1 Kasım 2012

Portreler - 3

Üniversite yıllarında tanıdığım birini anlatacağım bu sefer. Hayal ettiği gibi sonlanmayan bir hikaye. Son durumunu bilmiyorum aslında ama en son duyduklarım pek de istemediği bir noktada olduğuydu...

Okulda tanışmıştım, sınıf arkadaşımdı. İyi yürekli, sıcak kanlı bir genç kızdı. Benden 1-2 yaş da büyüktü. Çok çalışırdı ama pek de parlak bir öğrenci değildi; zayıf almazdı sadece.

Rahat büyümüştü, anlayışlı ve modern bir ailesi vardı. Tanışma fırsatım olmuştu, güzel insanlardı. Kıyafetlerinde de sohbetlerinde de hep ölçülüydü. Yine de herkesle rahatlıkla birçok konuda sohbet edebiliyor olması akranı genç kızlar tarafından yadırganıyordu. Gizliden gizliye dışlanıyor hatta hafiflikle yaftalanıyordu. 80' ler yeni bitmiş, 90' lar başlamış. Yaftalar bile naif henüz :)



Nişanlı olduğunu söylemişti herkese. Bana nişanlısıyla birkaç fotoğrafını da göstermişti hatta. Okulumuz Düzcedeydi, daha önce bir yazıda bahsetmiştim. O zamanlar Topkapı garajından kalkardı otobüsler. Beraber giderdik, dönerdik. Yolda uzun uzun sohbetler, okul dışında sohbetler... İyiydi aramız ama bir ilişki halini almadı hiç.

Vasat öğrenciliğini biraz daha süsleyebilmek için benimle birlikte bir kaç yazılım projesine girişmeye kalkıştı. Gençlik Merkezi laboratuvarında günlerce beraber çalıştık; sözde yardım ediyordu bana. Bu projeler okulun da desteğiyle yürüdüğü için yanımdaydı sadece. Olsun, çalışırken arkadaşlık ediyordu bana...

Sonra şehirden insanlarla tanışmaya başladı, bir çevresi oluştu. Bir gençle görüşmeye başlamıştı. Bizim görüşmelerimiz, kahve ve sohbet seanslarımız azalmış, o gençle daha sıkı fıkı olmaya başlamıştı. Nişanlısının ne olduğunu sordum, yanlış yapmaması için uyarmak istedim. "Zaten bitmişti..." dedi. Bu durum onun "hafiflik"  ünvanını daha da pekiştirdi. Okulda kızlar tarafından iyice dışlandı.

Gencin ailesiyle de tanıştı, beni de tanıştırdı, hatta durumu gayet iyi olan ve bir firma sahibi olan bu gencin yanında bir dönem çalıştım bile. O da bilişim işindeydi, birlikte birkaç yazılım işi yaptık... Bana da harçlık çıkıyordu. Bir yandan da bu ikilinin yaşadıklarına yakında şahit oluyordum.

Haklarında bir sürü dedikodu türedi okulda. Arada bir evimde kalıyordu, sabaha kadar dertleşiyorduk.

Okul bitti. Gençle bir süre daha görüştüler. Sonra ayrıldıklarını öğrendim. Görüştük yine. Çok sıkıntı çekti, çok üzüldü, yıprandı. Birkaç değişik işte çalıştı, pedagojik formasyon eğitimi alıp, öğretmen olmayı denedi, olmadı.

Bir gün çalıştığı yere gittim. Uzun zamandır görüşmemiştik. Eskiye göre daha derli toplu giyindiği, daha mesafeli olduğu gözümden kaçmamıştı, bir gariplik vardı. Yine de fazlaca sıcak tavırları da vardı, bir dengesizlik hali. Sık sık sarılıp "çok özlemişim" demeler, elimi tutarak sohbet etmeler...

Mesaisi bitince çıkmaya yeltendik, odasındaki dolabı açtı, üzerine bir pardesü, başına da bir türban geçiriverdi. Neye uğradığımı şaşırdım, sadece gülümsedi. Yolda elimi tuttu, garipsedim. Neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordum. "Sana bir sürprizim var" dedi. Bir taksiye bindik. Yine koluma girdi, omzuma başını koydu. Çok garip hissediyordum kendimi. Sonra çantasından birşey çıkarıp gösterdi. Evlilik cüzdanı...

"Madem buydu sürprizin, ne yapmaya çalışıyorsun" dedim. Cevabını beklemeden taksiyi durdurup indim ve uzaklaştım...

Yıllarca görmedim, aramadık birbirimizi.

Sonra bir gün aklıma geldi. Epeyce düşündükten sonra evinin telefonunu hatırladım. Babası açtı telefonu, hatırladı beni. Hal hatır derken onu sordum. Babası dertliydi. "2 çocuğu oldu, kocası bizimle görüştürmüyor, çok sıkıntılı bir evlilik yaptı, kocası da aşırı kıskanç..." dedi. Anlattı anlattı... "Nasıl görüşürüm?" dedim. "Aman arama sakın, veremem numarasını, başı çok ağrır..." dedi. "Aradığımı söyleyin o zaman, numaramı verin" dedim... "Zor... arayamaz herhalde ama veririm yine de" dedi. Kapattık...

Aramadı...

Hayallerini anlatmıştı bana zamanında, kocası modern, anlayışlı, şefkatli biri olacaktı, mutlu bir evlilik yapacaktı, çocuklarıyla, kocasıyla huzurlu bir evi olacaktı... Olmamış anlaşılan...

Şimdi nerededir, ne haldedir bilmiyorum... Umarım düzelmiştir hayatındaki ters giden şeyler... Nerede hata yaptı, neye kapıldı, nasıl bu hale geldi evliliği ?... Çok üzgünüm Gülcan, bahtın açık olsun (umarım)...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Her fikir önemlidir...