Üstelik adalet istediklerini iddia eden iki terörist tarafından öldürüldü... Fransa' da bütün Avrupa liderleri bir saldırıda kol kola girip protesto etmişlerdi, bizim ülkemizde iki parti lideri bile yan yana gelemedi... Nerede sizin siyaset anlayışınız, nerede sizin insanlığınız? Olan Savcı' ya ve ailesine oldu... İcraatını, yaptığı işi, kararlarını, çabasını beğenmiyor olabilirsiniz ama bir insanın canını almanın hiçbir açıklaması yok... Savaşta değilsiniz, ortada meşru müdafa yok. Adam odasında, işinin başında ve silahsız... Allah rahmet eylesin, ne diyelim...

Kurtarma operasyonu için timler odaya girmeden önce bir el silah sesi duyulduğu söylendi, doktorlar savcının cesedinden 3 kurşun çıkardıklarını söylediler. Berbat bir operasyon olduğu ortada, belki de kurtarılabilecek adama iki kurşun da polis sıkmış demek...

Olaya sebep olarak da Berkin Elvan' ın faillerinin bulunamamış olması gösterildi... Ölen bir çocuğu niye terör saldırınızla lekelediniz? Hala soranlar var, elinde sapanla gösteride ne işi vardı diye, arkadaş sen hala orada mısın? Velev ki, öyleydi, ne olacak? Onu o küçük yaşında o gösteriye zorlayanı bulun önce, eline sapanı verip sokağa salanı bulun madem... Güneydoğu' da da aynısı olmuyor mu? Bütün eylemlerde küçücük çocukları öne sürüp, onların arkasına saklanarak eylem yapılmıyor mu? Böyle bir eylemin nesini, nasıl haklı görebilirsin?

16 Aralık 2014

İşte sana adalet...

Çarşı grubu bugün darbeye teşebbüs, hükümeti yıkma girişimi, başbakanlık ofisini ele geçirme girişimi gibi suçlamalarla hakim karşısına çıkarılıyor. Halbuki Gezi' de haktan, halktan, özgürlükten, demokrasiden yana olmasalardı da "akil" sanatçılarımız (?!!!) gibi hükümetin etekleri altına sığınsalardı başlarına bunlar gelmeyecekti. Müebbet hapis istemiyle yargılanmayacaklardı.

Birileri gibi tırlarla silah değil yardım taşıdıkları için hata mı etti bu insanlar?



Çarşı terörü değil, kardeşlik ruhunu temsil eder...

11 Kasım 2014

Daldan Dala - 13

Yazar olmaktan bahsediyorsun ama aynı temel fikri anlatan sözde yeni bir yazıyı 6-7 ayda bir cümlelerin yerlerini ve içeriklerini biraz değiştirip tekrar yayınlıyorsun... Sonra da neden bizim blogger' lardan kaliteli içerik bu kadar az çıkıyor diye sızlanıyoruz.

-=0=-

İki sefer çıkan durdurma kararına rağmen "mahkemenin böyle bir kararını tanımıyoruz" diye hukuka kafa tutarak, kanunu hiçe sayarak yapılan ve adına da AK eki yapılarak önümüze konulan saraycık Türkiye ekonomisine 1.7 Milyar dolara maloldu... kaçAkSarayın maliyeti, asgari ücretle çalışan bir işçinin 1.619.385 aylık maaşına denk. 134.948 yıl yani. Merak sadece, öylesine hesapladım...

Cumhurbaşkanlığı Sarayı (?)


6 Kasım 2014

Plaza Çocukları

Bir dönem "mantar gibi çoğaldılar" diye şikayet ettiğimiz, İstanbul' un silüetini bozuyorlar diye yakındığımız, sonra da hayatımızın parçası haline gelen plazaları bilirsiniz.

Sanayi sitesi ortamından, plaza ortamına geçişte yaşanan belirgin bir travma durumu vardır. Benzer travma, iş hanından, mahalle arası dükkanlardan, apartman dairesinden bozma iş yerlerinden gelenlerde de görülür; sınıf atladıklarını zannederler...

Hanım kızlarımızın saçı, başı, kıyafetleri, delikanlılarımızın aksesuarları, kıyafetleri, ayakkabıları velhasıl görünümler değişmeye başlar. Maaşlarının önemli bir bölümünü bunlara harcamaya başlarlar. Ve tabii bütçeler de sarsılmaktadır artık.

17 Ekim 2014

Barış Manço - Ne Ola Yar Ola (1978) HD "Turkish Psych&Prog Rock"

Bir şarkı daha ne kadar güzel olabilir... Türk Rock müziğinin en güzel Psychodelic örneği... Her dinlediğimde kafam bir yerlere gidip geliyor...



Barış Manço - Ne Ola Yar Ola (1978) HD "Turkish Psych&Prog Rock"



http://youtu.be/8lub6KzX0Jg

8 Ağustos 2014

Bayram geldi geçti... (Agresifim ulen...)

Eskiden bayramlarda en azından telefon edilirdi, sonra sms yapaylığı çıktı, toplu sms' ler atılır oldu. Son sentetik duygusallığımız da ücretsiz mesajlaşma uygulamaları... Hatta biraz daha ileri gidip şirket hattını kullanabilirsiniz ki o da beleşe gelsin :) Samimiyetsiz danalar...

----

Aramayan eski dostlar.. hani ben sizin için çok önemliydim ya... ha işte onu diyorum bende... bu bayram da ben sizi bekledim bakalım arayan soran olacak mı diye... aa bak sen... kimse aramadı :D demek ki ben aramazsam sizin için çok önemli olmuyor muşum ;)

- Olur mu Sebastian?
- Ne olur mu abi?
- ..kimde olur mu?
- Sanırım olmaz abi...
- Evet olmaz...
- Peki abi...
- Dağılabilirsin Sebastian...

----

Geçmişinde yaptığı hataları hep başkalarının sırtına yükleyen, "sen öyle dediydin de ondan olduydu, sen böyle etmiyeydin, şöyle olmazdı" diyen mi ararsın, çektirdiği her türlü acıya rağmen "gitti, kalbim paramparça; benden yıllarımı çaldı..." diye sızlananlar mı... sonra da sosyal medyadan yaz babam yaz, habire çak lafı... çık karşısına da bir hesap sor madem o kadar haklısın ? hayırdır, gözün mü kesmedi?

----

Neyse aklıma geldikçe yazarım yine, gerginim şimdi, durduk yere...

21 Temmuz 2014

Ferhat Başer - Kağıttan Gemiler klibi geliyor... (GELDİ...)

Pop Müziğin genç ve adını duymaya alıştığımız isimlerden Ferhat BAŞER “Fasl-ı Bahar” adını verdiği ilk albümünün 3. Video klip çalışmasını
sevenlerine sunuyor.

Sekiz Müzik Yapım etiketi ile 2014 yılında dijital platform ve müzik marketlerde yerini alan albümün, 3. Video klip çalışmasını ‘Kağıttan Gemiler’ parçası için çeken sanatçıya model Özlem GÜRDAP eşlik etti.

