1 Kasım 2007

Usta - Çırak İlişkisi

Şimdiye kadar çalıştığım birçok işletmede karşılaştığım ve bir dönem benim de yaşadığım bir sıkıntıyı ele almak istedim.

Sektör ya da iş tanımı ne olursa olsun, her ortamda adları farklı da olsa usta çırak ilişkisine rastlamak mümkün. Bu, Türk iş dünyasının doğasında olan bir yapı... Kıdem bile aynı rütbedeki personel arasında bu ilişkiyi doğurur ve personelin gelişim süreci açısından önemli bir kavramdır. Ustanın iş hakkındaki bilgisini ne yolla çırağına öğreteceği kişisel bir seçimdir ama asli amaç öğretmektir.

Ancak nedense insanımızda rastladığımız bir çeşit bencillikten dolayı, kimi işyerlerinde çıraklar, uzunca bir süre ayak işleriyle zaman öldürmek zorunda kalıyorlar. "Boynuz kulağı geçer de mesleğimi elimden alır" diye mi düşünüyorlar acaba?... Ne zamanki çırağa iş hakkında gerçek bilgiler verilmeye başlanırsa, çıraktan da gerçekten verim alınabileceği anlaşılıyor. Kaybolan zamana da, geçmiş olsun... Çırak kimliğiyle bir takım tecrübeleri bir süre yaşamak gerekiyor, buna ben de katılıyorum ama, süreyi de çok abartmamak gerekiyor. Sırf bu yüzden mesleğinden soğuyan, başka işlere yönelen insanlar tanıdım. Yetişmiş, kalifiye personel açığı hergün daha da artan bazı sektörler için, bu durum hayati önem de taşıyor. Örneğin ben elektronik eğitimi görmüş olmama rağmen, ilk elektronik iş deneyimimde ustamla ilişkim pek de sevimli olmadığı için aynı firmanın bilgisayar servisi daha sıcak geldi ve o zamandan beri bilişim sektöründeyim. Elektronik sektörü belki de çok değerli bir elemanını kaybetti :) Boşa giden eğitimim de cabası...

Firmalara staj amacıyla gittiğinizde de aynı sıkıntıyla karşılarsınız. İşe henüz hakim olmadığınız için çoğu zaman faks çekmek, bankaya, vergi dairesine, tahsilata gitmek, evrak getirip götürmek, dolap ya da klasör düzenlemek gibi boş işlerle görevlendirilirsiniz. İşi küçümsediğimden değil ama, iş tanımı bunlar olan başka insanlar zaten vardır orada.

Staj biter, okula dönersiniz. Okul biter, iş hayatı başlar... İş buldunuz diyelim, görev başında şaşırıp kalırsınız, çünkü staj zamanı görmediğiniz, iş hayatının acımasız yüzü size pis pis sırıtmaktadır...

Eğer staj döneminde şanslı azınlıktan olduysanız, mesleğinizle, sektörünüzle ya da genel anlamda iş hayatıyla ilgili aldığınız eğitim gerçek yerini bulmuş, artık tecrübe adını almıştır.

Diyeceğim; amirler, stajyerlerine, ustalar, çıraklarına daha gerçekçi işler verip, mesleki eğitimlerine öncelik verirlerse, hem tüm sektörlerde yaşanan mühendis enflasyonunun yarattığı ara insan gücünün eksikliği çıkmazını aşmak daha kolay olacaktır, hem de muhtemel potansiyeli ateşlemiş, belki de bir cevher kazanmış olabilirsiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Her fikir önemlidir...