30 Ocak 2008

Sorumluluk Hastalığı

Hürriyet gazetesinden Yonca Tokbaş, güzel yurdumda gelişen ve gittikçe çıkmaza sürüklenen kriz ortamı hakkında duygularını çok güzel aktarmış.

Maalesef son dönemlerde kaybetmeye başladığımız toplumsal bilinç, sorumluluk gibi kavramları özetlemiş. Yazının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.

Bir kopyasını da burada arşivlemek istedim. Umarım Yonca hanım bana kızmaz... Buyurun, -umarım- o sorumluluğu siz de hissederek okuyun...


Yonca TOKBAŞ

4yaprakliyonca@gmail.com

Ben hastayım

Hem de fena.

Hastalığımın çaresi de yok.

Sorumluluk hastalığı var bende.
Herşeyden kendimi sorumlu hissediyorum.

Ülkemin halinden,

Kadınlarımızın düştüğü durumdan,

Politikacıların ayıplarından,

Çocuklarımın geleceğinden...

Herşeyden, ama herşeyden kendimi sorumlu hissediyorum.

Bazen eziliyorum bu yükün altında…

Ben duyguları ile yaşamayı seven; ama ilkelerine bağlı bir Türk kadınıyım.

Ortak değerlerimizin olmasını önemserim.

İnsanların birlik olmalarını duygulanarak seyrederim.

Sorumluluk hastalığını, canımı acıtmasına rağmen seviyorum. Ben onu besliyorum, o da beni.

Sorumluluk sahibi olmayan insanlar da var biliyor musunuz?

Üzerine alınmayan ya da etrafında olan çoğu şeyi umursamayan.

Benim türban endişemi, üzüntümü abartı bulup “Bir şey olmaz, ne var canım korkma!” diyenler var.

Bu konudan sıkılanlar var.

Biliyor musunuz babam ben ne zaman gençlik ateşiyle “aykırı” birşey yapmak istesem hemen;

“Kızım sen bugün, oranı buranı açıp sokakta anıramazsın! Başkasının huzurunu kaçıramazsın, bunun adı demokrasidir.” derdi.

“Herşeyin bir yeri ve zamanı vardır.” derdi.

Ben babam böyle deyince, benim özgürlüklerimi esas kendisi kısıtladı diye çok kıl olurdum.

“Ne demekmiş canım, ister sokak ortasında anırırım, ister kış ortasında bikini ile dolanırım” havaları vardı bende.

Burası benim evim, benim mahallem derdim.

Demokrasinin bu işle ne alakası vardı, çözemezdim.

Geç anladım.

Kafama kaka kaka anlattı babam, ben anca bugün yeni anladım.

Bir okur yazmış;

“Oh super oldu bu kılık kıyafet olayı, ben de bundan sonra mayokini ile derslere girebileceğim, yaşasın!” diye…

Ne komik olduk değil mi?

Ama nedense, ben ilk defa gülemiyorum ağlanacak halimize.

Sorumlu hissediyorum kendimi yine.

Laik ve demokratik ülkemin içine sürüklendiği düzensizliği ve bölünmeyi gördükçe iyice beter oluyorum.

Ben nerede hata yaptım?

Neden birşey yapamadım?

Ne yapsaydım da bugün bunu tartışır olmasaydık? diyerek kendimi yiyip bitiriorum.

Ben kendimi türbanlı ve türban taraftarı insanlara karşı bile sorumlu hissediyorum; onları kazanmanın bir yolu olması lazım diyorum.

Kızlarımıza gerçek özgürlüğün; anlatıldığı, vaad edildiği, çarpıtıldığı gibi olmadığını anlatabilmek istiyorum.

Ben kızlarımıza;

Nasıl bir çarkın içerisine hapsedildiklerini, bütün bu kılıf ve sembollere bağlı kalmadan özgür olmanın ne demek olduğunu,

Tehlikenin ortak bir tehlike olduğunu anlatmak istiyorum.

Bugün beni çaktırmadan baskı altında tutarken ona özgürlük vaad eden yobazların bir saniyede herşeyi altüst edip - ne ona ne bana - bugün şu satırda olma şansı bile vermeyeceği riskini düşünmesini rica etmek istiyorum.

