29 Eylül 2008

Pamukkale


Bir blogda rastladım, "Güzel Yerler" başlığı altında Pamukkale' den bahsetmiş bir arkadaş... Bizde bu blogda ülkemizdeki diğer güzellikler hakkında yorum yapalım, bol bol ziyaretçi gelsin oralardan değil mi ? :)

Buyrun, bu adres...

Biz de kısaca Pamukkale' den bahsedelim yeri gelmişken...

Pamukkale, kaynak sularının kirecinden oluşmuş bir tepedir. Türkiye'nin en tanınmış doğa harikasıdır; ve Denizli'dedir. Pamukkale 2700 metre uzunluğunda ve yüksekliği 160 metredir. Parlak beyaz rengiyle Pamukkale'yi 20 km uzaklıktan görmek mümkündür.Ayrıca Pamukkalede Antik Havuz, Antik Tiyatro, Arkeoloji Müzesi gezilmesi gereken yerlerdendir. Tepesinde antik Roma'dan kalma Hierapolis adlı kutsal antik şehir bulunur. 5-10 km yakınında Laodikya antik kenti bulunur. 5 km ilerisinde ise uluslararası bir thermal merkez olan Karahayıt vardır. Burada da beş ve dört yıldızlı oteller thermal turizm ve kaplıca hizmeti vermektedir.
Kaynak : Vikipedi

18 Eylül 2008

Gazozuma Ilac Koydular


Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez, daha önce tanıdığını, yardım ettiğini, ilgilendiğini söylediği aileyi, şimdide tanımadığını, hatta kolasına atılan ilaçla kandırıldığını iddia ediyor. Utanmasa asıl onlar beni taciz etti diyecek :)

Bir yandan da hasta ve yaşlı adam rolüne de devam... 78 yaşında kelli felli adam 14 yaşında bir genç kızı taciz ediyor, kızın anası da işin yolunu yapıyor... Bir de bunların sayısını 4' e tamamlarsın oldu bitti... İzin var nasıl olsa...

Dengesiz...

10 Eylül 2008

Tencere Dibim Kara...

Başbakan ve Aydın Doğan atışa dursunlar, tahminim benim gibi birçok kişi "dur bakalım döksünler ne varsa eteklerinde" diyerek bekliyordur... Karanlıkta kalmış birçok noktada yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor hatta...

Ben bu kadar şeyi nasıl toplasam da anlatsam derken Sabah yazarlarından Umur Talu durumu gayet güzel özetlemiş...

Düzen budur!

"Büyük iktidar" ile "Büyük medya" arasında (nihayet) açıkta patlayan "kavga" ibretlik.
Ülke yönetimine hâkim olan ile halkın "haber, bilgi alma hakkı"na büyük ölçüde hâkim olabilen arasındaki patlama, hepimizin beyninde ve hayatında patlamış bir boru!
Yazının devamında gözden kaçan ayrıntılar da var. Okumanızı tavsiye ediyorum... Yazıya ulaşmak için...

Technorati Tags: akp, tayyip erdoğan, aydın doğan, doğan medya, yolsuzluk, rüşvet, basın özgürlüğü, eleştiri, saygı

8 Eylül 2008

Arazi Mafyası - Vol.2

Daha önceki yazımda (Bkz.Arazi Mafyası Vol.1) dönen dolapları hatırlamış ve üzerine fikir yürütmüştük, fikir beyan etmiştik. Şimdi de başka bir yangından sıçrayan kıvılcımlar ve bu yüzden gitgide büyüyen bir kavgaya şahit oluyoruz.


Deniz Feneri davası uzun zamandır pek de bahsedilmeyen bir davaydı, hep gözlerden uzak tutuldu. Olayın boyutları gizlendi, Türkiyedeki Deniz Feneri derneğiyle alakası olmadığı söylendi. Ama sonuç olarak ortadan kaybolan 18 Milyon Euro (bol sıfırlı ve rakamlı haliyle 18.000.000.- Euro) hala kayıp...

