Ben bu ülkeyi pazarlamakla mükellefim
Bir başka örneğini de bu haberde görüyoruz. AKP' nin de bu iddialarla ilgili net bir cevap vermeyişi dikkate değer. Yoksa veremeyişi mi demeliydik ? Haberin detayları da şöyle:
CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin yaptığı yazılı açıklamayla ‘açıkça rüşveti itiraf ettiğini’ savunarak, ‘Meclis’in onurunu korumak için milletvekilliğinden istifa etmelidir’ dedi
Kılıçdaroğlu, hafta başında Silivri Savcılığı’nın da soruşturma dosyasında yer alan bir belgeyi basına dağıtarak, Dişli’nin Silivri’deki 19 dönümlük arsanın imar sorununu çözmek için 1 milyon dolar karşılığında devreye girdiğini, söz konusu belgenin de bunu gösteren protokol olduğunu öne sürdü.
CHP’den yeni sorular
Dişli’nin para karşılığı işini takip ettiğini öne sürdüğü Akademi Ofset A.Ş. ile beş yıldır ilişkisinin olmadığını söylediğini anımsatarak, “Ortağı olmadığınız şirket lehine hangi gerekçe ile 1 milyon doları bloke ettiniz?” diye soran Kılıçdaroğlu, şu saptamalarda bulundu:
- 1 milyon doları yurt dışında kazandıysanız, hangi ülkeden, hangi banka aracılığı ile getirdiniz?
- Hiçbir hukukçu bu protokolün 1 milyon doların güvencesi olduğunu söyleyemez. Protokolde ne teminat, ne bloke sözleri geçiyor. Madem güvence arıyorsunuz, o zaman protokolü niçin noterden yapmadınız?
- Protokol yapılan kişi, Bakan Mehmet Ali Şahin’in yeğeni aracılığı ile kamu bankasından kredi bulması için rüşvet teklif edilen kişidir. Bu olay Şahin’in şikayeti ile yargıya da intikal etmiştir.
- Silivri ilçesindeki parsellerle ilginizin olmadığını söylüyorsunuz. Oysa en azından Ağustos 2006’dan beri bu olaydan haberdarsınız. Çünkü, imzanız olan protokol ‘Silivri ilçesindeki parseller’ diye başlıyor.
- İlgi ve bilginizin olmadığı bir konuyu yapmanın akla uygun olmadığını belirtiyorsunuz. Ortaklıktan ayrılalı üç yıl geçmesine karşın, 2006’da böyle bir protokol imzalamanız mı, 3 trilyonluk arsanın 48 saat içinde 17 trilyona çıkması mı, konut alanının bir anda ticari alana dönüşmesi mi akla uygun?
- 11 trilyonluk bir rant rüşvetsiz olamaz. İmzanız olan metinde imar değişikliği sonrasında 8 milyon 600 bin dolarlık bir satıştan söz ediyorsunuz. Bu durum tezgahın daha önceden kurulduğu anlamına gelmez mi?”
Kılıçdaroğlu, “İstanbul’u hortumcular başkenti haline getirdiğini” öne sürdüğü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a, “48 saat içinde 11 trilyonluk bir rantı gözü doymaz bir grup işadamına ikram etmeyi İstanbul’a hizmet olarak mı düşünüyorsunuz? Bu olağanüstü ranttan size veya belediyenize bir pay düştü mü?” diye sordu.
‘Erdoğan niye susuyor?’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın iddialar karşısında suskun kalmasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, “Dişli sıradan bir vekil olmanın ötesinde sizin yardımcınız. Bu konuda suskunluğu korumak suça ortak olmak demektir. Açıklama bekliyoruz” dedi.
Kılıçdaroğlu, Dişli’nin Sakarya’da Hazine arazisine kaçak fabrika kurmasıyla ilgili olarak, “Dişli Sakarya’da da yine dişlerini gösterdi. Dişli, rantın ortasında olan kişidir. AKP sesini çıkarmıyorsa, bundan AKP de besleniyor demektir” dedi.
Milliyet