Bugün bu konuyu bu şekilde tartışabiliyorsak, bugüne kadar kendisinden ödün vermeye kalkışmadığımız o beğenmedikleri, eksik buldukları demokratik düzen sayesinde olmuştur, hatırlatmak istiyorum.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ ne bizzat kendim gidip

Zor kazanılmış haklarımın

Benden benim rızam olmadan alınmasına yeltenilmesini,

Dava etmek istiyorum.

Ben kendimi,

Özgür

Laik

Türk Cumhuriyeti’ ne

Sorumlu ve borçlu hissediyorum.

Neyse payıma düşen,

Bir KADIN olarak

Yerine getirmek istiyorum.

Yonca

“dAvaCI”

29 Ocak 2008

2RSS - RSS Dizini


2RSS sadece RSS kaydı alan ve bunları kategorize edilmiş şekilde sunan bir servis ve güzel tarafı da ücretsiz olması...

Burada bulacağınız RSS' leri de takip etmek isterseniz, kullanabileceğiniz ücretli, ücretsiz, kurulum halinde ya da web tabanlı RSS Okuyucu programlara ulaşabileceğiniz bir liste de sunmuşlar. Ben RSS takibi için her yerden rahatlıkla erişebildiğim, sorunsuz çalıştığı ve diğer servislerle entegre olduğu için Google Reader' ı tercih ediyorum ama sizin seçiminiz farklı olabilir tabii... Yeri gelmişken eklemekte fayda var, Google Reader ile kendi RSS listenizdeki konuları da blogger kullanıcısı iseniz tek tuş ile paylaşmanız mümkün, yani böyle kolaylıkları da var. Bu açıdan incelemeniz faydalı olabilir...

25 Ocak 2008

Trafik, Saygısızlık, Eğitimsizlik

İstanbul trafiği günden güne daha çekilmez bir duruma gelirken sinirlerin gerilmesinin yanında bir de insanların saygısızlığı, eğitimsizliği, vurdumduymazlığı hepsinin üstüne tuz biber oluyor.

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, 300 - 400 YTL paranız varsa 1 ayda ehliyet sahibi olabiliyorsunuz. Hiç kursa gitmeden, eğitim almadan direksiyona geçen insanlar var.

Sağlık kontrolleri yeterince yapılmadığı için kusurları olduğu halde trafikte olan insanlar var. Birini tanıyorum, renk körü, düşük oranda zeki geriliği var ve sinir hastası... Günün birkaç saati de trafikte... Haber bültenlerinde görüyoruz, bir gözü görmeden, sarhoş halde araç kullananları... İşte size zihinsel engeli olduğu halde ehliyet almış insan örneği...

Tabela bile okuyamayan insanlar için bir kaynak da sunalım sırası gelmişken. İnceleyip anlamaya çalışsınlar...

Daha dramatik durumlarda var... Trafiği kontrol etmesini ve düzenlemesini beklediğimiz trafik polisleri birçoğumuzdan daha vurdumduymaz. Araçların farları ya da fren lambaları çalışmayabiliyor. Dönüşlerde sinyal vermiyorlar. Kırmızı ışıkta durmayabiliyorlar. Canları nereye isterse oraya parkediyorlar, istedikleri gibi durabiliyorlar. Yahu, sizin bize örnek olmanız gerekmiyor mu?

Sokak aralarında yarış yapar gibi araba kullanıp, bilerek yayaların üzerine sürenler... Gözüne girecek durumdaki tabelalara rağmen ters yöne girip, bir de doğru yolundaki insanlara kafa tutanlar... Emniyet şeridini kendine özel yapıldı sananlar... Acil durum araçlarına yol vermeyenler, arkasına gireceğiz diye birbirine girenler... Yüzlerce araç trafikte beklerken, kaldırıma bir tekerleğini çıkarıp öne kaymaya çalışanlar... Sıkışık trafikte korna çalanlar... Olur olmaz yerlere parkedip, trafiğin kilitlenmesine sebep olmasına rağmen, bir de mağdur olanlara korna çaldılar diye kızan, küfür edenler... Bütün örneklerine rağmen hala daha alkollü araç kullananlar...

