Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' ın bir basın toplantısında yaptığı konuşma, şahsi görüşüm ve beklentimle tam olarak uyuştuğu için paylaşmak istedim. Türkiye böyle bir iddia karşısında en doğru olanı yapıp, elindeki kaynakları ortaya koyarak karşılık veriyor ve böyle bir soykırım varsayımının gerçek olamayacağını ispatlıyor. Ancak ne diaspora' dan ne de Ermenistan yönetiminden bu şekilde, tatmin edici, belgelere dayalı bir cevap hala gelmiş değil ve gelecek gibi de gözükmüyor. Dayanak olmadığını da hesaba katarsak aslında beklemek de yanlış olur.
Konuşma metni aşağıda...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ermeni tasarısından bazı milletvekilleri imzalarını geri çekiyor. Türkiye'nin bu konudaki ciddiyeti anlaşıldı mı?'' sorusu üzerine, ''Bu konuyla ilgili bugüne kadar herhangi bir gayri ciddilik mi vardı? Zaten bu iş başından itibaren ciddi olarak tutulmuştu. Ve aynı şekilde, aynı kararlılıkla bu devam eden bir süreçtir'' dedi.
Buna yönelik olarak 2005 yılında Ermenistan Cumhurbaşkanı'na bir mektup yazdığını hatırlatan Erdoğan, o sürecin aynı kararlılıkla devam ettiğini ve bundan herhangi bir taviz vermelerinin söz konusu olmadığını bildirdi. Erdoğan, ancak değişik ülkelerde bazı basit lobi faaliyetleriyle, farklı yaklaşımlarla parlamentolardan kararlar çıkabileceğini ifade ederek, bunların herhangi bir hukuki dayanağının söz konusu olmadığını söyledi.
Bunların herhangi bir belge olmadan alınmış kararlar olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:''Amerika'nın bu konuda son geldiği nokta, bizim stratejik ortağımızın böyle bir yaklaşımı göstermesi bir belgeye, bulguya dayanmadan böyle bir karara Dışilişkiler Komisyonunda varılmasıdır bizi üzen. Ve bu yanlıştan da gerekli yönetimin özellikle bu konudaki hassasiyetini gördük. Bundan dolayı tabii yönetime ayrıca teşekkür ediyoruz. Ama maalesef iç politikaya orada atılmış olan bazı imzalar var. Bunlar tabii ki doğru yaklaşım değildir. Bu yanlışı gören birçok milletvekili artık imzalarını çekmeye başlamışlardır. Temennim odur ki hak yerini bulsun.Bu iş tarihçilerin işidir hep söyledik. Ermenistan'a 'gidin varsa arşivlerinizi açın' dedik. Biz arşivlerimizi açtık, açıyoruz. Ve bu konuda bizim sağlam belgelerimiz, bulgularımız var. Sizin de varsa, siz de açın. Üçüncü ülkelerde varsa onlarda açsınlar. Hukukçular, arkeologlar, sanat tarihçileri bir araya gelsin. Komisyonlar oluşturulsun, komisyonlar çalışmalarını yapsın. Bu çalışmalardan sonra da ortaya çıkan neticeye göre adımları atalım. Ama bizim tarihimizden endişemiz yok. Böyle bir sıkıntımız yok. Çünkü bizim tarihimizde, değerlerimizde, inancımızda soykırım diye bir şey olamaz, olmamıştır, yoktur. Kimse de bize böyle bir fatura kesemez.''
19 Ekim 2007
16 Ekim 2007
Google Pages
Google yeni bir ücretsiz servis daha sunuyor arkadaşlar. Bu servisle hazır kalıpları kullanarak ya da HTML koda doğrudan müdehale ederek bir web sitesi kurabilirsiniz.
Google tarafından sunulan diğer servisler ile entegre edebileceğiniz ve iGoogle' da kullanılabilen bütün gadget (araç)' ları kullanabileceğiniz bu servisin kapasitesi 100 Mb. Güzel bir editör ve dosya yöneticisi var ve kullanımı oldukça kolay. İnternetle yeni tanışan kullanıcılar için birebir...
http://pages.google.com/
Bu adresten sayfanızı oluşturmak için ilk adımı atabilirsiniz. Sayfa adresiniz de username.googlepages.com şeklinde oluyor.