12 kişilik ekip ile beraber 2 gün süren klibin çekimlerinde dış ve iç mekân görselleri ve su altı çekimleri buluyor. Yeni video klibinde ilk defa görüntü yönetmeliğini kendisi üstlenen Ferhat BAŞER; Uzun yıllar görsel fotoğafçılık üzerinde projeler ve çekimlerde bulunduğunu, bu klipte kendisi daha çok bir hikayeye yoğunlaşmak yerine, mekan ve şehir mimari görsellerini kullanarak çekimlerini yaptığını belirtti.


‘Kağıttan Gemiler’ parçasında ülkemizin önemli müzisyen ve aranjörlerinden Kaan Gökman, Koray Aykılıç, Erol Temizel ve Olcay Yavuz gibi usta isimlere rastlarken, Yine bu isimlerin ve Kare Records ‘unda projeye büyük destek verdiğini görüyoruz.



Güncelleme : Klip artık yayında...

Klibi önümüzde günlerde müzik kanallarında ve sosyal medya da sıkça göreceğiz.

www.ferhatbaser.com - www.sekizmuzik.com

2 Temmuz 2014

Smarty Pins

Yine Google, yine keyifli bir iş :)

Google Maps ile Smarty Pins oynayın, soruların cevaplarını haritada işaretleyin... Bakalım kaçıncı soruya kadar gideceksiniz :) Ben 9' a kadar gidebildim ancak...


Seyahate 1609 km ile başlıyorsunuz, her yanlış cevap bize mesafe kaybettiriyor. Örneğin soruda geçen yeri işaretlediniz ama yanlış oldu, gerçek lokasyonla arasına 100 km mesafe var. Kalan mesafemiz 1509 km' e düşüyor ve bu değer sıfırlandığında yarışma bitiyor...


20 Haziran 2014

İş Hayatı - Hep Bana

Adam sabah işe geliyor, sohbet, kahvaltı, keyif... Sonra "müşteriye gidiyorum" diye çıkıyor. Tesadüf diğer ofise geçiyorum. Bilgi işlem sorumlusuyum ya, bütün odalar açık bana. Bahsi geçen amcayı kullanılmayan bir oda da Youtube' dan film seyrederken buluyorum... "Bu sefer satış hedeflerinde kotaya ulaşamadık arkadaşlar, bir dahaki çeyrekte daha sıkı çalışmamız lazım..." hı hı... çok sıkı çalışıyor satış ekipleriniz...

----------

Telefon konuşmasına şahit oluyorum, fısır fısır karısına "tamam ben 2 - 2 buçuk gibi evde olurum, beraber gideriz ehi ehi" diyor, saat 1 gibi de "ben bayi ziyaretine gidiyorum arkadaşlar" diye çıkıyor.

Ben de "arabamı servise bırakıp geleceğim, 1 saat izin almam lazım" dediğimde "çok yoğunuz, hafta sonu bırakırsınız" cevabı alıyorum. Günlük izin istiyorum, aldığım cevap "Bu iş yoğunluğu arasında nasıl izin isteyebiliyorsunuz şaşıyorum vallahi..." yuhaaa artık...

----------

"Kartvizitimizde bölge yöneticisi yazıyor ama insan kaynaklarında ünvanımız uzman olarak geçiyormuş, bak sen, olur mu böyle şey, isyanım var ulen..."

Hiç düşünen yok ama yönetici ünvanına gerçekten sahip olabilecek kadar risk aldım mı, o kadar çaba gösterdim mi, inisiyatif alma, kararlılık, bilgi, beceri, yeterlilik bla bla bla... Önemli olan ünvanın getirdiği maaş artışı tabii...

----------


22 Mayıs 2014

Yitirilen Canlar



İş güvenliği konusunda yaşanan sorumsuzluk yüzünden geçen hafta içerisinde yaşananlar malum. Canlar gitti, ocaklar yıkıldı, yürekler yandı... Mekanları cennet olsun... Geri de kalanlar ne olacak? Herkes birlik oldu bir şekilde ellerinden tutmaya çalışıyor, iyi kötü destek olmak için çabalıyor, buruk bir mutluluk bu. En azından felaket anlarında kenetlenebiliyoruz...


Yazıldı, çizildi, istatistikler, rakamlar havalarda uçuştu. Sesini çıkarmaya kalkana tokat atıldı, tekmelendi, çok da şaşırmadık, bekliyorduk bu tadda tepkiler, alıştık çünkü...

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından hazırlanan bir raporu paylaşmak istiyorum(1). Dünya üzerinde Taş Kömürü ve Linyit üretimi yapılan ülkelerdeki ölüm oranlarına bakıldığında Türkiye ile uçurum olduğunu görebilirsiniz. Bu durum da ülkelerin yasalarla aldığı ve sıkı sıkıya kontrol ettiği önlemler olduğu ortada... Biz de ise bu konuda çok sağlıklı ve üzerinde çalışılmış yasalar olmamakla birlikte olanlar da çoğunca uygulanmamış, gerekli eğitimler yeterince verilmemiş, süreler kısa tutulmuş... Özelleştirmeden kaynaklanan kâr hedefi yüksek zorlamalar yüzünden uzun mesai saatleri, kalitesiz çalışma şartları ve benzeri bir sürü ayrıntı birçok ortamda zaten tartışıldı.

İnsan hayatı bu kadar ucuz değil diye bir sürü farklı olayda defalarca söylendi, üzerine methiyeler düzüldü ama kimse umursamadı. Olaylar yaşandı, ölümler oldu, üç beş gün sonra unutuldu. Herkes bağırdı, "unutmayacağız, unutturmayacağız" dendi, Türk halkının zayıf hafızasına kurban gitti bütün bu kötü hatıralar... Biz yine "çok yaşa büyük usta" diye bağırmaya devam ettik... Tekmelese de, tokatlasa da, satsa da, savsa da, benzin 10 lira da olsa, vardır bir bildiği dedik...

Tüm ailelere başsağlığı diliyorum, sabırlar diliyorum... Keşke elimizden daha fazlası da gelse...



-------
(1) Makalenin orijinal linki : http://www.tepav.org.tr/upload/files/1279030826-2.Madenlerde_Yasanan_Is_Kazalari_ve_Sonuclari_Uzerine_Bir_Degerlendirme.pdf

25 Mart 2014

Daldan dala 12 - Bahar esintileri

Böyle bir başlıkla başlayıp yaklaşan bahara methiyeler düzerek, cıvıl cıvıl bir yazı hazırlayabilmeyi çok isterdim ama ne hava durumu bu derece iç açıcı, ne küresel ısınma bu kadar iyi niyetli olmaya müsade ediyor, ne de gündem...