İşte İstanbul trafik profili. Bütün araştırmaları, istatistikleri boşverin, yaşadığımız bu değil mi? Rezillik, eziyet...

22 Ocak 2008

Baronun Başbakana Cevabı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' ın İspanya' da konuşması sırasında sarfettiği "Türban siyasi simge ise n'olmuş" genel kalıbındaki ifadesinin ardından İstanbul Barosu' nun yaptığı bir açıklama var. Sabah gazetesinde yayınlanan bu açıklama, Türkiye' nin içinde bulunduğu durumu aydınlatmak açısından çok önemli.

İktidar partisinin başında bulunan ve Türkiye' yi başbakan sıfatıyla temsil eden kişinin hukuk konusunda yetersizliğini de ortaya koyan açıklamanın detaylarında başbakanın iddiasının aksine Avrupa ülkelerinde de siyasi simgelerin yasak olduğu, AİHM kararları ile de bunun sabitlendiği, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve mahkemeler yoluyla bu konuda netleşmiş kararların olduğu belgeleniyor.

AKP' nin geçmişinden miras olarak gelen şeriat özlemini hala yaşattıklarını ve bu yolda çaba sarfettiklerini bu ifadesiyle net olarak gösteren, hatta itiraf eden başbakanın, toplumu nasıl bir bölünmenin ve ayrılıkçılığın içine sürüklediğini bildiğinden ve zaten amaçlarının da bu olduğundan artık iyiden iyiye şüpheleniyorum. Beni asıl üzen, bu durumun herkes farkında olmasına rağmen, hukukçuların ve diğer siyasi partilerin neden sağlıklı tepkiler vermedikleri...

%47' lik oy oranı bu ülkede iktidarlara istediklerini yapabilme hakkı veriyorsa, birkaç torba kömür, biraz para ve zümrelere özel ilgi, icraattan daha önemli ve oy vermek için yeterli sebepse, demokrasi olarak tanımladığımız değerleri ve vatandaşlık bilgimizi tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor.

Tarih bilgisi ve analiz yeteneğini ise artık sayın vatandaşlarımdan maalesef bekleyemiyorum, zira onların daha önemli magazinel ve sportif sorunları var...

UYAN TÜRKİYEM, SİLKİN VE KENDİNE GEL...

21 Ocak 2008

Rapidshare.com Kapandı(mı ?)...

Bu adreste rastladığım habere göre Rapidshare.com 19 Ocak itibariyle kapanmış... Sözüm ona Almanya' da telif haklarını çiğnediği gerekçesiyle kapatılmış ancak site şu anda çalışıyor. Daha da önemlisi Rapidshare News' da yapılan açıklamaya göre bir teknik sorun sebebiyle 50 Mbit' lik bant genişliği kaybı yaşanmış ve bu aralıkda Rapidshare' e erişilememiş. Sitenin verdiği kaynaktan birebir aldığı anlaşılan haber de biraz panikle karışık provakasyon kokuyor gibi geldi. Ben de dahil Rapid' in sevmeyeni çoktur ama hakkını da yememek lazım, çok işimizi görmüştür...

Copyscape - İçerik Koruma


Özellikle yurdum webmaster' ında yaygın olan kopyalama yoluyla içerik oluşturma alışkanlığına çözüm olmasa bile bir süre sonra yıldırabilecek bir çözüme rastladım. Bu adreste görüp incelediğim Copyscape hakkında ben de görüşlerimi belirtip, linkini vermek isterim. Arkadaşa da araştırması için teşekkürler. Gerçi bu da bir nevi kopya içerik gibi oldu ama konu hakkındaki bir kaynak tan haberdar edebilmek adına hoşgörülebilir bence :)

Siteye girdiğinizde karşılaştığınız basit arayüzde arama kutucuğuna araştırmak istediğiniz içeriğin bulunduğu sayfanın linkini yazıp arattığınızda, benzer ya da aynı içeriğe sahip sayfalar varsa bunların listesi geliyor. Normal şartlarda arama motorları üzerinde çok daha fazla zaman harcayarak, farklı kombinasyonlar deneyerek bulabileceğiniz bu adresleri tek noktada toparlayabilmek çok faydalı...