Google tarafından sunulan diğer servisler ile entegre edebileceğiniz ve iGoogle' da kullanılabilen bütün gadget (araç)' ları kullanabileceğiniz bu servisin kapasitesi 100 Mb. Güzel bir editör ve dosya yöneticisi var ve kullanımı oldukça kolay. İnternetle yeni tanışan kullanıcılar için birebir...
http://pages.google.com/
Bu adresten sayfanızı oluşturmak için ilk adımı atabilirsiniz. Sayfa adresiniz de username.googlepages.com şeklinde oluyor.
15 Ekim 2007
Dosya Paylaşımında son nokta : divshare.com
Dosya paylaşım sitelerinin kaprislerinden ve ücretlerinden sıkılanlar ve daha fazla özellik arayanlar için mükemmel bir kaynak arkadaşlar...
Dökümanların ve dosyaların yanısıra Video ve Ses dosyalarını da doğrudan koyabileceğiniz ve hatta yayınlayabileceğiniz bir sistem ve üyelik ücretsiz...
Örnek olarak ufak bir video dosyası yükledim. İşlem basamakları oldukça kolay ve video yüklenip kısa bir süre sonra flash' a çevrilince mail ile haberdar edildim ve konsoluma tekrar baktığımda bu videoyu görüntülemek için gerekli HTML kodun da eklendiğini gördüm. Hizmet kaliteli, sonuç başarılı...
Benden tam not...
divshare.com
Özellikleri:
Tek gönderimde 200 MB gönderebilme.
İndirme işlemi sırasında bekleme yok.
Sınırsız dosya indirebilme.
Ücretsiz üyelik. (40-60 Saniyede üye olabiliyorsunuz)
Aynı anda birden fazla dosya gönderebilme.
Yavaş indirme yok.
Dosyalarınız asla silinmiyor.
Forumlar ve siteler için hazır kodlar.
Resim ve videoları izleyebilme, galeri oluşturabilme.
Kolay masaüstü yeteneği (dahsboard) ile yönetim çok kolay.
Dökümanların ve dosyaların yanısıra Video ve Ses dosyalarını da doğrudan koyabileceğiniz ve hatta yayınlayabileceğiniz bir sistem ve üyelik ücretsiz...
Örnek olarak ufak bir video dosyası yükledim. İşlem basamakları oldukça kolay ve video yüklenip kısa bir süre sonra flash' a çevrilince mail ile haberdar edildim ve konsoluma tekrar baktığımda bu videoyu görüntülemek için gerekli HTML kodun da eklendiğini gördüm. Hizmet kaliteli, sonuç başarılı...
Benden tam not...
divshare.com
Özellikleri:
Tek gönderimde 200 MB gönderebilme.
İndirme işlemi sırasında bekleme yok.
Sınırsız dosya indirebilme.
Ücretsiz üyelik. (40-60 Saniyede üye olabiliyorsunuz)
Aynı anda birden fazla dosya gönderebilme.
Yavaş indirme yok.
Dosyalarınız asla silinmiyor.
Forumlar ve siteler için hazır kodlar.
Resim ve videoları izleyebilme, galeri oluşturabilme.
Kolay masaüstü yeteneği (dahsboard) ile yönetim çok kolay.
13 Ekim 2007
AİHM - Türban Kararları
Türkiye' de son dönemlerde üzerinde yoğun tartışmalar yapılan türban konusu hakkında, tartışmalar sırasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi' nin kararlarına atıfta bulunuluyor. Bu kararların neler olduğuna dair bir araştırma yaptığımda örnek teşkil eden bir davanın tutanaklarına ait çevirileri buldum. ( Buradan ulaşabilirsiniz )
Bu döküman dikkatlice incelendiğin de kamu ve eğitim kurumlarında türban yasağının yasal çerçeve içerisinde ne kadar haklı bir tutum olduğu, üniversitelerde bu konu hakkında yayınlanan ve uygulanan kararların yasal zemine tam olarak oturduğu ve gerekliliği rahatça anlaşılıyor.
Metin içerisinde de belirtildiği üzere;
"93. Hükümet ayrıca, özel ya da halka açık yerlerde türban giyme yasağının olmadığına dikkat çekmiştir. İlk ve ortaöğretim öğrencileri okul dışında türban giyiminde serbesttirler. Bununla birlikte, Devlet eğitiminin bir kamu hizmeti olarak görülmesi çerçevesinde, laiklik ilkesi, tarafsızlık ilkesinde biçimlenmiş bir bütünün parçası olarak uygulanır. Türkiye’nin içinde bulunduğu durum ve Türk mahkemelerinin gerekçeleri, türbanın, siyasal amaçlar için radikal dinî hareketler tarafından sürekli olarak kullanılan bir sembol haline geldiğini ve kadın hakları için bir tehdit oluşturduğunu göstermiştir."
