Uzun zamandır içimden hiçbirşey yazmak gelmiyor... Aslında dinlenmeye, kendimi dinlemeye çekildiğim zamanlarda anlatacak çok şey varmış gibi geliyor, zihnimde fırtınalar kopuyor. Sanki biraz zorlasam koca bir roman çıkarabilecekmişim gibi bir his bahsettiğim. Gündelik işlerin, hayatın, ne kadar esiri olmuşum...
Yalnızlık mı ? O benim ilacım işte...
30 Mayıs 2008
10 Mayıs 2008
Ekşi Sözlük Davayı Kaybetti
Ekşi Sözlük Türk Telekom aleyhine açtığı davayı kaybetmiş. İşin içine internet ve ifade özgürlüğü kavramları girdiğinde, hatta ikisi bir arada olduğunda adalet sistemimizi anlamak zor.
Sözlüğün davadaki talebi, Türk Telekom' un kapatmanın gerekçesiyle ilgili bilgi vermemesi ve müdehale edemedikleri, hangi içeriği düzenleyeceklerini bilmedikleri için kapatmayla karşılaşmaları ve sonucunda uğradıkları zararın tazmin edilmesiyle alakalı. Ancak bu talep de reddedildi ve sözlüğün uğradığı zarar da yanına kaldı.
Aynı sıkıntıyla ben de karşılaştım, daha önceki yazılarımda da anlatmıştım. Yurdum insanının zihniyeti anlamak mümkün değil. Önce bir deneyin bakalım, site yönetimiyle, yazarıyla iletişim kurmaya çalışın. Rahatsızlığınızı, hata gördüğünüz noktayı bildirin. Sonrasında bir ilerleme kaydedemezseniz hukuki yollara başvurun, ona kabul ama önce bir deneyin.
Birçok sistemin yapısı gereği, içerik kullanıcılar tarafından oluşturuluyor. Bu sitelerin sözleşmelerinde ve kurallarında da yazılan mesajların içeriğinden yazarın sorumlu olduğu mutlaka belirtilir. Dolayısıyla site yönetimi bu sorumluluktan bir noktaya kadar kurtulmuş olur. Bahsi geçen, yasadışı bir içerikse ve bu yönetim ya da moderatörler tarafından tespit edilmişse zaten düzenlenecektir ama bazen kontrollerde de gözden kaçabiliyor. Bu durumda da iletişime geçerek ilgilileri de uyarmak en mantıklı yol bence.
Kişisel fikirler, yorumlar da site yönetimi tarafından sansürlenecek olsa o zaman interaktif ortamların, ifade özgürlüğü kavramının anlamı kalmıyor.
Her söylenen cümleyi hakaret olarak yorumlamak da hastalıklı bir zihniyet bence. Eleştiri denen kavramdan haberleri yok herhalde insanların.
Ne yani, her söyleneni, her yapılanı, her hatayı kabul edelim, hiçbirşeye tepki vermeyelim, kuzu kuzu kaderimizi ve gördüğümüz herşeyi kabul mu edelim ? Neyiz biz, koyun mu ? Demokrasi hangi noktadan sonra ve kim için geçerli ? İfade özgürlüğü sadece sistemi ve iktidarları övenler için ya da parası olanlar için mi geçerli ? Bu kavramların içi bu kadar boş mu ?
Sözlüğün davadaki talebi, Türk Telekom' un kapatmanın gerekçesiyle ilgili bilgi vermemesi ve müdehale edemedikleri, hangi içeriği düzenleyeceklerini bilmedikleri için kapatmayla karşılaşmaları ve sonucunda uğradıkları zararın tazmin edilmesiyle alakalı. Ancak bu talep de reddedildi ve sözlüğün uğradığı zarar da yanına kaldı.
Aynı sıkıntıyla ben de karşılaştım, daha önceki yazılarımda da anlatmıştım. Yurdum insanının zihniyeti anlamak mümkün değil. Önce bir deneyin bakalım, site yönetimiyle, yazarıyla iletişim kurmaya çalışın. Rahatsızlığınızı, hata gördüğünüz noktayı bildirin. Sonrasında bir ilerleme kaydedemezseniz hukuki yollara başvurun, ona kabul ama önce bir deneyin.