Buna ek olarak kendi çabanızla ilgili site sahibine ulaşıp da sonuç alamadıysanız da Utanç Duvarı aracılığıyla bu siteleri deşifre edebilir, eğer hala vicdanları biraz varsa, utanıp kopyacılıktan vazgeçmelerini sağlayabilirsiniz. Utanç Duvarı' nı ve buradan sonuç almış blog yazarlarının yazılarını da okursanız, başarılı sonuçlar aldıklarını ifade etmişler.

Gelişen Türkiye' mizde üretenin emeğine saygı duymayı öğreneceğiz birgün... umarım...

18 Ocak 2008

Sitebilgi.Net


Sitebilgi.Net, öncelikli olarak bloglara odaklanmış, ancak tüm siteler için hizmet veren bir sorgulama servisi. Bu servis sayesinde arama kutucuğuna gireceğiniz adresteki sitenin popülaritesini kısa sürece alacağınız detaylı bir raporla öğrenebiliyorsunuz. Edineceğiniz bilgiler ise;

  • Google PageRank
  • Alexa Sırası
  • Google Backlink
  • Yahoo Backlink
  • Tusul sonuçları
  • Blograzzi Sırası
  • Technorati Sırası
  • Del.icio.us linkleri

Tasarımın sadeliği ve başarısı da kullanımı kolaylaştırıyor. Soru sonrasında listenin altında verdiği link yardımı ile aynı sorguyu örneğin sayfanıza yerleştirerek ziyaretçilerinize de sunmanız mümkün.

Düzenli gelişme sürecinde olduğu anlaşılan servisi takip etmekte fayda var.

Microsoft İşletim Sistemlerinin Tarihçesi


Listeniz.Net adlı blogda rastladığım bu yazıyı paylaşmak istedim. Microsoft tarafından şimdiye kadar üretilmiş bütün işletim sistemlerinin ekran görüntüleriyle birlikte kısa tarihçelerini vermişler. Başarılı bir çalışma olmuş.

Ayrıca blogun geneli hakkında da yorum yapmak da fayda var. Kendilerinden aşağıdaki gibi bir paragrafla bahsetmişler;

" Listeniz.Net ekip olarak, gündemi takip ederek okuyucularına en yeni ve doğru haberleri iletmeyi ilke edinmiştir, sizlerinde katılımı ile doğru, güncel ve ilginç bir hayat listesi oluşturmayı hedeflemektedir.

6 Faklı dilde hazırlanan Listeniz.Net sadece tek bir kesime değil, dünya genelinde internet giren her ortamda başvuru kaynağı olmayı hedeflemektedir. Okuyucularında katkısıyla dev bir kitleye ulaşmak için çalışmaktadır.."

Farklı konu başlıklarına yayılmış içeriği güzel bir tasarım ve başarılı bir navigasyon sistemiyle sunmuşlar.

Hemen RSS' i alınıp, saklanmalı. Güzel kaynak...

16 Ocak 2008

Google - PR Güncelleme - Ocak 2008

Google PR Logo
Bir süredir dönen dedikoduların gerçek olduğu ortaya çıktı. Google yeniden PR güncellemesi yapmaya başladı. Blogumun yeni PR' ı da 2 olmuş bu arada; iyi bir haber bu benim için...

Henüz diğer sitelerimde bir güncelleme olmadı. Malum Google' ın dünya üzerine yayılmış birçok datacenter' ı var ve hepsinin güncellenmesi de biraz zaman alacaktır elbette...

Bir ara Google' ın PR sisteminden vazgeçeceğine dair söylentiler de dolaşıyordu ortalıkta ancak PR sistemi üzerine bu kadar yoğunlaşıp, algoritmayı sürekli geliştiren Google' ın bu sistemden vazgeçmesini ben şahsen beklemiyordum.