Halihazırda türban Türk toplumu içerisinde yadırganan, dışlanan ya da aşağılanan bir kıyafet değildir. Birçok işyerinde çalışan insanlara, sosyal tesislerde aktivitelerde bulunanlara, sosyal yaşamın herhangi bir noktasında türbanlı bir vatandaşa rastlamak mümkün ve bu insanlara da kimse bir baskı ya da zulüm uygulamıyor. Ancak yasalar tarafından da net olarak belirtildiği gibi hiçbir dini inanca ya da zümreye diğerlerinden farklı davranılamaz, özel haklar verilemez. Bu, sosyal eşitlik ilkesinin çiğnenmesi anlamına gelir...
Devletin Kuran kursları, İmam Hatip Liseleri, İlahiyat Fakülteleri var, Diyanet İşleri Başkanlığımız var; bu mudur dini özgürlüklerin kısıtlanması ? Camide ya da evinde, namaz kılarken tutuklanan, oruç tutuyor diye cezalandırılan kimseyi biliyor musunuz ? Ama ben oruş tutmuyor diye dövülenini, namaz kılmıyor diye tartaklananını, saçını uzattı, küpe taktı diye topluluk içinde hakarete uğrayanını, şort giydi diye, derviş kılıklı adamlar tarafından sopalarla, hastanelik olana kadar dövülenini biliyorum...
Artık inanç gereği bürünülen bir kılık olmaktan çıkıp ideolojik bir simge ve savaş aracı haline gelmiş olan türbanın durumunu değerlendirirken bu kavramları da unutmamak gerekir...
Bu konuda fikirlerinizi forumumuzda paylaşabilirsiniz...
Bu döküman dikkatlice incelendiğin de kamu ve eğitim kurumlarında türban yasağının yasal çerçeve içerisinde ne kadar haklı bir tutum olduğu, üniversitelerde bu konu hakkında yayınlanan ve uygulanan kararların yasal zemine tam olarak oturduğu ve gerekliliği rahatça anlaşılıyor.
Metin içerisinde de belirtildiği üzere;
"93. Hükümet ayrıca, özel ya da halka açık yerlerde türban giyme yasağının olmadığına dikkat çekmiştir. İlk ve ortaöğretim öğrencileri okul dışında türban giyiminde serbesttirler. Bununla birlikte, Devlet eğitiminin bir kamu hizmeti olarak görülmesi çerçevesinde, laiklik ilkesi, tarafsızlık ilkesinde biçimlenmiş bir bütünün parçası olarak uygulanır. Türkiye’nin içinde bulunduğu durum ve Türk mahkemelerinin gerekçeleri, türbanın, siyasal amaçlar için radikal dinî hareketler tarafından sürekli olarak kullanılan bir sembol haline geldiğini ve kadın hakları için bir tehdit oluşturduğunu göstermiştir."
Halihazırda türban Türk toplumu içerisinde yadırganan, dışlanan ya da aşağılanan bir kıyafet değildir. Birçok işyerinde çalışan insanlara, sosyal tesislerde aktivitelerde bulunanlara, sosyal yaşamın herhangi bir noktasında türbanlı bir vatandaşa rastlamak mümkün ve bu insanlara da kimse bir baskı ya da zulüm uygulamıyor. Ancak yasalar tarafından da net olarak belirtildiği gibi hiçbir dini inanca ya da zümreye diğerlerinden farklı davranılamaz, özel haklar verilemez. Bu, sosyal eşitlik ilkesinin çiğnenmesi anlamına gelir...
Devletin Kuran kursları, İmam Hatip Liseleri, İlahiyat Fakülteleri var, Diyanet İşleri Başkanlığımız var; bu mudur dini özgürlüklerin kısıtlanması ? Camide ya da evinde, namaz kılarken tutuklanan, oruç tutuyor diye cezalandırılan kimseyi biliyor musunuz ? Ama ben oruş tutmuyor diye dövülenini, namaz kılmıyor diye tartaklananını, saçını uzattı, küpe taktı diye topluluk içinde hakarete uğrayanını, şort giydi diye, derviş kılıklı adamlar tarafından sopalarla, hastanelik olana kadar dövülenini biliyorum...
Artık inanç gereği bürünülen bir kılık olmaktan çıkıp ideolojik bir simge ve savaş aracı haline gelmiş olan türbanın durumunu değerlendirirken bu kavramları da unutmamak gerekir...
Bu konuda fikirlerinizi forumumuzda paylaşabilirsiniz...
