12 Mayıs 2015

Boğazda bir gemi ve aşıktı genç adam

Şehre bahar gelmişti; yine de soğuktu hava... Yıllarca sanki o günü beklemiş gibiydi ikiside. Sahil boyunca yürüdüler. Ayakları acıyana kadar, üşüyen ellerine aldırmadan. Hep birbirlerinin gözünün içine baktılar. Gözbebeklerini aşıp zihinlerindekileri görmeye çalıştılar. Gelip geçen insanlar, arabalar, güneş, martılar... Hiçbirini görmedi gözleri; sadece diğeri vardı onlar için... 

Sahilde demirli bir geminin yanından geçerken sevdaları takılıverdi pruvaya, farkedemediler. 

Demiraldı o gemi, uzaklara yelken açtı... Sevdaları takılı kalmıştı geminin pruvasında; düştü düşecek; farkedemediler, kayıp gitti ellerinden sevdaları, kalakaldılar...

Geriye birkaç kuru fotoğraf kalmıştı; o geminin yanında yürürken çektirdikleri... Elleri ceplerinde, üşümüşler, ama sevdalılar, gülümsüyorlar... Gemi gidiyor oysa o sırada... Sevdaları alabora...

2 Nisan 2015

Daldan Dala - 14

Bir savcı teröre kurban gitti... Üstelik adalet istediklerini iddia eden iki terörist tarafından öldürüldü... Fransa' da bütün Avrupa liderleri bir saldırıda kol kola girip protesto etmişlerdi, bizim ülkemizde iki parti lideri bile yan yana gelemedi... Nerede sizin siyaset anlayışınız, nerede sizin insanlığınız? Olan Savcı' ya ve ailesine oldu... İcraatını, yaptığı işi, kararlarını, çabasını beğenmiyor olabilirsiniz ama bir insanın canını almanın hiçbir açıklaması yok... Savaşta değilsiniz, ortada meşru müdafa yok. Adam odasında, işinin başında ve silahsız... Allah rahmet eylesin, ne diyelim...

Kurtarma operasyonu için timler odaya girmeden önce bir el silah sesi duyulduğu söylendi, doktorlar savcının cesedinden 3 kurşun çıkardıklarını söylediler. Berbat bir operasyon olduğu ortada, belki de kurtarılabilecek adama iki kurşun da polis sıkmış demek...

Olaya sebep olarak da Berkin Elvan' ın faillerinin bulunamamış olması gösterildi... Ölen bir çocuğu niye terör saldırınızla lekelediniz? Hala soranlar var, elinde sapanla gösteride ne işi vardı diye, arkadaş sen hala orada mısın? Velev ki, öyleydi, ne olacak? Onu o küçük yaşında o gösteriye zorlayanı bulun önce, eline sapanı verip sokağa salanı bulun madem... Güneydoğu' da da aynısı olmuyor mu? Bütün eylemlerde küçücük çocukları öne sürüp, onların arkasına saklanarak eylem yapılmıyor mu? Böyle bir eylemin nesini, nasıl haklı görebilirsin?

16 Aralık 2014

İşte sana adalet...

Çarşı grubu bugün darbeye teşebbüs, hükümeti yıkma girişimi, başbakanlık ofisini ele geçirme girişimi gibi suçlamalarla hakim karşısına çıkarılıyor. Halbuki Gezi' de haktan, halktan, özgürlükten, demokrasiden yana olmasalardı da "akil" sanatçılarımız (?!!!) gibi hükümetin etekleri altına sığınsalardı başlarına bunlar gelmeyecekti. Müebbet hapis istemiyle yargılanmayacaklardı.

Birileri gibi tırlarla silah değil yardım taşıdıkları için hata mı etti bu insanlar?



Çarşı terörü değil, kardeşlik ruhunu temsil eder...

11 Kasım 2014

Daldan Dala - 13

Yazar olmaktan bahsediyorsun ama aynı temel fikri anlatan sözde yeni bir yazıyı 6-7 ayda bir cümlelerin yerlerini ve içeriklerini biraz değiştirip tekrar yayınlıyorsun... Sonra da neden bizim blogger' lardan kaliteli içerik bu kadar az çıkıyor diye sızlanıyoruz.

-=0=-

İki sefer çıkan durdurma kararına rağmen "mahkemenin böyle bir kararını tanımıyoruz" diye hukuka kafa tutarak, kanunu hiçe sayarak yapılan ve adına da AK eki yapılarak önümüze konulan saraycık Türkiye ekonomisine 1.7 Milyar dolara maloldu... kaçAkSarayın maliyeti, asgari ücretle çalışan bir işçinin 1.619.385 aylık maaşına denk. 134.948 yıl yani. Merak sadece, öylesine hesapladım...

Cumhurbaşkanlığı Sarayı (?)


6 Kasım 2014

Plaza Çocukları

Bir dönem "mantar gibi çoğaldılar" diye şikayet ettiğimiz, İstanbul' un silüetini bozuyorlar diye yakındığımız, sonra da hayatımızın parçası haline gelen plazaları bilirsiniz.

Sanayi sitesi ortamından, plaza ortamına geçişte yaşanan belirgin bir travma durumu vardır. Benzer travma, iş hanından, mahalle arası dükkanlardan, apartman dairesinden bozma iş yerlerinden gelenlerde de görülür; sınıf atladıklarını zannederler...

Hanım kızlarımızın saçı, başı, kıyafetleri, delikanlılarımızın aksesuarları, kıyafetleri, ayakkabıları velhasıl görünümler değişmeye başlar. Maaşlarının önemli bir bölümünü bunlara harcamaya başlarlar. Ve tabii bütçeler de sarsılmaktadır artık.