Ülkemde çocuklar öldü, gençler öldü, insanlar kör oldu... Çok insanın canı yandı, yanıyor... Bunun üzerinden prim yapmaya çalışanlar da var, yok sayan, saygısızlık eden, hakaretler yağdıran da...

Topraklarını almaya gelen bir ordunun kayıplarına hürmeten, ailelerine "Onlar artık bizim evlatlarımız" diyen bir güzel akıldan, bugün geldiğimiz noktada, yaşanan bu kadar acıya sadece hakaretle saldıran, nefret dolu zihniyete bakın...

-=0=-

21 Şubat 2014

Google : Yerel Seçimler 2014 Portalı


 Google yine harika bir çalışmaya imza atıyor. 30 Mart' da yapılacak yerel seçimler hakkında bölgelere ve Türkiye geneline göre guruplanmış bütün haberler, anketler ve adaylar hakkında arama trendlerini bu portalda bulabilirsiniz. Sandıkların açılması sırasında devreye girecek olan Canlı Seçim Sonuçları sayfasında bir harita üzerinden takip edebileceğiz.

Sohbetler başlığı altında, takvim üzerinde belirlenmiş tarihlerde adaylarla hangout servisi sayesinde sohbet edebilme ve sorular sorabilme şansına sahip olacağız.

Servisi detaylıca incelemekte fayda var.

http://yerelsecimler.withgoogle.com/

19 Şubat 2014

Sansür Başladı

İnternet yayınlarının düzenlenmesi başlığı ile Özel Hayatın Gizliliğinin Korunması kisvesi altında hazırlanan sansür yasası Cumhurbaşkanı Gül tarafından onaylandı... Şerh konulan maddeler var sözüm ona, onlar da sadece ISP' ler tarafından saklanacak olan verinin kapsamıyla ilgili.

10 Şubat 2014

Ferhat Başer 2014 Albüm Teaser



Albüme birkaç gün kaldı... Merakla bekliyoruz bakalım, Ferhat' ın albümü nasıl olmuş :)



31 Ocak 2014

Daldan Dala 11

Yazılacaklarla ilgili bazı notlar almışım. Dönemin konu başlıkları bunlar. Üzerlerine yazılacak tonla yazı çıkar. Zaman da geçmiş üstünden, kısa kısa notlar alayım yine o zaman.

Kızlı erkekli aynı evlerde kalıyorlarmış, kimbilir o evlerde neler oluyormuş... Daha bu konuşmanın üzerinden 2-3 gün geçmeden hemen şikayetler başladı. Aportta bekleyen g.t kılları hemen telefona sarılıp polisi aramaya başladılar... Özel hayata müdehale...


Yıllar sonra yeniden meclise türbanla girildi. Vekil oldukları süre boyunca bir kere bile kürsüye çıkmamış, bırakın kadın hakları konusunda birşeyler söylemeyi, herhangi bir konuda bile fikir beyan edememiş hanımlar, senaryonun piyonları olarak şov dünyasına adım attılar... Özgürlükler dendi, alkışlandı... “Başımı açarak bir daha kirlenmeyeceğim” dedi piyon, herkes sustu... İnsan hakları dediler, kişisel seçim, özgürlük dediler. http://goo.gl/y5yV4Q Bu tarihi konuşmayı yaptı Şafak Pavey, yüreğine sağlık...

30 Ocak 2014

Türkçe İngilizce, Türkçe Almanca ve Türkçe İtalyanca Çeviri Yap

Çeviri işlemi zaman alan ve yorucu bir işlemdir. Çeviri ne kadar kolay olursa olsun bir yazma ve arada da olsa bilmediğiniz kelimeleri sözlüğe bakma ihtiyacı gerektirir. Bu yüzden çeviri sitelerine büyük önem verilmektedir. Buralarda yazdığınız metni anında çevirebilmektesiniz. Sadece sizin yazmanıza da gerek yoktur. Eğer bilgisayar ortamında yazıya dökülmüş bir metniniz varsa onu direk kopyala, yapıştır yöntemi ile çeviri sitelerine yönlendirebilirsiniz. Bu sayede anında çeviri gerçekleşmiş olur.

Yazılarınız ne kadar uzun, ne kadar kısa olursa olsun. Bu sayede Türkçe İngilizce çeviri yap dediğinizde anında karşınıza anlama en yakın bir çeviri ortaya çıkmaktadır. Aynı durum Türkçe Almanca çeviri yap dediğinizde de karşınıza çıkacak olan bir uygulamadır. Türkçe İtalyanca çeviri yap derseniz az öncekiler gibi yine aynı metodla en doğru çevirilere ulaşabileceksiniz. Fakat bu yazdıklarımız sizi çok fazla umutlandırmasın. Bilgisayar çevirilerinin hiçbirinde tam eşdeğerlilik yoktur. Bu yüzden yapılan çevirilerin bir kez daha üstünden geçilmesinde büyük fayda vardır. Türkçe İngilizce, Türkçe Almanca ve Türkçe İtalyanca çeviri yapmak artık çok kolay


advertorial içeriktir

4 Ocak 2014

Dünya Yaşlılar Günü'nde TENA'dan Huzurevlerine Muhteşem Sürpriz!

Dünyanın önde gelen yaşlı/hasta bezi ve hijyen ürünleri markası TENA, 1 Ekim 2013 Dünya Yaşlılar Günü’nde tüm Türkiye’nin sesini huzurevlerindeki yaşlılara ulaştırmak ve onları hatırlamamızı sağlamak için bir interaktif banner kampanyası gerçekleştirdi.

Gün boyunca www.hurriyet.com.tr'de ve www.herzamangenc.com'da gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projesinde; yaşlılarımızı her zaman hatırlayamayan, onları ziyaret edemeyen bizlerin, huzurevlerinde yaşayan yaşlıları bir “tık” ile araması sağlandı. Dünya Yaşlılar Günü’nde yapılan bu sürpriz ile mobil teknolojinin gücü, onu çok fazla kullanmayan yaşlılarımızı mutlu etmek için kullanıldı.

Kampanyanın tanıtım filminin, iç ısıtan ve yüzünüzü güldüren sahnelerine bayılacaksınız:


10 Aralık 2013

The Hobbit - Orta Dünyada Yolculuk




Google tarafından geliştirilen ve Chrome' a ve Android telefonlara özel bu uygulamada Orta Dünyanın The Hobbit serisinde anlatılan bütün önemli mekanlarını tanıyabilir ve hikayenin önemli karakterlerinin detaylarını dinleyebilirsiniz. Detaylı bir harita, hikaye içerisinde olayların geçtiği mekanlar ve bu mekanların hikayesi ile her mekanın sonunda bir de interaktif bölüm var. Örneğin Troller' den kaçmaya çalışabilirsiniz. Ben pek başarılı olamadım ama azimliyim :) Ya da Rivendell' de gezebilirsiniz...