Birçok sistemin yapısı gereği, içerik kullanıcılar tarafından oluşturuluyor. Bu sitelerin sözleşmelerinde ve kurallarında da yazılan mesajların içeriğinden yazarın sorumlu olduğu mutlaka belirtilir. Dolayısıyla site yönetimi bu sorumluluktan bir noktaya kadar kurtulmuş olur. Bahsi geçen, yasadışı bir içerikse ve bu yönetim ya da moderatörler tarafından tespit edilmişse zaten düzenlenecektir ama bazen kontrollerde de gözden kaçabiliyor. Bu durumda da iletişime geçerek ilgilileri de uyarmak en mantıklı yol bence.
Kişisel fikirler, yorumlar da site yönetimi tarafından sansürlenecek olsa o zaman interaktif ortamların, ifade özgürlüğü kavramının anlamı kalmıyor.
Her söylenen cümleyi hakaret olarak yorumlamak da hastalıklı bir zihniyet bence. Eleştiri denen kavramdan haberleri yok herhalde insanların.
Ne yani, her söyleneni, her yapılanı, her hatayı kabul edelim, hiçbirşeye tepki vermeyelim, kuzu kuzu kaderimizi ve gördüğümüz herşeyi kabul mu edelim ? Neyiz biz, koyun mu ? Demokrasi hangi noktadan sonra ve kim için geçerli ? İfade özgürlüğü sadece sistemi ve iktidarları övenler için ya da parası olanlar için mi geçerli ? Bu kavramların içi bu kadar boş mu ?
8 Mayıs 2008
Spam Protection for E-Mail Links
Sitelerimizde ya da bloglarımızda iletişim amacıyla kullandığımız e-posta adreslerimizin spam botları tarafından toplanması ve akabinde binlerce spam' e boğulmak çok can sıkıcı bir durum. Bunu engellemek için farklı metodlar kullananlar var. Örneğin bir javascript yardımıyla e-posta adresinizi saklamanız mümkün.
Eğer kodlarla bu işi halledemediyseniz ya da kod bilginiz yoksa, buradan ulaşabileceğiniz sayfada bulunan formu doldurduktan sonra elde edeceğiniz kodu sayfanıza eklediğinizde adresinizi koruma altına almış olursunuz...
Sayfanın kullanımı şöyle;
Böylece şifrelenmiş durumdaki adresiniz, spam botlarına kurban olmayacak... Link yine adresinizi içeriyor ama kod içerisinde adresiniz geçmediği için spam botları bulamıyor... Güle güle kullanın :)
Eğer kodlarla bu işi halledemediyseniz ya da kod bilginiz yoksa, buradan ulaşabileceğiniz sayfada bulunan formu doldurduktan sonra elde edeceğiniz kodu sayfanıza eklediğinizde adresinizi koruma altına almış olursunuz...
Sayfanın kullanımı şöyle;
- E-Mail kutucuğuna istediğiniz adresi yazın,
- Linkte ne yazacağını Title kutucuğuna ekleyin,
- İsterseniz, linke tıklandığında e-posta' nın başlık bölümünde yazacak kısmı da Subject kutucuğunu doldurarak belirtebilirsiniz.
- Sonraki adımda Encrypt Mail butonuna tıklayarak elde edeceğiniz kodu, e-posta linkinizin görünmesini istediğiniz yere yapıştırarak kullanabilirsiniz.
Böylece şifrelenmiş durumdaki adresiniz, spam botlarına kurban olmayacak... Link yine adresinizi içeriyor ama kod içerisinde adresiniz geçmediği için spam botları bulamıyor... Güle güle kullanın :)
6 Mayıs 2008
iGoogle Widget : Analytics
iGoogle' ı uzun zamandır kullanıyorum ve takip ettiğim bir çok blogla ilgili RSS' leri ve bir sürü işe yarar aracı buradan kullanıyorum. Benim için son ve en önemli gelişme yine Google tarafından sağlanan webmaster servisine ait verilere buradan ulaşabilmek olmuştu.
Web yöneticisi araçları servisinin Kontrol Panelinde Araçlar menüsünün alt seçeneği olan Gadgets başlığından iGoogle' a bir araç ekleyebiliyorsunuz. Bu aracı iGoogle' a ekledikten sonra, servisin menüsüne girmeden birçok ayrıntıyı sürekli takip etme şansım oldu böylece.
Daha sonra benzer bir hizmetin Google Analytics servisi için de olup olmadığını araştırırken analyticsindex.com' a rastladım...
Bu servis ile de Analytics' den elde ettiğiniz önemli birkaç veriye iGoogle ile ulaşabilirsiniz. Sayfaya girdikten sonra solda bulunan "Add the Analytics KPI gadget to iGoogle:" yazısının altındaki butona tıklamanız, iGoogle ana sayfanıza dönüp uygulamanın yetkilendirilmesini onaylamanız lazım. Eğer iGoogle' ı kullandığınız hesapla Analytics hesabınız da aynı ise doğrudan servise kayıtlı sitelerinizin listesine ulaşabiliyorsunuz. Ayarları için de sitedeki bu sayfayı kullanabilirsiniz.
