24 Kasım 2008

Öğretmenler Günü

Sevgili öğretmenlerimiz, gününüz kutlu olsun... Bir ülkenin geleceğini, insanların kaderini hazırlamak; gençliği hayata hazırlamak gibi önemli, hassas ve kutsal bir göreviniz var... Allah yardımcınız olsun...

Google' da sizi unutmamış, şöyle şık bir jest yapmış

13 Kasım 2008

Metrobüs İşkencesi


Metrobüs denen zımbırtıyı göz göre göre kazıklanarak aldık, zaten dar olan otobanlarımızdan özel şeritler ayırıp mevcut trafiği iyice arap saçına döndürmek pahasına onlara özel yol açtık.

Bir sürü aracımız ve rahat rahat gidebilecek yolumuz vardı artık ama o da ne !!! Bu kadar uzun bir aracın dönebileceği bir yol, kavşak yoktu ?!!... Apar topar otobanın üstüne bir havada-döner kavşak yapıldı, sorun çözüldü.

Sonra güzergah genişletildi, araç Zincirlikuyu' ya kadar gelebilir oldu. Ne güzeldi... Ama bu arada sadece aynı hattı takip eden diğer İETT hatlarını değil, aralara giren, ara semtlere giden diğer hatları da kaldırdı kurum... Vatandaşın bir bölümü ciddi oranda mağdur oldu. Neyseki buna da alıştık. Ortadan kalkar diye ümit ettiğimiz minibüsler ara semtlerde sayıları artarak yeniden hortladılar...

Bu kadar çok araç olmasına rağmen talebin yoğunluğundan dolayı araçlar inanılmaz kalabalık, havasız, bunaltıcı ama trafik sıkışıklığından kurtulup çok ciddi zaman kazanıyor olmak çok avantajlı. Bu sebeple birçok eksi yok sayılabilir. Aracın ve metrobüs sisteminin böyle çok güzel bir yanı var. Ben her gün hem gidiş hem gelişte kullanıyorum ve eskisine göre çok daha hızlı ulaşıyorum işimle evim arasında... Hakkını yiyemem. Haydi eksileri de bir kenara bırakalım, benim anlamadığım İETT' nin amacı...

Durakta bekliyorsunuz, bir araç geliyor, tıklım tıkış, insanlar balık istifi... Arkasından bir araç geliyor tamamen boş ama kapıları açmıyor pas geçiyor... Bir araç daha aynı şekilde, bir tane daha, bir tane daha... Nereye gittikleri de belli değil... Sonra bir başka dolu araç geliyor, insanlar içeride boğulmak üzere, ama hemen arkasından yine boş bir otobüs var. Tam iş saatlerinde nedense bir sürü boş araç amaçsızca ve süratle biryerlere gidiyor. Hepsimi arızalı, hepsimi garaja gidiyor ?

Mesai saatleri dışındaki aralıklarda ise nedense böyle boş otobüs geçmesi olayına hiç rastlamıyorsunuz. Zaten nispeten daha boş olan otobüsler, neredeyse yolda sıkışacak kadar dipdibe ve hiç bir araç sektirmeden yolcu alarak iş görüyor. Yahu arkadaş kastınız işe gidenlere mi? Sabah ve akşam seferlerinde neden bir sürü boş otobüs oluyor ? Benim paramla aldığınız otobüsü, nasıl benden kaçırırsınız ? Nereye gidiyor bu araçlar acele acele... Hatta diğer dolu araçlar da bu boş olanlara diğer şeride geçerek yol vermiyorlar mı o zaman iyice deliriyorum...

Evet İETT, gerekçe nedir ?

10 Kasım 2008

Üzmez Olayının Perde Arkası Nedir ?

Hüseyin Üzmez davasında, ‘Ruh sağlığı bozulmamış’ denilen B.Ç anlatıyor: Her gün ağlıyorum, akşam odamda ağlıyorum. ‘Şikâyetçi misin’ diye sorulduğunda, ‘Değilim, şikâyetçi olursam annem de çıkmaz belki diye düşünüyorum...’

Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’in cinsel istismarına maruz kaldığı belirtilen 14 yaşındaki B.Ç.’nin ‘beden ve ruh sağlığıyla’ ilgili Adli Tıp raporunda hem davanın seyri hem de küçük kızın bu süreçte nasıl bir ruh halinde olduğu ayrıntılarıyla anlatılıyor. 19 sayfalık raporda olayın gelişimi ve küçük kızın yaşadığı travma ayrıntılarıyla anlatıldıktan sonra ‘B.Ç.’nin ruh ve beden sağlığının bozulmadığı’ öne sürülüyor.


Üzmez olayı ile ilgili yazdığım yazılara kaynak olan olayın detaylarını bu yazıda okumak mümkün. Son olarak verilen raporun yanlış ve yanlı olduğuna iyice kanaat getirmeme sebep olan açıklama ise şöyle;
İ.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Şebnem Korur Fincancı: Raporu hazırlayan kurulda çocuk psikiyatristinin olmaması çok ciddi bir sorun. Çocuğa uygun muayene ortamı ve ona uygun testler gerekiyor. Dolayısıyla bu değerlendirme tabii ki eksik. Her ne kadar o kuruldaki psikiyatri uzmanı erişkin ve çocuk psikiyatrisi ayrılmadan önce uzmanlığını almış olsa ve mevzuata göre her ikisini de yapabilir durumda olsa da, etik olarak yapmaması gerekir. Muayene ortamının uygun olmadığını zaten biliyoruz. Orası bir kurul. Bütünü hekimlerin birarada oturduğu bir yerde sanki mahkemeye çıkmış gibi gözleniyor. Çocuğun anksiyetesi istismardan mı aileden ayrı kalmasından mı diye tartışılıyor ama anksiyete oraya girmekten bile kaynaklanmış olabilir. Cinsel istismara maruz kalan çocuklarda, cinsel davranış bozuklukları, yaşına uygun olmayan cinsel bilgiler ve yaşına uygun olmayan cinsel davranışlar olur. Bunlar da ancak gözlemlerle, muayene sırasında oyun yöntemleriyle değerlendirilebilecek şeylerdir. Bu raporun yeterli olduğunu söyleyebilmek doğru değil, tıp biriminin ilkelerine uygun olmayan bir rapor.”


Bir raporla ilgili başka bir haberde de normalde çok daha uzun sürede çıkan bu raporun neredeyse rekor sayılabilecek kadar kısa sürede verildiğini söylüyordu. Bu ne aceleyse ?!...

Haberin devamını bu adresten okuyabilirsiniz...