6 Eylül 2013

Daldan Dala 10

Türban Mağduriyeti Masalı - ODTÜ gençliği

Cemaat yurtlarının temsilcileri ODTÜ kampüsüne girmiş, yurt bulamayan öğrencileri kandırıp kendi yurtlarında militan yapma derdine düşmüş, ODTÜ öğrencisi tepki gösteriyor, olay başörtüsüne, türbana saldırı olarak gösteriliyor... YÖK ve ODTÜ yönetimi soruşturma başlatacakmış, başbakan yine türban mağduriyeti ile ilgili veryansın etmeye başladı, herkes "ayıp ayıp türbanlı diye böyle yapılır mı?" demagojisinde... Videoyu seyrettiniz mi bilmiyorum ama öğrenci soruyor, kimlik göstermeyi reddediyorlar. Sonra anlaşılıyor ki öğrenci değiller. Güvenlik çağrılıyor. Bir başka öğrenci geçen sene de burada olduklarını söylüyor, adlarını da hatırlıyor hatta... Resmi başvuruyla stant açmak yerine kenarda köşede oturup gizli gizli insanları ayartmaya çalışıyorlar. Yakalanınca da "insanlar kabul ediyor, sana n'oluyor..." Helal olsun o çocuklara "ODTÜ' de cemaat örgütlenmelerine müsade etmiyoruz" deyip, düzgün tavırlarla onları oradan uzaklaştırdılar...



http://goo.gl/B7oP78

-=0=-

Savaş Kapımızda...

28 Ağustos 2013

Webit Kongresi Küresel Devleri İstanbul'a Davet Ediyor

İlgi çekici açılışı, 200’den fazla dünya standartlarında birinci sınıf konuşmacısı ve 100’den fazla  ülkeden 8000’den fazla ziyaretçisi ile yükselen yıldız ve en çok katılım sağlanan küresel, dijital, teknolojik ve telekomünikasyon şirketi etkinliklerinden biri olarak WEBIT, Mobile World Kongresi ve  CES’in geleneksel hakimiyetini sonlandırmak üzere .


En büyük küresel şirketler, dijital, teknoloji ve telekomünikasyon uzmanları, girişimciler ve dünyanın dört bir köşesinden genç şirketler 6-7 Kasım’da şimdiye kadar yapılmış olan en büyük Webit Kongresi’nin beşincisi için İstanbul’da toplanıyor. Procter and Gamble, Unilever, Acer, Master Card,

Nokia ve diğerleri Webit Congress 2013’te dünyanın en yenilikçi dijital, teknoloji şirketleri,  yayıncılar ve ajanslarla buluşuyor   (www.WebitCongress.com).

200’den fazla konuşmacı, Webit’i dünyanın en değerli etkinliklerinden biri haline getiren  5 konferansla, dünya standartlarında birinci sınıf konferans gündemini yaratacaklar.

100’den fazla ülkeden gelen 8000’den fazla katılımcı Kongre için 6-7 Kasım’da İstanbul’da toplanıyor. İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde bulunan Haliç Oditoryumu’nda düzenlenen ''Dijital Pazarlama ve Yenilik'' Konferansı (Webit Kongresi’nin bir parçası) 3000’den fazla delege ile belki de dünyanın dijital pazarlama alanındaki en büyük etkinliğidir. Mobil Pazarlama, Sosyal Medya, Yenilik, Reklam ve Programatik, İçerik yoluyla Taahhüt, Gizlilik ve Siber Güvenlik, bu 2 günlük konferansın konularından bazıları.

Kongre kapsamında, Dijital Pazarlama ve Yenilik Konferansı ile birlikte ''Metrix Konferansı''
gibi daha başka paralel yüksek düzey konferanslar da mevcut. Bu konferanslarda dünyanın çeşitli yerlerinden gelen CMO’lar, CTO’lar ve CIO’lar Büyük Veri, matematiksel analiz, ölçümler, reklamların etkinliği ve ticari istihbarat konularında tartışacaklar.

''eTicaret Konferansı'', çok yönlü kanallar, ticari satış stratejileri, dijital para, müşteri deneyimleri, satış analizleri, ödemeler ve kişiselleştirmeyi sorgulamak için dünyanın ve bölgenin önde gelen satıcılarını çözüm sağlayanlarla buluşturacak.

Sadece davetle girilebilen ''Telco Zirvesi'' CEO’lar, karar vericiler ve başlıca telekom sektörü aktörlerini Telco Industry, OTT, Smart&Connected Cities, mGovernance,

Digitization, Connected Cars & Cloud’un geleceğini tartışmak üzere bir araya getiriyor .

6-7 Kasım tarihlerini takvimlerinize ekleyin ve www.WebitCongress.com adresinden şimdi kayıt yaparak İstanbul’daki  5. Webit Kongresi’ne ziyaretinizi garantileyin. En büyük mevcut ve potansiyel müşterileriniz, partnerleriniz, medya ve dünyanın en yenilikçi şirketlerinin en üst düzey küresel ve yerel temsilcileri ile vakit geçirin.

Özel 1 pakette 2 sınırlı kupon teklifimizden yararlanmak için başvuruda bulunun ve Webit Kongresi biletinizi %50 indirimli olarak alın.

Webit Kongresi Hakkında

Webit Kongresi (www.WebitCongress.com), Dijital ve Teknoloji Sektörü, bilgi ve know-how’ın gelişimini desteklemek ve mümkün olan en iyi ticari bağlantı kurma etkinliğini yaratmak amacıyla, dijital, teknoloji ve telekomünikasyon sektörlerine yönelik küresel bir etkinliktir.

2008’de kurulan Kongre’deki delege sayısı 1500’den, 100’den fazla ülkeden gelen 8000 üst düzey delegeye kadar büyümüştür ve bu durum, eşsiz bir üst düzey bağlantı kurma, bilgi transferi fırsatları ve ticari fırsatlar sunmaktadır.

Kongre’nin 5.’si resmi olarak onaylanmış 300’den fazla medya organı, çok sayıda uluslararası sergici ve sponsora ev sahipliği yapacaktır.

Özel bir ''StartUp Village'', geleceğin dijital ve teknoloji alanındaki liderleri olan 21 genç şirket için alan sunmaktadır. Her sene saygın bir uluslar arası jüri en iylerin en iyilerini seçiyor.

2013’te bu seçim dünyanın dört bir yanından gelen 843 başvuru sahibi arasında yapılıyor.

Webit Kongresi; IAB Avrupa, EACA, EGTA, MMA, Arap ICT Örgütü, Afrika ICT Paktı, CMO Konseyi, Global StartUp Haftasonu gibi kuruluşların stratejik desteği ile düzenlenmektedir.