Bir de şöyle bir ipucu vereyim, iGoogle' da yeni bir sekme açarken "Analytics Widget" başlığını kullanırsanız hazırda birkaç aracın daha yüklü geldiğini göreceksiniz. Şaşırtıcı bir keşif oldu benim için :)
Web yöneticisi araçları servisinin Kontrol Panelinde Araçlar menüsünün alt seçeneği olan Gadgets başlığından iGoogle' a bir araç ekleyebiliyorsunuz. Bu aracı iGoogle' a ekledikten sonra, servisin menüsüne girmeden birçok ayrıntıyı sürekli takip etme şansım oldu böylece.
Daha sonra benzer bir hizmetin Google Analytics servisi için de olup olmadığını araştırırken analyticsindex.com' a rastladım...
Bu servis ile de Analytics' den elde ettiğiniz önemli birkaç veriye iGoogle ile ulaşabilirsiniz. Sayfaya girdikten sonra solda bulunan "Add the Analytics KPI gadget to iGoogle:" yazısının altındaki butona tıklamanız, iGoogle ana sayfanıza dönüp uygulamanın yetkilendirilmesini onaylamanız lazım. Eğer iGoogle' ı kullandığınız hesapla Analytics hesabınız da aynı ise doğrudan servise kayıtlı sitelerinizin listesine ulaşabiliyorsunuz. Ayarları için de sitedeki bu sayfayı kullanabilirsiniz.
Bir de şöyle bir ipucu vereyim, iGoogle' da yeni bir sekme açarken "Analytics Widget" başlığını kullanırsanız hazırda birkaç aracın daha yüklü geldiğini göreceksiniz. Şaşırtıcı bir keşif oldu benim için :)
5 Mayıs 2008
Yine, Yeniden Sansür : Youtube Kapatıldı...
Türk internet ve blog camiasına Youtube kapatmaları ile ilgili yazı yazmaktan artık fenalık geldi eminim. Şahsen ben sıkıldım.
Yine erişim engeli var ve halihazırda bir açıklama da yok... Kimbilir yine neyi bahane ettiler. Site yönetimiyle görüşüp sakıncalı olduğu kanaatine varılan içeriğin kaldırılması talebinde bulunmak ve bir zahmet biraz çaba göstermek yerine yine kolayına kaçarak, sadece Türk Telekom kullanıcılarının erişimini engelleyen yöntemi seçtiler.
Bu durumda sadece asıl muhatap olan bizler neler olup bittiğinden habersiziz. Diğer servislerin kullanıcıları ya da diğer bütün internet kullanıcıları gerekçe olan içeriğe ulaşabiliyorlar. Hukuk sistemimizdeki teknik bilgi eksikliğinden kaynaklanan bu gereksiz açığın biran önce giderilmesi ve daha akılcı yollar bulunması gerektiğini düşünüyorum.
2 Mayıs 2008
Scribd - Döküman Arşivi
Scribd, geze geze bitiremediğim miktarda dökümanla dolu bir arşiv sitesi. Tesadüf eseri rastladım ama hemen favorilerimde yerini aldı.
Kullanıcılar tarafından yüklenen kitapları sisteminizde o formatı görüntüleyecek program yoksa da görebiliyorsunuz ve bu dökümanları bilgisayarınıza indirmeniz de mümkün.
Yüklenebilecek formatlar olarak Microsoft Office Word, Excel ve PowerPoint dosyalarını, Open Office dosyalarını, Text ve RTF ile PDF ve PS formatında dosyaları kabul ediyor. Depolama için herhangi bir kapasite sınırı da koymamışlar.
Özellikle Technology başlıklı bölüm ve alt bölümleri olan Computer Science, Internet, Telecom bölümleri ilgimi çekti...
Kesinlikle tavsiyemdir.
Kullanıcılar tarafından yüklenen kitapları sisteminizde o formatı görüntüleyecek program yoksa da görebiliyorsunuz ve bu dökümanları bilgisayarınıza indirmeniz de mümkün.
Yüklenebilecek formatlar olarak Microsoft Office Word, Excel ve PowerPoint dosyalarını, Open Office dosyalarını, Text ve RTF ile PDF ve PS formatında dosyaları kabul ediyor. Depolama için herhangi bir kapasite sınırı da koymamışlar.