Sonrasında deşeledikçe altından başka şeyler çıkıyor. Vakti zamanında Tayyip Erdoğan' ın da adının karıştığı iddiası üzerine Aydın Doğan "ahanda fırsatı yakaladım" deyip başlıyor saldırmaya... Başbakan' da pek bir panikliyor nedense, nerden bağlıyorsa iki konunun ucunu Aydın Doğan' ın Hilton arazisi hakkındaki planlarını ortaya döküyor ama bu sırada yine paşalı tavrıyla cevaplıyor... Konu uzuyorda uzuyor... İyidir; uzasın... İki tarafında hem medyası, hem imkanı, hem cephanesi bol... Döksünler bakalım eteklerindekileri de, ak koyun, kara koyun çıksın ortaya... :)

14 Ağustos 2008

Arazi Mafyası

Yolsuzluk iddialarına bir tane daha eklendi. Beni şaşırtmayan bie şekilde yine AKP, yine arazi konusu... Şu laf o kadar ağırıma gitti ki, sürekli yazılarımda, sohbetlerimde kullanıyorum;
Ben bu ülkeyi pazarlamakla mükellefim

Bir başka örneğini de bu haberde görüyoruz. AKP' nin de bu iddialarla ilgili net bir cevap vermeyişi dikkate değer. Yoksa veremeyişi mi demeliydik ? Haberin detayları da şöyle:

CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin yaptığı yazılı açıklamayla ‘açıkça rüşveti itiraf ettiğini’ savunarak, ‘Meclis’in onurunu korumak için milletvekilliğinden istifa etmelidir’ dedi

Kılıçdaroğlu, hafta başında Silivri Savcılığı’nın da soruşturma dosyasında yer alan bir belgeyi basına dağıtarak, Dişli’nin Silivri’deki 19 dönümlük arsanın imar sorununu çözmek için 1 milyon dolar karşılığında devreye girdiğini, söz konusu belgenin de bunu gösteren protokol olduğunu öne sürdü.

CHP’den yeni sorular
Dişli’nin para karşılığı işini takip ettiğini öne sürdüğü Akademi Ofset A.Ş. ile beş yıldır ilişkisinin olmadığını söylediğini anımsatarak, “Ortağı olmadığınız şirket lehine hangi gerekçe ile 1 milyon doları bloke ettiniz?” diye soran Kılıçdaroğlu, şu saptamalarda bulundu:
- 1 milyon doları yurt dışında kazandıysanız, hangi ülkeden, hangi banka aracılığı ile getirdiniz?
- Hiçbir hukukçu bu protokolün 1 milyon doların güvencesi olduğunu söyleyemez. Protokolde ne teminat, ne bloke sözleri geçiyor. Madem güvence arıyorsunuz, o zaman protokolü niçin noterden yapmadınız?
- Protokol yapılan kişi, Bakan Mehmet Ali Şahin’in yeğeni aracılığı ile kamu bankasından kredi bulması için rüşvet teklif edilen kişidir. Bu olay Şahin’in şikayeti ile yargıya da intikal etmiştir.
- Silivri ilçesindeki parsellerle ilginizin olmadığını söylüyorsunuz. Oysa en azından Ağustos 2006’dan beri bu olaydan haberdarsınız. Çünkü, imzanız olan protokol ‘Silivri ilçesindeki parseller’ diye başlıyor.
- İlgi ve bilginizin olmadığı bir konuyu yapmanın akla uygun olmadığını belirtiyorsunuz. Ortaklıktan ayrılalı üç yıl geçmesine karşın, 2006’da böyle bir protokol imzalamanız mı, 3 trilyonluk arsanın 48 saat içinde 17 trilyona çıkması mı, konut alanının bir anda ticari alana dönüşmesi mi akla uygun?
- 11 trilyonluk bir rant rüşvetsiz olamaz. İmzanız olan metinde imar değişikliği sonrasında 8 milyon 600 bin dolarlık bir satıştan söz ediyorsunuz. Bu durum tezgahın daha önceden kurulduğu anlamına gelmez mi?”
Kılıçdaroğlu, “İstanbul’u hortumcular başkenti haline getirdiğini” öne sürdüğü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a, “48 saat içinde 11 trilyonluk bir rantı gözü doymaz bir grup işadamına ikram etmeyi İstanbul’a hizmet olarak mı düşünüyorsunuz? Bu olağanüstü ranttan size veya belediyenize bir pay düştü mü?” diye sordu.

‘Erdoğan niye susuyor?’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın iddialar karşısında suskun kalmasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, “Dişli sıradan bir vekil olmanın ötesinde sizin yardımcınız. Bu konuda suskunluğu korumak suça ortak olmak demektir. Açıklama bekliyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu, Dişli’nin Sakarya’da Hazine arazisine kaçak fabrika kurmasıyla ilgili olarak, “Dişli Sakarya’da da yine dişlerini gösterdi. Dişli, rantın ortasında olan kişidir. AKP sesini çıkarmıyorsa, bundan AKP de besleniyor demektir” dedi.

Milliyet