11 Ekim 2007
Terör
Son günlerde hepimizi kahreden birçok şehit haberi aldık. Türkiye' mizin başı sağolsun...
Şehitlerimiz, Diyarbakır' da yaşanan bombalama olayı, sivillere yapılan saldırı, hepsi de PKK' nın gerçek yüzünü tekrar gösteren birer delil. Yüreğimiz yanıyor...
Hükümetin geciken kararı, halkın büyük tepkisinden sonra geçte olsa apar topar alındı ve sınır ötesi operasyon tekrar gündeme geldi. Bana kalırsa Irak' la yapılan anlaşma içerisinde bunu sağlayacak maddenin kaldırılması başından yapılmış bir hata, verilmiş önemli bir tavizdi. Sonunun bu olacağı da açıkça görülüyordu. Türkiye' nin elini kolunu bağlayacak bu madde, doğal olarak PKK' nın işine yarayacaktı. Durumu fırsat bilip, ses getirecekler eylemlere giriştiler.
Şimdi hakkımız olanı yapmaya kalkınca da bütün dünya ayağa kalktı, neredeyse bütün dünya karşımıza dikildi, yapamazsınız diye... Özellikle ABD başta olmak üzere birçok ülkenin, Irak' ta dönen çarklarına çomak sokulacağı endişesi, hepsini harekete geçirdi. Şehitlerimize bu kadar çabuk tepki verilmemişti ama bu konu hepsini çok rahatsız etti.
Bir başka ayrıntı da son dönemde yaşananların ardından Profesyonel Ordu projesi kapsamında Kara Kuvvetleri Komutanlığı' na 15 bin başvuru yapılmış olması. Türk halkı teröre karşı eline geçen her fırsatla yeniden kenetleniyor.
Başvuruların sağlık, fiziki yetersizlik, eksik evrak, hatalı başvuru gibi sorunlar dışında çok büyük bir kısmı kabul edilmiş ve başvuranların uygun görülen branşlarda sınavlara alınması için hazırlıklara başlanmış. Eminim ki böylesi mücadelenin sürekliliği ve başarısı açısından daha faydalı olacak.
Sonuç olarak bu cennet vatanın bir karış toprağında ya da özgürlüğümüzün bir anında gözü olanlar, gereken cevabı alacaklar ve bu ülkenin her bir ferdi bunun için gereken bedeli ödemeye hazır.
Şehitlerimiz, Diyarbakır' da yaşanan bombalama olayı, sivillere yapılan saldırı, hepsi de PKK' nın gerçek yüzünü tekrar gösteren birer delil. Yüreğimiz yanıyor...
Hükümetin geciken kararı, halkın büyük tepkisinden sonra geçte olsa apar topar alındı ve sınır ötesi operasyon tekrar gündeme geldi. Bana kalırsa Irak' la yapılan anlaşma içerisinde bunu sağlayacak maddenin kaldırılması başından yapılmış bir hata, verilmiş önemli bir tavizdi. Sonunun bu olacağı da açıkça görülüyordu. Türkiye' nin elini kolunu bağlayacak bu madde, doğal olarak PKK' nın işine yarayacaktı. Durumu fırsat bilip, ses getirecekler eylemlere giriştiler.
Şimdi hakkımız olanı yapmaya kalkınca da bütün dünya ayağa kalktı, neredeyse bütün dünya karşımıza dikildi, yapamazsınız diye... Özellikle ABD başta olmak üzere birçok ülkenin, Irak' ta dönen çarklarına çomak sokulacağı endişesi, hepsini harekete geçirdi. Şehitlerimize bu kadar çabuk tepki verilmemişti ama bu konu hepsini çok rahatsız etti.
Bir başka ayrıntı da son dönemde yaşananların ardından Profesyonel Ordu projesi kapsamında Kara Kuvvetleri Komutanlığı' na 15 bin başvuru yapılmış olması. Türk halkı teröre karşı eline geçen her fırsatla yeniden kenetleniyor.
Başvuruların sağlık, fiziki yetersizlik, eksik evrak, hatalı başvuru gibi sorunlar dışında çok büyük bir kısmı kabul edilmiş ve başvuranların uygun görülen branşlarda sınavlara alınması için hazırlıklara başlanmış. Eminim ki böylesi mücadelenin sürekliliği ve başarısı açısından daha faydalı olacak.
Sonuç olarak bu cennet vatanın bir karış toprağında ya da özgürlüğümüzün bir anında gözü olanlar, gereken cevabı alacaklar ve bu ülkenin her bir ferdi bunun için gereken bedeli ödemeye hazır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)