Özellikle Technology başlıklı bölüm ve alt bölümleri olan Computer Science, Internet, Telecom bölümleri ilgimi çekti...
Kesinlikle tavsiyemdir.
1 Mayıs 2008
1 MAYIS
Emekçilerin bütün bir yıl içerisinde seslerini duyurabilecekleri, taleplerini dile getirebilecekleri tek gün olan 1 Mayıs, bu sene de olaylarla başladı... Hükümet son birkaç gündür bir yandan medyada 1 Mayıs' ın emekçilerin hakkı olduğuna dair yapmacık beyanlarla göz boyamaya çalışırken, bir yandan da, başbakanın deyimiyle ayak takımına karşı önlemler almayı da ihmal etmedi.
Sanki anılan güruh terörist... sanki onlar bu ülkenin evladı değil... demokrasi sadece AKP' nin kapatılması söz konusu olunca devreye girebiliyor ama bu kadar emekçi yasal hakkını kullanmaya kalkınca karşısında binlerce polis buluyor...
Televizyonlarda seyrediyoruz, kaldırımın kenarında oturan bir genç kızın suratına koşan bir polis tekme atıp kızı deviriyor, arkasından gelen diğer bir polis de cop ile kızın suratına vuruyor... PKK militanları gösteri yaparken bile bu kadar sert önlemler, tepkiler olmuyor; bu insanlar ne yaptı ?
Daha ortada bir provakasyon, sataşma, taşkınlık yokken polis sağa sola gaz bombaları fırlatmaya, biber gazı sıkmaya, önüne geleni tepelemeye başlıyor... Ondan sonra da vatandaş da bize taş attı oluyor adı... Bir çok emekçi ve vatandaş da mağdur olduğuyla kalıyor...
Polis teşkilatında acilen psikolojik tedavi görmeye başlaması gerekenler olduğunu düşünüyorum... Emir de olsa, vatandaşına karşı bu kadar kin, nefret ürkütücü...
Başbakanı da ayrıca kınıyorum. Taksim' e çıkılmasını yasaklamak fikrini vatandaşına anlatırken kullanacağınız üslup bu kadar olayın çıkmasına engel olabilirdi. "Ayaklar baş olursa..." gibi bir söylemi tamamen tahrike yönelik olarak değerlendiriyorum...
Ayrıca DİSK yönetiminin bu provakasyona alet olmamak adına yürüyüşlerini sonlandırması da çok akıllıca ve doğru bir hareket, kendilerini kutluyorum...
Sanki anılan güruh terörist... sanki onlar bu ülkenin evladı değil... demokrasi sadece AKP' nin kapatılması söz konusu olunca devreye girebiliyor ama bu kadar emekçi yasal hakkını kullanmaya kalkınca karşısında binlerce polis buluyor...
Televizyonlarda seyrediyoruz, kaldırımın kenarında oturan bir genç kızın suratına koşan bir polis tekme atıp kızı deviriyor, arkasından gelen diğer bir polis de cop ile kızın suratına vuruyor... PKK militanları gösteri yaparken bile bu kadar sert önlemler, tepkiler olmuyor; bu insanlar ne yaptı ?
Daha ortada bir provakasyon, sataşma, taşkınlık yokken polis sağa sola gaz bombaları fırlatmaya, biber gazı sıkmaya, önüne geleni tepelemeye başlıyor... Ondan sonra da vatandaş da bize taş attı oluyor adı... Bir çok emekçi ve vatandaş da mağdur olduğuyla kalıyor...
Polis teşkilatında acilen psikolojik tedavi görmeye başlaması gerekenler olduğunu düşünüyorum... Emir de olsa, vatandaşına karşı bu kadar kin, nefret ürkütücü...
Başbakanı da ayrıca kınıyorum. Taksim' e çıkılmasını yasaklamak fikrini vatandaşına anlatırken kullanacağınız üslup bu kadar olayın çıkmasına engel olabilirdi. "Ayaklar baş olursa..." gibi bir söylemi tamamen tahrike yönelik olarak değerlendiriyorum...
Ayrıca DİSK yönetiminin bu provakasyona alet olmamak adına yürüyüşlerini sonlandırması da çok akıllıca ve doğru bir hareket, kendilerini kutluyorum...
AKP Savunmasını Sundu
AKP, Anayasa Mahkemesine 6 klasörden oluşan savunmasını 30 Nisan itibariyle teslim etti. Bundan sonrası için de Türk Adalet sistemine güveniyorum... Umarım doğru kararı verecekler...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)