Ben ve çevremdeki birkaç insan, yeterince tokat yedik bu şehirden de, insanlardan da... Sende yiyeceksin... Ama birkaç eli yüzüne değmeden tutabilsem kardır...
Biz insanların pisliklerini, terbiyesizliklerini, çıkarcı çabalarını görmezden gelemedik, canımızı acıttı bu da... Karşı da koyamadık, engel de olamadık ama kendimizi o çarktan uzak tuttuk... Bu sayede "biz" olduk ama hep çekiştirdiler paçamızdan, bizi de bu pisliğin içine sokmak için...
Sen, hiç çıkmadığın o sokakların ortasında buluvereceksin kendini... Bana göre hava hoş, sen çöz sıkıntılarını, hayat senin, dert de senin... Gitmek isteyen sensin... Ama ya senin "insan" oluşun ? Benim sana inanmış olmam ? Bunların hiç mi kıymeti yok ? Birşeyler yapamazsam imkanım varken, nasıl hesaplaşacağım kendimle ? Uyarmazsam seni olabilecekler için nasıl bakarım aynada kendi yüzüme ?
...
"gel hadi; gel sığın kanatlarımın altına, istediğin özgürlüğü yakala, hayatını, düzenini kur, uç ondan sonra, nereye istersen, ne yöne gideceksen... ya da kalmak isterse gönlün, buyur sana bir köşede yerim var"