Güncellemeler hepimize hayırlı olsun :)

15 Ocak 2008

Yapılaşma Rezilliği


İstanbul' un belki de merkezi sayılabilecek bir semt Mecidiyeköy. Ancak günden güne yaşanmaz bir yer oluyor. İstanbul' un birçok ilçesinde ve semtinde yaşanan ortak sorunlar yani trafik, düzensiz yapılaşma, altyapı eksikliği ve kültür erozyonu burada da dayanılmaz bir süratle büyüyor.

On yıldan daha fazla süredir iş sebebiyle Mecidiyeköyle bağlantım var, değişimi bizzat yaşıyorum. Yaşanan biçimsiz ve plansız büyüme sebebiyle sıkıntılarda kontrolsüz olarak büyümeye devam ediyor.

Trafik her geçen gün biraz daha sıkışıyor, sorun uzadıkça birkaç semt ötesinin bile trafiğini etkiler hale geliyor. Mecidiyeköy' ü iş merkezi haline getirenler bu ayrıntıyı gözden kaçırıyorlar. Ara sokakların üç-beş günde bir şekli ve trafik akış yönü değiştiği için sürekli bir karışıklık hakim.

Belediyenin ve ilgili birimlerin sorumsuzluğu sebebiyle boş bulunan her toprak parçasına bir bina dikilir oldu, semt sakinlerinin yaşam alanları en aza indirildi. Bırakın bir parkı, yeşil alanı, ağaç görmek bile mucize...

Plansız yapılanma sürecinin en büyük sıkıntısı da otopark problemi. Bölgede yeni yapılan binaların hiçbirinde otopark yok ve bu ayrıntıya hiç kimse aldırmıyor. Bölgede sayıları sürekli artan yeni iş ve alışveriş merkezleri yüzünden konut ve işyeri fiyatları akıl almaz oranda arttı ancak bu artışın yanında yoğun talebin getirdiği sıkıntılarda katlanarak büyüyor.

Sabah saatlerinde olur da aracınıza bir boş yer bulursanız şanslısınız, akşamları bu zaten mümkün olmuyor. Birkaç saat içinde ise aracınızı tanınmaz halde bulabilirsiniz zira bölgedeki inşaatlar ve bunların denetimsizlik yüzünden semti kömür ocaklarından daha tozlu hale getirmesi sebebiyle ortalıkta göz gözü gözmüyor... Özellikle de hakkında bir sürü şaibe çıkan Taşyapı çevre sokak ve caddeleri yaşanmaz hale getirmeye devam ediyor.

Adı geçmeye başladığında bile bölgedeki emlakçıların ve rant düşkünlerinin iştahını kabartan bu projenin asfalta, kaldırımlara verdiğinden daha fazla zararı çevreye verdiğini bölgede rahatlıkla görebilirsiniz. Şantiyede çalışma devam ederken hemen yanıbaşındaki durakta on-onbeş dakika otobüs bekleyin, üzerinizde ince bir toz tabakası göreceksiniz... 2007 Türkiyesinde sokakların hala çamurlu olması kulağa garip geliyor değil mi?

---------------------------------------

Semtte artan rant elbette birçok insanı da buraya çekiyor. Derdi etrafına ya da insanlığa fayda sağlamaktan ziyade cebini doldurmak olan bir sürü yamyam buralara akın ettikçe insanların, esnafın ve bölgedeki sosyal yaşamın da kalitesi giderek düşüyor.

Alışveriş merkezinden daha az okul var bölgede... Sokak aralarından serseriler eksik olmuyor. Maç ya da benzeri durumlarda evlerden bir anda silahlar atılmaya başlanıyor ama öyle bir iki ev de değil... Sanki bir çatışmanın ortasında kalmış gibi oluveriyorsunuz bir anda. Bölge yakın semtlerde de yoğun olarak göç aldığı için kültür dengesizliği ve getirdiği sorunlar çok net görülebiliyor.

Meydandan içeride, daha alt kotlarda kalan bölgeler, tarikatlar tarafından parsellenmeye devam ediliyor. Benim gibi sıradan vatandaş bile bunu biliyor ve farkına varabiliyorsa umarım güvenlik güçlerinin de bir çalışması vardır bu konuda...