Kongre; IBM, Yandex, DGTLEco/Adobe, PayPal, Blackberry, Emarsys, Opera Software, TRUSTe, .ME, Crimton, Aramex, Akamai, Qualcomm, Httpool, ThinkDiital, SoftLayer ve daha birçokları gibi çok sayıda sergici ve sponsor tarafından desteklenmektedir.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

16 Ağustos 2013

Roger Waters - The Wall Live

Konser geçeli epey oldu, birşeyler yazmak için geç kaldım ama olsun, içimde kalmasın :)


4 Ağustos akşamı İTÜ Stadyumu şimdiye kadar gördüğüm en keyifli sahne şovlarından birine ve en kaliteli müziğe sahne oldu. 1943 doğumlu delikanlının muhteşem sahne performansı çok etkileyiciydi... Daha önce Sonisphere 2010' da Rammstein konserinde sahne şovunu çok başarılı bulmuştum ama bu konserdeki görsellerin, örülen duvarın, her rengin ve her görselin bir mesajı olduğu düşünüldüğünde çok daha kıymetli olduğunu söyleyebilirim. Bilen bilir, The Wall ayrıca müzik tarihinde dünyanın gelmiş geçmiş en büyük rock opera ve sahne şovlarından ve en pahalı prodüksiyonlarından biri olarak anılır. O kadar masraf yapmışlar ama değmiş...

2 Ağustos 2013

Torpilin Böylesi - Eğitim Sistemi Ne Halde?

90' ların başlarında bir furya vardı; eski üniversiteleri kırpıp yeni üniversiteler türetmek şeklinde bir "eğitim seferberliği" başlatılmıştı. Bu çalışma sebebiyle benim okuduğum okul da İTÜ' den ayrılıp Abant İzzet Baysal Üniversitesi' ne bağlanmıştı. İTÜ olarak kazanıp, AİBÜ' den mezun olan bir sürü insan oldu. Çok kişinin hakkı yendi. Bazılarımız hukuki yollarla ancak İTÜ diploması alabildi.

Bu seferberlik hala devam ediyor. Sonrasında da bol bol özel üniversite kurulmaya başlandı. Her sokak arasında bir üniversite var. O bölgenin ünlüleri adına, olmadı semtin adına... Hatta yakında Cihangir' e Kötü Kedi Şerafettin Üniversitesi bile açılabilir, o derece...

22 Temmuz 2013

Hep Başkası Suçlu

Gezi eylemleri sırasında BBC muhabiri Selin Girit, “Yoğurtçu forumundan bir öneri: Duran adam değil durduran adam olalım. Ekonomiyi durduralım. Tüketmeyin. Altı ay tüketmeyin. Dinleyecekler.” dediğinde Melih Gökçek, Selin Girit’i "ajanlık" ve "vatan hainliği" ile suçlamıştı. Başbakan Erdoğan da "Uluslararası bir basın kuruluşunun çalışanı tweet atıyor 'Duran adam değil durduran adam olalım. 6 ay tüketmeyelim, bizi dinleyeceklerdir’ diyor. Bir insan kendi ülkesine karşı böyle bir komplonun içinde yer alabilir mi? Buna gazetecilik denilebilir mi?" diye tepki göstermişti. Ama öte yandan "Bankaların oyununa gelmeyin, kredi kartı kullanmayın" da diyor... Üretimi bu kadar zayıflatılmış bir ülkede bütün ekonomik sistemi tüketimden gelecek sıcak paraya bağlayan, tesis satarak para kazanmayı hedefleyen bir yönetim şimdi de tüketmeyin diyor. Nasreddin Hoca geldi aklıma nedense...

12 Temmuz 2013

Akıllı Telefonlardan Hangisini Seçmeli?

Tatile cebinde yeni bir akıllı telefonla gitmek isteyenler için çok sayıda yeni seçenek var. Peki, beklentilerinize en iyi cevap veren ürün hangisi?

Akıllı telefon seçenekleri artarken ,”hangisini almalı?” sorusunun yanıtını bulmak da zorlaşıyor. Hangi akıllı telefonu seçeceğinize kolayca karar vermeniz için Teknolog öne çıkan modelleri inceledi.

Samsung Galaxy Note 2



Phablet sınıfı telefon-tablet karışımı cihazların ortaya çıkmasına imkân veren Galaxy Note’un üzerinden bir yıl geçtikten sonra yeni nesil Galaxy Note 2 kullanıma sunuldu. En baştan itibaren biz de dâhil çok sayıda kullanıcı böyle büyük bir cihaza karşı gelmiş ve kimse almaz demiştik ama aksine epey ilgi gördü ve başarıdan ötürü yeni model geliştirildi. Sadece boyutlarıyla fark yaratmayan Note serisinin sembolik eklentisi akıllı ve kullanışlı S Pen kalemi. Galaxy Note’u çok büyük ve taşınmaz bulduysanız bir kez daha düşünün. Yeni Galaxy Note 2’de boyutlar 151,1 x 80,5 x 9,4 mm, yani az fark da olsa ilk modelden daha büyük ama fark edilecek bir oran değil. Boyut farkının abartılı olmamasının nedeni ekran boyutunun 5,3 inç yerine 5,5 inç olması. Ciddi bir değişim yok ve HD 720p çözünürlükle devam ediliyor ama Super AMOLED panelde Pentile yerine RGB dizilim kullanılıyor. Sonuç olarak görüntü kalitesi daha da iyi seviyede.

Samsung Galaxy S4



Milyonlarca kişiye ulaşan Galaxy S serisinin 2013 modeli Galaxy S4 ile çıta bir kez daha yükseliyor. Samsung, bu modelle birlikte ilk kez Full HD 1080p Super AMOLED ekran sunmayı başarıyor ve rakiplerinin gerisinde kalmıyor. Aynı zamanda ilginç biçimde sekiz çekirdekli Samsung Exynos 5410 ve dört çekirdekli Snapdragon S600 içeren iki ayrı modelin üretimi gerçekleşiyor. Türkiye’de satılacak modelde Samsung üretimi Exynos 5 Octa 5410 işlemci yer alıyor. 2 GB RAM ve Full HD 5 inç Super AMOLED ekran da hesaba katılınca en iddialı akıllı telefonlardan biri ortaya çıkıyor. Bu kez daha da sağlam olan Gorilla Glass 3 cam tercih edilmiş. Samsung Galaxy S4’ün rakipleri kıskandıran bir diğer özelliği microSD kart yuvası içeriyor olması ve bataryanın değiştirilebilmesi.

Apple iPhone 5



Her yıl düzenli olarak gerçekleşen yeni nesil iPhone duyurularından sonra kullanıcıların heyecanla geri sayıma başladığını söylemek mümkün. Önceki iPhone 4S modeliyle sunulan az sayıdaki yenilikten sonra Apple’ın iPhone 5 ile bir kez daha büyük ses getirmesi gerekiyordu. iPhone 4S’e kıyasla ağırlığı %20 azalarak 112 grama inen iPhone 5 inanılmaz derecede hafif. Aksine ekran genişliği ise artık 3,5 yerine 4 inç ve uzunluk daha fazla. Ekran daha büyük olsa da genişlik korunuyor ve artan yükseklikle çözünürlük 960 x 640 pikselden 1136 x 640 piksele çıkıyor. Sonuç olarak çözünürlük 720p HD değerine bile ulaşmıyor.
Malzeme kalitesi ve işçilik anlamında çok iyi durumda olan iPhone 5’te antenle ilgili sorunlar geride kalmış durumda. Değişen iç yapıdan ötürü 3,5 mm kulaklık fişi alta taşınmış ve 30 iğneli bağlantının yerini yeni nesil ince Lightning portu almış. Çok sayıda aksesuarı olanlar için kötü bir haber ama ek bir adaptör satın alıp uyum sağlanabiliyor.

