20 Mart 2009

Şener Şen - Veriyor musun ?

Neşeli Günler' di filmin adı galiba... En can alıcı sahnelerinden biri :))



Büyük sanatçısın Şener abi... :)

Güneşe Giden Yolda

Günden güne karanlıklara boğulan akşamların, sabahı olmayacakmış gibi görünen gecelerin de ertesi olduğunu, bir aydınlığa çıkacağını hatırlatan güneşe giden bir yol buldum... Aldım cümlelerimi de yanıma, çıktım yola...

Az gidip, uz gidip, tepeleri düz edip varacağım bir yerlere... Güneşe giden yol uzun, belirsiz...

Korkmuyorum, garip bir heyecan var sadece içimde... Tam içimde, kalbimde büyüyen birşeyler var. Sıcak, hiç durmadan çırpınan...

Güneşe giden yolda, sen de yanımda olacak mısın ?

19 Mart 2009

Geç Kalan Güneş

İstanbul uzun zamandır soğuk. Uzun zamandır da böyle soğuk yapmamıştı. Üşüdüm bu kış, hem de fena...

İçim üşüdü, zihnim, yüreğim... Yalnız kaldım daha da üşüdüm... Tatlı gelen uyku beni sessizce ölüme taşımaya başlamışken tam, biri uzatıp elini yanağımı okşayıverdi... Yüreğinin ateşi eline vurmuş; sıcacık etti her yanımı...

Hala hayatta olduğumu hatırladım, nefes aldığımı, kalbimin attığını... Ritmi, akordu bozulsada müziğin devam ettiğini duymaz olmuşum. Yeniden duydum o büyülü melodiyi.

Daha bahar gelmeden şaştı dengem, birkaç da çiçek görsem ağaçlarda hepten şirazem kayacak demek ki... Allah sonumuzu hayır etsin...

16 Mart 2009

Fikir Eserleri Kanunu Hakkında

Türkiyede internet camiasının ve blog yazarlarının en büyük sıkıntısı ürettikleri içeriğin çalınması ve bunu yapanların kimi zaman sanki kendi çalışmasıymış gibi göstermeleri. Maalesef o kadar yazılıp çizilene rağmen devam da edecek gibi.

Bu durum karşısında yapabileceklerimizin ne olduğunu bilmiyoruz. Bu konuda şöyle bir çalışma yapmış bir hukukçu arkadaş. İyi de olmuş zira hukukla ilgili metinleri okurken ben şahsen yarısını anlamıyorum :) Çok fazla teknik terim oluyor genelde... Ama bu yazıyı okuduktan sonra bazı konular kafamda netleşti... Kendisine de buradan teşekkür etmiş olayım ayrıca...

14 Mart 2009

15 Mart 2008


Bundan tam bir sene önceydi; 15 Mart 2008... "Buraya kadar. Ben gidiyorum, hoşçakal..." dedi ve gitti... Sonraları defalarca hem kendimi anlatmaya, hem de onu anlamaya çalıştım. Sebebini ikimizde biliyorduk ama hiç söyleyemedik. Şimdi de söylemeyeceğim; bizde kalsın...

Masal tadındaydı yaşananlar, o kadar güzeldi ki, on yılın nasıl geçip gittiğine şaşabildik sadece... Gençliğimizi birlikte yaşadık, hayatı birlikte öğrendik, yanyana büyüdük... Bir tek biz anlarız birbirimizi sanıyorduk ama meğer yanlış anlıyormuşuz... Koca ağ örülürken birkaç ilmik kaçmış arada...

Keşkelerim vardı içimde, kocamanlardı... Bir gün biri öldürdü onları birer birer... Şimdi artık hepsi "iyiki" oldular...

Umarım hayat boyu mutlu olur, hakettiği herşey onun olur... Tanıdığım, bildiğim en düzgün, en onurlu, en temiz kadındı, hayatıma giren diğerlerinin yanında...

Kimse kırılmasın ama... Hepiniz değerliydiniz benim için; olmadıysa da sebebini biraz da kendinizde arayın...

Velhasıl, hoşçakal serçe...

Ek : İşte o zaman yazdığım bir yazı...

Goodbye