---------------------------------

Sokaklar köy meydanı gibi sokak köpekleriyle dolu, akşamları bir saatten sonra buralardan geçipte köpek saldırısına uğramayan yoktur. Hatta daha geç saatlerde de bazı sokakların egemenliği tamamen köpeklere geçiyor.

Bölgede kalan birkaç kasap esnaf da akşamları artıklarını direk diplerine gazete üzerilerine sererek bıraktıklarından bölgeden köpeklerde eksik olmuyor. Bir de acilen hastanaye kaldırılması gereken bir kaç akıl hastası yaşlı teyzemiz var ki onlar da evlere şenlik. Evladına o kadar bakmaz; tencereyle bu hayvanlara yemek taşıyorlar... İyi güzel hayvan sevgisi iyi birşey de, hava karardımı arabasız bazı sokaklara girmek mümkün değil o nasıl olacak ?

Bu yazdıklarımın da, eğer teknolojiyle ilgileri varsa ve bu sayfalara ulaşabilirlerse, yetkililer tarafından kimi yerlerinde suç duyurusu, kimi yerlerinde ise şikayet olarak alınmasını talep ediyorum...

8 Ocak 2008

Irak' a Yardım Vaadi


ABDullah Gül, ABD gezisi sırasında gazetecilere verdiği demeçde Irak'ın PKK sorununa çözüm üretebilmesi durumunda ekonomik ve siyasi yardımların artırılacağı yönünde bir vaatte bulunmuş.

Böyle bir açıklamayı ben talihsiz bir açıklama olarak görüyorum. Bölgedeki avantajlı konumumuzu ağırlığa dönüştürmek yerine "sen bana bir güzellik yap, ben de seni görürüm; merak etme..." gibi bir tavır takınmak ne kadar doğru olur bu başlı başına bir soru bana göre...

Kaldı ki haklı olduğumuz bir durum var ortada. Bizim bu noktada yaptırım hakkımızı ve gücümüzü sonuna kadar kullanmamız ve milli irademizi göstermemiz gerekirken, bizden çok daha zayıf durumda olan ve birşey yapamayacağını itiraf bile etmiş olan bir devletin becerisine kaldık gibi bir hava yaratmak ne kadar doğrudur ? Irak zaten hata içinde olduğunun farkında, birşey yapabilecek olsaydı, PKK' yı topraklarından çıkarabilecek siyasi iradeye sahip olsaydı şimdiye kadar çıkarır, Türkiye' yi karşısına alma riskine girmezdi. Bu duruma sebep olabilecek diğer önemli etken olan Barzani ve Talabaniyi de zamanında sustururdu.

Herşeyi bir yana bırakın, Irak' a neye dayanarak ne taahhüdü veriyorsunuz ? Noter katipliğini yaptığınız hükümetin allak pullak ettiği ekonomik dengeler düzelmemişken, içeride nüfusun yarıdan çoğu açlık sınırının altında yaşarken, birçok çocuk bırakın okulu, yiyecek yemek, kalacak yuva bulamazken, bir de başımıza Irak' a yardım belası mı saracaksınız ? Kimin parasıyla kime yardım ediyorsunuz, hangi ülkeyi ne sebeple kalkındırıyorsunuz ? Zamanı geldiğinde BOP' dan payınıza düşeni alabilmek için yatırım mı bu vaatler ?

Zamanın da peşmergeleri de kabul ettik, başka ülkelerdeki soydaşlarımızı, kardeşlerimizi de aldık yanımıza, delikanlı toplumuz ya biz...

Yalnız bir gariplik var, o zaman açlar diye el uzattığımız ve yer yurt verdiğimiz insanların hepsi bizim topraklarımızda han hamam sahibi oldu, toprak satıp para kazanıyorlar, iş güç sahibi oldular, fakat ülkenin gerçek halkı aynı ekonomik sıkıntıları yaşamaya devam ediyor.

Herkese yardım etmeyi pek seven rahmetli Özal döneminden beri bu ülkenin başına gelmeyen kalmadı, daha önce de vardı elbette, salt onun suçu değil ama, o dönemden beri de hem bu sonradan gelen halkların bariz farklı haklar edinmeleri, hem de etnik kavgaların bu kadar belirgin olması ve şiddet dozunun artması da gözardı edilmemeli.