Nokia Lumia 920



Uzun süredir geliştirilmekte olan ve daha fazla özellik sunacak biçimde sürekli güncellenen Microsoft Windows Phone işletim sistemini denemek için Nokia Lumia serisi dışında kalan bir telefon seçmek pek anlamlı gelmiyor. Windows Phone işletim sistemli cihazlar dendiğinde akla gelen ilk isim Lumia serisi ve Nokia’nın Windows Phone 8 yüklü modelleri arasında en gelişmişi -yakında çıkacak 925’i saymazsak- Lumia 920. Bu telefonda çok sayıda üstün özellik bir araya geliyor. Tasarım anlamında Lumia 800 ve 900’deki çizgiler devam ediyor. Tek parça polikarbon malzemeden üretilen gövdeyi görüp de beğenmemek mümkün değil. 4,5 inç ekrana kıyasla büyük olan boyutlardan ve malzemeden ötürü 185 gramı bulan ağırlık kendini hemen belli ediyor.



HTC One, HTC One X+, HTC One S, BlackBerry Z10, Nokia Lumia 920, Samsung Galaxy S3, Samsung Galaxy S4, Samsung Galaxy Note 2, Google Nexus 4, Apple iPhone 5 ve Sony Xperia Z’in detaylı incelemelerini okumak için Teknolog’u ziyaret edin.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

12 Haziran 2013

Nasıl anlatılır?

Bütün bir halk ayağa kalkmış, karşısı ya da bu yakası, bir şekilde herkes bir yer tutmuş, ama güzel ülkemde öyle de bir kesim var ki, iki haftayı geçen bu olayların daha en ufak bir ayrıntısından haberdar değiller...

Arkadaşlarla konuşuyoruz, anlık olayları birbirimizle paylaşıp yorumlamaya çalışıyoruz, o sırada biri çıkıp diyor ki "aa... nolmuş, yine olaylar mı çıkmış?"... yuh...

"nasıl bir çevreci eylem ki bu, ne kadar abarttılar, ben anlamıyorum" diyene bile cevap vermek mümkün zira en azından takip etmiş ama anlamamış, izah etmek lazım... bunu anlarım...

Öte yandan "çevreciliği bahane edip hükümeti yıkmaya çalışıyorlar" diyecek kadar sığ adama bile birşeyler söylenebilir.

4 Haziran 2013

Nasr TV Halk Direnişini Anlatıyor...

Bütün olanları, sebeplerini ne de güzel özetlemişler...

Türk medyası da güzellik yarışması yayınlamaya devam etsin, aman dizilerin bir bölümü bile aksamasın... Bütün ülke ayakta ama reklam gelirleri daha önemli değil mi?


Videonun orijinaline bu linkten ulaşabilirsiniz...

http://www.nasrtv.com/modules/video/singlefile.php?lid=9016


Nerenle takip ediyorsun?

Bu kadar olaydan bu kadar yaşanandan sonra hala daha çapulcu, ayyaş, terörist yaftası yiyor ya bu insanlar, daha da ne desek boş.

Farklı düşünüyor olabilirsiniz, inanmıyor, art niyet arıyor, karşı çıkıyor olabilirsiniz. Asıl yakalamanız gereken de aslında oradaki insanların da tam olarak bunu savundukları. Bana doğru sana yanlış olabilir ama sesin çıksın... Özdeki ayrıntılardan biri de bu... Neden bu eyleme karşı çıktığını, neden yanlış olduğuna inandığını düzgünce anlat, oturalım üzerine konuşalım.

Kaç kişiyle bunun tartışmasını yapmaya çalıştım. Küfürle başlayan konuşmalarının sonunda sakinleşmelerini ve biraz daha objektif bakıyor olmalarını sağlayabilmek için dil döktüm.

----

31 Mayıs 2013

#direngeziparkı

İstanbul, beton yığınları arasında kalan son yeşil alanına sahip çıkmaya çalışıyor, devlet kendi vatandaşına neredeyse gerçek kurşunla saldıracak. Yazıklar olsun...

Elinde silahı, sopası, molotof kokteyli, taşı ile saldıran teröriste bile bu kadar sert muamele olmuyor. Polis kardeşim, oysa o adamlar senin mesai arkadaşlarını şehit ediyorlardı. Üstelik talepleri senin korumakla görevli olduğun vatan toprağını bölmek, sahiplenmekti fakat sen ona elini bu kadar kaldıramadın... Onların senin vatandaşlarını öldürüyorlardı ama onlara bu kadar ses edemedin...

Şimdi saldırmakta olduğun insanlar ise sadece "yeşil alanımıza dokunmayın, buraya avm yapmayın" diyorlar...

Bu neyin hırsı, neyin düşmanlığı bu kadar saldırganlığa sebep olan ?...

Bir de bu yaşananlara alkış tutan, "hakettiler" diyenler var ki onların da Allah belasını versin, başka da diyecek söz bulamıyorum... Umarım gün gelir sizin de suratınızın ortasına biber gazı sıkar o polis... Sizin de kafanıza nişan alarak atar gaz bombasını da anlarsınız acısını...





8 Mayıs 2013

Evliya Çelebi ile Sınırsız Bankacılık Serüveni

Yapı Kredi, 17. yüzyılın önde gelen gezginlerinden Evliya Çelebi animasyonları ile karşımızda…
Sınırsız Bankacılık konseptini anlatmak için eğlenceli bir yol seçen Yapı Kredi, Evliya Çelebi’nin başına gelen maceralarda ona her zaman destek olan Bank-ı Şahane olarak yer alıyor.
Bu yaklaşımla biri tanıtım videosu olmak üzere dört tane video hazırlanmış. İnternet Şubesi, Mobil Şube ve Salla Yolla hizmetlerinin anlatıldığı videolarda Evliya Çelebi, Yapı Kredi sayesinde türlü zorlukları aşıyor.
Özellikle Osmanlıca ile günümüz sosyal medya dilinin birlikte kullanılması, tarihi dokuyu günümüz teknolojisi ile çok güzel bir şekilde birleştirmesi projeyi farklılaştıran noktalardan...
Henüz keşfetmediyseniz linki: yapikredi.com.tr/sinirsizbankacilik




Evliya Çelebi’nin maceralarını izledikten hemen sonra iPad, MacBook Air ve World Hediye Kart ödüllü yarışmasına da katılabilirsiniz.
Kısa zamanda Evliya Çelebi’nin eşyalarını toplamasına yardımcı olacağınız oyunda sizden belirlenen objeleri bulmanız isteniyor.
Üç farklı sahneyi oynayıp, en yüksek puanı alan kişiler sıralamaya göre ödüllendiriliyor.
10 hafta boyunca haftanın birincisi: Yeni iPad, ikincisi 200 TL’lik World Hediye Kart, üçüncü de 100 TL’lik World Hediye Kart kazanıyor.
10 haftanın sonunda tüm haftaların birincisi ise MacBook Air kazanıyor. İkinci ve üçüncülerin ödülü de 200 ve 100 TL’lik World Hediye Kart.

