22 Ekim 2008

Gerekçeli Karar

Yüksek Mahkemenin, AKP' nin Anayasa Değişikliği Teklifini İptali konusunda açıklanan gerekçeli kararın bir özeti Milliyet Gazetesindeki bu haberden öğrenilebilir. Özet olarak;

BAŞKALARININ HAKLARINI İHLAL
Anayasa Mahkemesinin, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin Anayasa değişikliğinin iptaline ilişkin gerekçeli kararında, "Düzenlemenin, yöntem bakımından dini siyasete alet etmesi, içerik yönünden de başkalarının haklarını ihlale ve kamu düzeninin bozulmasına yol açması nedeniyle laiklik ilkesine açıkça aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır'' denildi.

BASKI ARACINA DÖNÜŞME OLASILIĞI
''Bireysel bir tercih ve özgürlük kullanımı olsa da kullanılan dinsel simgenin tüm öğrencilerin bulunmak zorunda olduğu dersliklerde veya laboratuvar ortamlarında, farklı yaşam tercihlerine, siyasal görüşlere veya inançlara sahip insanlar üzerinde bir baskı aracına dönüşmesi olasılığı bulunmaktadır''


şeklinde bi yorum yapılmış. Devam ile, iktidar partisinin ve teklifi destekleyenlerin, niyetlerini açık ettiği için genel tavırlarının da mahkemece görülmüş olması ve gerekçeye eklenmesi kararın doğruluğunu pekiştiren bir ayrıntı olmuş;-

''Dava dilekçesinde belirtilen hususların dışında, Meclis görüşmelerinde, dava konusu kuralların, üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağı nedeniyle eğitim haklarını kullanamayan öğrencilerin sorunlarını çözme olasılığını barındırsa bile, toplumdaki kaygıların giderilmediği ve güvence taleplerine sessiz kalındığı, demokratik uzlaşma yolları dışlanarak meydan okumanın veya dayatmanın yöntem olarak benimsendiği gerekçeleriyle eleştirildiği tutanaklardan anlaşılmaktadır''


Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyetinin değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilkelerine ters düştüğü benim gibi hukuktan çok anlamayan, sıradan bir vatandaş tarafından bile net olarak görülebilmekteyken, iktidar partisi ve onun gibi oy rantı peşinde koşan yandaşlarının herkesi kör sanıp ısrarla bu değişiklik paketini dayatmalarındaki art niyeti unutmayalım, görmezden gelmeyelim...

20 Ekim 2008

Nihat Genç - Veryansın

Bütün düşüncelerimi dillendirebilen, hatta daha güçlendiren, detaylandıran, unutulanları, unutturulmaya çalışılanları hatırlatan, gözden kaçanları gözümüze sokacak kadar cesur yegane insan... İyiki varsın Nihat Genç...


17 Ekim 2008

Türkiye İşgalciymiş... Bak sen şu işe...

ABD' nin seçimlerdeki muhtemel yeni başkanı Obama, Türkiye' yi işgalci ilan etmiş. Türkiyenin Kıbrıs' ta bulunmasını Kıbrıs sorununun temeli olarak yorumlayan ve oradan çıkaracağını söyleyen muhtereme aşağıdaki sözüne karşılık sormak istiyorum; 
"Kıbrıs sorununun müzakereler yoluyla çözümü, Kuzey Kıbrıs'taki Türk işgaline son verecektir"
Peki sizin ordularınızın Irak' da, Afganistan' da ne işi var ? 

Haberin detayları da burada

29 Eylül 2008

Siyasi Parti Fanatikleri


Çok yakınımdaki insanlar da bunu yapıyorlar. Siyasete bir spor olayıymış gibi bakıyorlar, partilerini futbol takımları gibi seviyorlar. Bir fanatiklik havası var. Neredeyse tezahürat yapacaklar.

Birçok vatandaşımız için maalesef destekledikleri siyasi akımın temsilcilerinin faaliyetlerinde, eylemlerinde başarılı olmalarından çok ne derece karizmatik oldukları önemli; benim görebildiğim bu... ve maalesef ülkemde "gemisini kurtaran kaptan" mantığı çok tuttuğu için, hemşehricilik pek sevildiği için, yandaşlık her zaman ekmek kapısı olduğu için insanlar kimden çıkar görürlerse, kimden daha çok yontabileceklerini farkederlerse ondan yana oluveriyorlar...

Elbette savunduğumuz fikrin, öncelikle doğru yanlarını görürüz. Doğal olarak fikirlerin ya da eylemlerin yanlış olduğu söylendiğinde, karşı fikirle tartışmaya girildiğinde bir savunma mekanizması geliştirir ve müdahili olduğumuz akımı ve onun tezlerini savunuruz; bu normal bir tavırdır. Ancak...

Mevcut siyasi akımların, siyasetçilerin, partilerin hiçbirinin mükemmel olmadığını, kurumların bireyler tarafından temsil edildikleri ve bireylerin de hata yapabilecekleri gerçeklerini yok sayıp, en büyük parti bizim parti edasıyla körlemesine savunmaya geçeceksek, bunun adı fanatiklikdir.

Gazetelerin internet kopyalarında, yorumlara dikkat ederseniz buna çok sık rastlanıyor. CHP, AKP, bilmemne P... farketmez. O partinin yandaşları hazırolda bekleyip, gelen bütün karşıt yorumlara saygısızca saldırmaya başlıyorlar... Bu ne paniktir... Tamam sen o partiye oy verdin de, yöneticin bu sözünde,bu eyleminde, bu kararında hata yapmış... İlk senin eleştirmen, hatasını söylemen gerekirken, neyin üstünü örtmeye, dikkat dağıtmaya çalışıyorsun ?...

Futbol takımı tutar gibi parti destekleyerek ülkemize hizmet de edemeyiz, vatandaşlık görevimizi de yapamayız, demokratik haklarımızı da kullanamayız... Hele hele iki torba kömürle, biraz nohuta oy satılıyorsa bu ülkede, daha da söyleyecek söz kalmamıştır...

Pamukkale


Bir blogda rastladım, "Güzel Yerler" başlığı altında Pamukkale' den bahsetmiş bir arkadaş... Bizde bu blogda ülkemizdeki diğer güzellikler hakkında yorum yapalım, bol bol ziyaretçi gelsin oralardan değil mi ? :)

Buyrun, bu adres...

Biz de kısaca Pamukkale' den bahsedelim yeri gelmişken...

Pamukkale, kaynak sularının kirecinden oluşmuş bir tepedir. Türkiye'nin en tanınmış doğa harikasıdır; ve Denizli'dedir. Pamukkale 2700 metre uzunluğunda ve yüksekliği 160 metredir. Parlak beyaz rengiyle Pamukkale'yi 20 km uzaklıktan görmek mümkündür.Ayrıca Pamukkalede Antik Havuz, Antik Tiyatro, Arkeoloji Müzesi gezilmesi gereken yerlerdendir. Tepesinde antik Roma'dan kalma Hierapolis adlı kutsal antik şehir bulunur. 5-10 km yakınında Laodikya antik kenti bulunur. 5 km ilerisinde ise uluslararası bir thermal merkez olan Karahayıt vardır. Burada da beş ve dört yıldızlı oteller thermal turizm ve kaplıca hizmeti vermektedir.
Kaynak : Vikipedi