25 Mart 2011

Tekme, Tokat, Vekil

Teröristi kucaklar, insan yerine koyarsan, başlarındaki ite "sayın" deyip, örgüt elemanlarını ülke sınırından bayram havasıyla, davullu zurnalı karşılarsan, elebaşıyla pazarlığa oturur, terörü bitirmek için ondan medet umarsan olacağı bu...


Milletvekili kisvesine bürünüp, ellerine taşları sopaları alır, polise tokat da atarlar, polis araçlarını da tekmelerler, panzerlerin üstüne çıkıp zafer işareti de yaparlar... Zamanında sağlanan kolaylıklar sayesinde milletvekili olabilmek için hapisten çıkarken, dağdan inerken de zafer işareti yapmışlardı...

Ah benim güzel ülkem; bir taraftan laik demokratik düzenin altını eşeleyenler, bir taraftan çoluk çocuğu öldürüp, 30000 cana kıyıp, sonra da mağduruz diye ortaya çıkıp, eşkiyalık yapanlar...

Uyan Türkiye'm...

15 Mart 2011

Giderken


Çok zordu seni orada bırakıp da gitmek, arkamı dönüversem, salacaktın gözyaşlarını, biliyordum. 

Otobüs beni bekliyordu, muavin sesleniyordu, şoför, yolcular homurdanıyordu... 
O kadar sıkı sarılmıştık ki, kalplerimiz birbirine değiyordu neredeyse.
Derin derin içime çektim kokunu; o günden beri her nefeste duyarım hala.
Yavaşça uzaklaştı bedenlerimiz, ellerimiz kaldı yalnız, parmak uçları birbirine dokunarak.
Gözlerin yine zihnimde dolanıyordu, bakışların içimi delip geçmiş, ta kalbime sesleniyordu;
“Herşeye rağmen ve hala seni seviyorum...”


Ben için için yalvarıyordum;
“Kal de ne olursun... Gitme de...”
Neler verirdim dönüpte muavine “Gelmiyorum ben, kalıyorum, defolun...” deyip sana bir daha sarılabilmek için...
İkimiz de biliyorduk ama; ayrılmalıydık, sonu yoktu bu aşkın... Olmayacaktı, olduramayacaktık...
Sustum, döndüm, yürüdüm... Tutamadım kendimi, döndüm sana, koşup dudaklarına yasak bir öpücük daha kondurdum ve bindim otobüse... Sana şimdiye kadar verdiğim en küçük buseydi ama canımı en çok yakanıydı; sonuncuydu, bir dahası olmayacaktı...
Bitmedi o yol bir türlü, hâlâ o caddedeyim, o sokağın köşesini hâlâ dönemedi o otobüs...





(15 Mart' ta yayınlanacaktı bu yazı, blogger engeline takıldı herhalde...)

12 Mart 2011

Erişim Engelli Siteler İçin - UltraSurf

İnternete sansür koymaya çalışan bir ülkede yaşıyorsak, buna çözüm bulmak için de sürekli arayış içinde olacağız demektir. Alternatif yollardan biri de UltraSurf programı olabilir. Bu yazıyı bu program sayesinde yazabildiğimi de belirtmek istiyorum. Birkaç gündür ulaşabildiğim bloguma bugün ulaşamaz oldum... Artık DNS değiştirmekten, proxy siteleri aracılığıyla internette gezinmekten de fenalık geldi...



Programı indirmek ve kullanımıyla ilgili detaylı bilgi almak için bu adresi ziyaret edebilirsiniz... Denendi, başarılı bulundu :)

10 Mart 2011

Örtüsüz kadın satılıktır

Daha da birşey demiyorum, diyemiyorum, yuh bile denmez hatta...

14 yaşında bir kız çocuğuna tacizden hüküm giyen Hüseyin Üzmez' in salıverilmesi bile beni bu kadar sinirlendirmedi.

Daha bir ay kadar önce şuursuzun biri çıkıp "Kadın açık giyinirse tacizi, tecavüzü hak eder" dedi, malum kitleler de ona sahip çıktı, bu kadar kızmadım...

Ama şu lafın üstüne daha da diyecek söz bulamıyorum;

"Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır"

Bunu söyleyen de yukarıdaki zincirin halkalarından biri olduğu için çok da beklenmeyecek bir söz değil aslında... AKP Ünye İlçe Tanıtım ve Medya Başkanı Süleyman Demirci; sana söyleyecek söz bile bulamıyorum...

Buyrun detaylarını okuyunuz... Milliyet   İnternet Haber

GSM Teknolojileri Eğitimi

Türkcell Kurumsal Blogunda rastladığım bir yazıdan ulaşabileceğiniz bu link ile GSM teknolojilerinin nasıl çalıştıklarını rahat anlaşılacak şekilde hazırlanmış animasyonlar sayesinde öğrenmek mümkün.

Bir aramanın nasıl gerçekleştiğini, seyahat sırasında cep telefonunun baz istasyonları arasında gezerken (roaming) nasıl işlemler gerçekleştirdiğini, arka planda nasıl kayıtlar tutulup, ilgili servisler arasında nasıl bir veri transferi oluştuğunu öğrenebilirsiniz.

Animasyon sırasında belki de ilk defa duyacağınız bazı teknik terimlerin açıklamaları da verilmiş.

Merak edenlere tavsiyemdir...

8 Mart 2011

Google Chrome Extensions

Google Chrome kullanıcısı olarak sıkıntısını çektiğim en enteresan konu, Google Toolbar' ın Chrome versiyonunun olmamasıdır. Bunun henüz bir çaresini bulamadım, doğrudan toolbar'ın yolunu yordamını bilen varsa deyiversin. Yine de Firefox' da olduğu gibi bir çok eklentinin olduğu bir site var, işe yarayacak bir sürü eklenti mevcut...

http://www.chromeextensions.org/

Tutunamadım

Elimi biraz daha uzatsam ulaşacaktım sanki ama yetişemiyordum bir türlü... Yoksa yavaş yavaş geri de mi çekiyordu uzattığı ipi ne?... Tutsam ne fayda edecek onu da kestiremiyordum aslında, incecik, yıpranmış, tiftiklenmiş, zayıf bir halat parçasıydı elindeki...

Bahar hiç bitmeyecek, çiçekler hiç solmayacak sanarken, zemheri ayazında bulmuştum birden kendimi. Yaz ne ara geçti, güneş ne ara küstü anlamadım. Çok çabaladım gökyüzünü saran kara bulutları dağıtmak için, yetmedi nefesim... Eğip başımı önüme gitmedim ama, devam ettim savaşmaya... Yeldeğirmenlerine yalvardım, dağıtın şu bulutları, güneşi son bir daha göreyim diye... Dağlara isyan ettim, yolumu kestiniz, ayağıma dolandınız diye çıkıştım... Yollara küstüm, heryere ulaştınız da bir bana bağlanmadı sonunuz, hep başka yerlerde bittiniz diye söylendim...

Zorladım, denedim, sonunda bir ucundan tutuverdim ipi, asıldım... Gördüm ki aslında uçurumun tepesindeki bir ağacın gövdesine dolamış, bırakmış... Kendisi de orada değilmiş, gideli çok olmuş belli... Belli ki derdi beni çekip almak değilmiş çelme takıp yuvarladığı uçurumdan, vicdanını rahatlatmakmış...

Yine de düğüm atmadan bırakmış ağacın gövdesine doladığı ipi, boşalıverdi... Düştüm... Öldüm...

Sanki bir an bir gölge gördüm ağacın ardında, düştüğüme emin olmak için bekliyor muydu yoksa?