Proje, C2A’nın markası olan Netfork Sosyal Medya Ajansı tarafından yaratılmış.
Hem Sınırsız Bankacılık projesi hem de Yapı Kredi hakkında gelişmeleri resmi Facebook sayfasından takip edebilirsiniz: facebook.com/YapiKredi

Bir bumads advertorial içeriğidir.

29 Nisan 2013

Eski Defterler - 2

Koruma...


Ben ve çevremdeki birkaç insan, yeterince tokat yedik bu şehirden de, insanlardan da... Sende yiyeceksin... Ama birkaç eli yüzüne değmeden tutabilsem kardır... 
Biz insanların pisliklerini, terbiyesizliklerini, çıkarcı çabalarını görmezden gelemedik, canımızı acıttı bu da... Karşı da koyamadık, engel de olamadık ama kendimizi o çarktan uzak tuttuk... Bu sayede "biz" olduk ama hep çekiştirdiler paçamızdan, bizi de bu pisliğin içine sokmak için...
Sen, hiç çıkmadığın o sokakların ortasında buluvereceksin kendini... Bana göre hava hoş, sen çöz sıkıntılarını, hayat senin, dert de senin... Gitmek isteyen sensin... Ama ya senin "insan" oluşun ? Benim sana inanmış olmam ? Bunların hiç mi kıymeti yok ? Birşeyler yapamazsam imkanım varken, nasıl hesaplaşacağım kendimle ? Uyarmazsam seni olabilecekler için nasıl bakarım aynada kendi yüzüme ?

...

"gel hadi; gel sığın kanatlarımın altına, istediğin özgürlüğü yakala, hayatını, düzenini kur, uç ondan sonra, nereye istersen, ne yöne gideceksen... ya da kalmak isterse gönlün, buyur sana bir köşede yerim var"

18 Nisan 2013

Samsung Smart Fotoğraf Makinesi ve Tablet Bir Arada!

samsung kampanyasi
Samsung’un Smart Camera 2.0 özellikleriyle donatılmış yeni Smart Fotoğraf Makinesi WB250F, tablet dünyasının beğenilen modeli Samsung Galaxy Tab 2 7.0 ile birlikte, kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor.

Samsung Electronics, Türkiye pazarına yeni sunduğu geliştirilmiş Smart Fotoğraf Makineleri ailesinin yeni üyesi WB250F’yi, çok avantajlı bir fırsatla tüketiciye sunuyor. 12 Nisan’da başlayacak kampanya kapsamında; Wi-Fi bağlantı desteği sunan ve “tek tuş” konsepti ile çekilen fotoğrafların anında internette paylaşılmasını sağlayan, yüksek zumlu WB250F; Samsung’un başarılı tableti Galaxy Tab 2 7.0 16GB 3G modeli ile birlikte, yalnızca 1399 TL.*

9 Nisan 2013

Tabletteki Hürriyet değil, tablete özel Hürriyet


Hürriyet, Türkiye’nin en çok okunan gazete uygulaması Hürriyet E-Gazete’den sonra Hürriyet Tablet uygulamasını da hayata geçirdi. “Tabletteki Hürriyet değil, tablete özel Hürriyet” sloganıyla tanıtılan ve Apple Store’da 1 numaraya yerleşen bu yeni uygulama kullanıcılar tarafından oldukça beğeniliyor.

2011 yılının Mart ayında hayata geçirilen Hürriyet E-gazete uygulaması bugün, Türkiye’nin en çok okunan tablet gazetesi olmayı başarmış durumda. Toplamda ücret ödeyen abone sayısı 16 bine ulaşarak, ücretsiz rakiplerinin ulaştığı rakamları geride bırakırken; Hürriyet okurları, E-Gazete uygulamasını günlük 50 bin, haftalık 350 bin kez ziyaret ediyor.

4 Nisan 2013

Bahar mı gelmiş, ne olmuş?


Dağlarına Bahar Gelmiş Memleketimin

Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..

Ahmet ARİF

Peşine de bu olsun...



Bazen böyle olan ruh halim,



Bazen de böyle oluyor...



Kalan zamanlarda ise olaylar şu yönde gelişiyor;


Sonumuz hayrola, ne diyelim :)

Pek de severim, bir laf vardır;

"Nisan, mayıs ayları, gevşer gönül yayları..."

Haydi hayırlı baharlarınız olsun...

3 Nisan 2013

Google Takeout

Kullandığınız Google servislerindeki verilerinizin yedeklerini XML formunda alabilmeniz için yine Google tarafından sağlanan bir servis var(mış), ben yeni öğrendim... :)

Dilerseniz kullandığınız bütün servislerin tek seferde yedeğini alabileceğiniz gibi, ürün seç butonu ile özellikle bir hizmetin yedeğini almak da mümkün.

Sistem tarafından hazırlanan XML çıktıyı, bir sıkıştırılmış dosyaya aktarıp download edebilmeniz için bir buton aktive oluyor.

Yalnız bazı servislerdeki verilerinizi başka bir servise aktardığınızda, ilgili servislerin sözleşmelerine göre sıkıntılar yaşamanız mümkün diye uyarılar da çıkıyor, bunu sözleşmelerden okuyup incelemekte fayda var...

https://www.google.com/takeout

1 Nisan 2013

Dev Hizmet - Google Burun

1 Nisan şakası için ne mesai harcamış adamlar :)

Google' dan dev hizmet, Google Burun, beta olarak hizmete açıldı...

"Koklamak inanmaktır..." sloganıyla yola çıkan hizmetin Android desteği de varmış. 15 Milyondan fazla koku barındıran Google Aroma Veritabanı ile aklınıza gelecek her türlü kokuyu deneyimleyebilirsiniz...


14 Mart 2013

Kod adı çilek


Komşunun yaşıt çocuğu kızını öptü diye çocuğun omurgasından tesbih, kafatasından da imame yapmayı planlayan, yürüyüş yaparlarken korna çalıp kızını ürküten bir şoförü gırtlaklayan, üst kat komşusu gürültü yapıp kızını uyandırdı diye balkondan üst kata tırmanıp, komşusunu küvette boğmaya çalışan, kız babası bir arkadaşım var...

Kızına kod adı olarak çilek koymuş. Bu başlık oradan çıktı işte...