Bu tarihi hataları da unutmamak, birşeyler için söz verirken birkaç kez düşünmek gerekiyor...


7 Ocak 2008

Stage6




stage6.com yüksek kalitede videoların paylaşıldığı bir site. Doğal olarak kotalı ADSL kullanıcılarına hitap etmiyor. Youtube' dan farklı olarak kaliteden ödün verilmediği için dosya boyutları fazlasıyla büyük. HD videolara da rastlamak mümkün hatta...

Siteyi kullanabilmeniz için de DivX Web Player plugin yüklü olması gerekiyor. Eğer Firefox kullanıyorsanız gerekli plugin' i Firefox direkt kendisi bulup indirecektir. IE' de denemedim ama o da aksini yapmayacaktır herhalde.

Youtube ve benzeri video sitelerinden farklı olarak izlediğiniz videoyu indirmek isterseniz üçüncü parti tabir edilen yardımcı programlara ihtiyacınız yok. Dosyayı doğrudan .divx formatında bilgisayarınıza indirebiliyorsunuz. Sadece videonun ortasında yer alan play tuşunun hemen yanındaki aşağı ok resimli tuşa basmanız yeterli.

Sitede bu formatı oynatabileceğiniz programı indirmeniz için bir de link zaten verilmiş.

Ayrıca bilgisayarınızda DivX codecler yüklüyse rahatlıkla bu videoları da izleyebilirsiniz. Değilse de bu adreslerden güncel codecleri indirebilirsiniz.


Klite özellikle tavsiyemdir, her yönden çok başarılı bir codec paketi, ayrıca içinde Media Player Classic' de son sürümüyle geliyor. Yalnız bu siteden indireceğiniz .divx uzantılı videolar için DivX' in son versiyonuna da sahip olmanız gerekiyor olabilir.

4 Ocak 2008

Tarihi Mekanlarda Sanal Turlar

360TR.Com adresinden ulaşabileceğiniz bu hizmet Cansız Hayal Tasarım tarafından ücretsiz olarak sağlanıyor. Uzun zaman önce yine aynı firmanın hazırladığı Topkapı Sarayı turunu incelemiştim ve çok keyifli, kullanışlı bulmuştum. Şimdi ise siteyi incelediğimde gördüm ki, sanal tur yapılabilecek yerlerin sayısını epey arttırmışlar. Mekanlara yerleştirilmiş olarak gösterilen sanal kameraların sayısı da arttığı için daha fazla detaya ulaşmak mümkün.

Örneğin biraz önce Mevlana Müzesini inceledim. Daha önce Konyaya gitmiş olmama rağmen, bir seferinde tadilata, bir seferinde de mesai bitimine denk geldiği için o müzeyi gezememiştim bir türlü...

Tarihi mekanlar ve müzeler dışında da bazı illerin görülmesi gereken yerleri için benzer çalışmalar da yapmışlar. Panaromik fotoğraflarla o yerleri yakından görmüş kadar olabilirsiniz.

Cansız Hayal Tasarım' ın ellerine sağlık diyelim...

3 Ocak 2008

Yılın İlk Karı


İstoşumda 2008' in ilk karı yağdı. Sabah evden çıktığım da atıştırıyordu. Dudağımın kenarında ufak bir gülümseme hissettim. Bir saat kadar önce de kocaman tanelerle yağmaya başladı tekrar.

Cam kenarından seyrederken çok güzel görünüyor ama dışarısı oldukça soğuk... Allah dışarıda olanların, dışarıda çalışanların yardımcısı olsun.

Özellikle şöför arkadaşlar için de küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum. Bu havada sürat ve maceranın sonu ölüm demek. Dikkatli ve sakin kullanın araçlarınızı. Takip mesafesine de özellikle dikkat etmek ve fazladan pay bırakmak da fayda var. Gizli ya da açık buzlanma sebebiyle aracınızın fazladan kayabileceğini ve kontrolü kaybedebileceğinizi de hesaplayarak hareket edin...

Kazasız belasız günler herkese...