Evlilik ve çocuklar üzerine konuşuyorduk. Bir süredir evlilik hazırlıkları yapıyorum. Telaş, alışveriş, koşturmaca, mali sorunlar, alışveriş, heyecan, alışveriş, garip hissetme durumu ve yine alışveriş... ve akabinde doğal olarak cüzdanda ve hesapta para kalmayışı... En az 3-4 sene daha alışveriş kavramını anmak bile istemiyorum ama sanırım şansım yok zira evleniyorum; bundan sonrası da hep alışveriş olacak belli ki...

Evliliğin ilk dönemleri, sonraki yıllar derken çocuk olduktan sonraki bölüme geldiğimizde yaptığı tarif çok etkileyiciydi.

8 Mart 2013

Sosyal kim, medya ne?

Sosyal medya ve kullanıcıları üzerine beylik laflar edecek değilim, bunu akademik olarak araştıranlar da oldu, ciddi araştırmalar da mevcut. Benimkisi biraz garipseme, biraz mizah...

Sosyal medya deyince yurdum internet kullanıcısının büyük bir bölümünün aklına sadece Facebook geliyor malum.

Biraz daha ilgili olanlar Twitter' ı da biliyor. Twitter' ın -en azından Türkiyede- bu kadar yaygınlaşmasında öncelikle Hilal Cebeci' nin, sonra da Ciciş kardeşlerin katkısını da unutmamak gerek elbette :)

FriendFeed' in popülerliği kaybolmuş gibi görünse de, yine de yoğun paylaşımlarda bulunan bir kitlesi var. Bence çok da başarılı ve takip edilmesi gereken bir platform. Birçok konuda profesyonel içerik sunan gruplar var.

İş hayatına hitap edenler, akademik ve ansiklopedik içerik sunanlar derken birçok mecra var...

Aslında gün geçtikçe sayısı artan mecra arasında tutunabilenler, ayakta kalıp geniş kitlelere ulaşabilen, etkili olabilenler çok da fazla değil. Birbirine yakın yöntemler benimseyen, bir süre ilgi görüp sonra kaybeden ve kapanan bir çok site oldu. Çoğunun adını bile hatırlamıyorum.

7 Mart 2013

NIVEA yürekleri ağza getiren bir şakayla yeni Stress Protect deodorantı tanıttı

Havaalanında yaşanabilecek en büyük terslik veya en korkutucu deneyim ne olabilir dersiniz? Uçağınızı kaçırmak mı, bavulunuzu kaybetmek mi yoksa hava koşullarından dolayı günlerce havaalanında kalmak mı?

NIVEA, yolcular üzerinde uyguladığı Stres Testi’yle, onlara soğuk terler döktürmüş ve yeni Stress Protect deodorant için eğlenceli bir viral reklam hazırlamış. Videoyu izleyenler, en stresli deneyimlerini #StresTesti etiketiyle Twitter’da paylaşmaya başlamış bile.

Şubat ayında dünya çapında 5 milyondan fazla izlenme ile en çok paylaşılan viral videolardan olan Stres Testi, NIVEA’nın yeni ürünü Stress Protect deodorantı tanıtıyor. Videoda, farklı insanlar havaalanında uçaklarının kalkmasını beklerken, bir anda tehlikeli bir kaçak olarak arandıklarını öğreniyorlar ve ne yapacaklarını şaşırıyorlar.

Günlük hayatımızda karşılaşabileceğimiz heyecan, korku, stres gibi duygu değişimlerinin neden olduğu terleme ile yeni NIVEA Stress Protect deodorantın ne kadar iyi başa çıktığını, esprili bir dil ile anlatan videoyu izleyince, soğuk terlere karşı önlem almanın önemini kesinlikle hissedeceksiniz.
Bir bumads advertorial içeriğidir.

24 Şubat 2013

Şikayetin ne faydası var o zaman?

Uzun zamandır alışveriş yaptığım bir benzin istasyonunda kredi kartı ile yaptığım alışverişlerde aldatıldığımı farkettim. Daha önce de benzer şeyler yaşadığımda okuduğum bazı makalelerde birtakım ayrıntıları öğrenmiştim, bu sefer artık şikayet etmem gerektiğini düşündüm ve Finansbank' ın şikayet hattını aradım.

Bu istasyon yaptığım alışverişlerde nakit çekim yapmak yerine 1 taksitli olarak çekim yapıyordu. Dolayısıyla alışverişten kaynaklanan puan hakkınızı ödemiyor. Çoğumuz buna dikkat etmeyiz çünkü sliplerin alt bölümünde 1 taksitli alışveriş için detay bilgisi olmaz. Geçenlerde yaptığım o alışverişte bankanın +2 taksit kampanyası sayesinde alışverişimi 3 taksitli olarak slipte görünce durumu farkettim.

4 Şubat 2013

"Hesap İşletim Ücretiniz İade Edildi..."


Bankaların yılbaşlarında gönderdikleri ilk hesap ekstresine yansıttıkları bir Hesap İşletim Ücreti kalemi var. 50 TL - 75 TL gibi, hiç de küçümsenmeyecek rakamlar talep ediyorlar. Bu ücretlerin tahsil ediliyor olmasının yasal olmadığına dair defalarca basında haberler çıktı.

Yaptıklarının yanlış olduğunun da farkındalar, o yüzden bankanın destek hattını arayıp, "kart ücreti..." diye söze başladığınız anda "iptal edildi, önümüzdeki ay gelecek ekstrenizde görebilirsiniz..." deyiveriyorlar.

Madem farkındasınız da insanları neden sıkıntıya sokuyorsunuz? Sebep basit; piyasada dolaşımda olan 50 Milyon kredi kartından 10' da 1' i farkına varmayıp bu ücretleri ödese, ortaya çıkacak rakam inanılmaz...

Geç kalmadan, son ödeme tarihiniz gelmeden bankanızı arayın, ücretin iadesini isteyin.

Yasal dayanaklarla ilgili bir iki adresi inceleyelim:

http://www.tuketiciler.org/?com=files.read&ID=12&pID=87

http://www.tempodergisi.com.tr/haberdetay/57733.aspx

27 Ocak 2013

Blogger Custom DNS Sorunu

2013 yılında ilk yazının Blogger' da tanımlı özel domainlere erişim sorunu hakkında olması ne garip değil mi? Güzel yurdumun sansürcü zihniyetlerinin marifetiyle, blogger' a erişim yine engelli malum. Google DNS' leri telekom' un kara listesine giriyor habire...

Ben de yine nasibimi aldım bundan... Daha önce de böyle bir sorunumuz olmuştu, şöyle bir yazıyla bulduğum çözümü anlatmaya çalışmıştım.

Bu sefer de aşağıdaki adresten ulaşabileceğiniz Google Destek sayfalarındaki DNS' leri kullanarak sorunu çözdüm...

http://support.google.com/blogger/bin/static.py?hl=en&page=ts.cs&ts=1233381

Umarım birilerinin daha işine yarar...