İstanbul trafiği günden güne daha çekilmez bir duruma gelirken sinirlerin gerilmesinin yanında bir de insanların saygısızlığı, eğitimsizliği, vurdumduymazlığı hepsinin üstüne tuz biber oluyor.
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, 300 - 400 YTL paranız varsa 1 ayda ehliyet sahibi olabiliyorsunuz. Hiç kursa gitmeden, eğitim almadan direksiyona geçen insanlar var.
Sağlık kontrolleri yeterince yapılmadığı için kusurları olduğu halde trafikte olan insanlar var. Birini tanıyorum, renk körü, düşük oranda zeki geriliği var ve sinir hastası... Günün birkaç saati de trafikte... Haber bültenlerinde görüyoruz, bir gözü görmeden, sarhoş halde araç kullananları... İşte size zihinsel engeli olduğu halde ehliyet almış insan örneği...
Tabela bile okuyamayan insanlar için bir kaynak da sunalım sırası gelmişken. İnceleyip anlamaya çalışsınlar...
Daha dramatik durumlarda var... Trafiği kontrol etmesini ve düzenlemesini beklediğimiz trafik polisleri birçoğumuzdan daha vurdumduymaz. Araçların farları ya da fren lambaları çalışmayabiliyor. Dönüşlerde sinyal vermiyorlar. Kırmızı ışıkta durmayabiliyorlar. Canları nereye isterse oraya parkediyorlar, istedikleri gibi durabiliyorlar. Yahu, sizin bize örnek olmanız gerekmiyor mu?
Sokak aralarında yarış yapar gibi araba kullanıp, bilerek yayaların üzerine sürenler... Gözüne girecek durumdaki tabelalara rağmen ters yöne girip, bir de doğru yolundaki insanlara kafa tutanlar... Emniyet şeridini kendine özel yapıldı sananlar... Acil durum araçlarına yol vermeyenler, arkasına gireceğiz diye birbirine girenler... Yüzlerce araç trafikte beklerken, kaldırıma bir tekerleğini çıkarıp öne kaymaya çalışanlar... Sıkışık trafikte korna çalanlar... Olur olmaz yerlere parkedip, trafiğin kilitlenmesine sebep olmasına rağmen, bir de mağdur olanlara korna çaldılar diye kızan, küfür edenler... Bütün örneklerine rağmen hala daha alkollü araç kullananlar...
İşte İstanbul trafik profili. Bütün araştırmaları, istatistikleri boşverin, yaşadığımız bu değil mi? Rezillik, eziyet...
25 Ocak 2008
22 Ocak 2008
Baronun Başbakana Cevabı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' ın İspanya' da konuşması sırasında sarfettiği "Türban siyasi simge ise n'olmuş" genel kalıbındaki ifadesinin ardından İstanbul Barosu' nun yaptığı bir açıklama var. Sabah gazetesinde yayınlanan bu açıklama, Türkiye' nin içinde bulunduğu durumu aydınlatmak açısından çok önemli.
İktidar partisinin başında bulunan ve Türkiye' yi başbakan sıfatıyla temsil eden kişinin hukuk konusunda yetersizliğini de ortaya koyan açıklamanın detaylarında başbakanın iddiasının aksine Avrupa ülkelerinde de siyasi simgelerin yasak olduğu, AİHM kararları ile de bunun sabitlendiği, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve mahkemeler yoluyla bu konuda netleşmiş kararların olduğu belgeleniyor.
AKP' nin geçmişinden miras olarak gelen şeriat özlemini hala yaşattıklarını ve bu yolda çaba sarfettiklerini bu ifadesiyle net olarak gösteren, hatta itiraf eden başbakanın, toplumu nasıl bir bölünmenin ve ayrılıkçılığın içine sürüklediğini bildiğinden ve zaten amaçlarının da bu olduğundan artık iyiden iyiye şüpheleniyorum. Beni asıl üzen, bu durumun herkes farkında olmasına rağmen, hukukçuların ve diğer siyasi partilerin neden sağlıklı tepkiler vermedikleri...
%47' lik oy oranı bu ülkede iktidarlara istediklerini yapabilme hakkı veriyorsa, birkaç torba kömür, biraz para ve zümrelere özel ilgi, icraattan daha önemli ve oy vermek için yeterli sebepse, demokrasi olarak tanımladığımız değerleri ve vatandaşlık bilgimizi tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor.
Tarih bilgisi ve analiz yeteneğini ise artık sayın vatandaşlarımdan maalesef bekleyemiyorum, zira onların daha önemli magazinel ve sportif sorunları var...
UYAN TÜRKİYEM, SİLKİN VE KENDİNE GEL...
İktidar partisinin başında bulunan ve Türkiye' yi başbakan sıfatıyla temsil eden kişinin hukuk konusunda yetersizliğini de ortaya koyan açıklamanın detaylarında başbakanın iddiasının aksine Avrupa ülkelerinde de siyasi simgelerin yasak olduğu, AİHM kararları ile de bunun sabitlendiği, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve mahkemeler yoluyla bu konuda netleşmiş kararların olduğu belgeleniyor.
AKP' nin geçmişinden miras olarak gelen şeriat özlemini hala yaşattıklarını ve bu yolda çaba sarfettiklerini bu ifadesiyle net olarak gösteren, hatta itiraf eden başbakanın, toplumu nasıl bir bölünmenin ve ayrılıkçılığın içine sürüklediğini bildiğinden ve zaten amaçlarının da bu olduğundan artık iyiden iyiye şüpheleniyorum. Beni asıl üzen, bu durumun herkes farkında olmasına rağmen, hukukçuların ve diğer siyasi partilerin neden sağlıklı tepkiler vermedikleri...
%47' lik oy oranı bu ülkede iktidarlara istediklerini yapabilme hakkı veriyorsa, birkaç torba kömür, biraz para ve zümrelere özel ilgi, icraattan daha önemli ve oy vermek için yeterli sebepse, demokrasi olarak tanımladığımız değerleri ve vatandaşlık bilgimizi tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor.
Tarih bilgisi ve analiz yeteneğini ise artık sayın vatandaşlarımdan maalesef bekleyemiyorum, zira onların daha önemli magazinel ve sportif sorunları var...
UYAN TÜRKİYEM, SİLKİN VE KENDİNE GEL...
21 Ocak 2008
Rapidshare.com Kapandı(mı ?)...
Bu adreste rastladığım habere göre Rapidshare.com 19 Ocak itibariyle kapanmış... Sözüm ona Almanya' da telif haklarını çiğnediği gerekçesiyle kapatılmış ancak site şu anda çalışıyor. Daha da önemlisi Rapidshare News' da yapılan açıklamaya göre bir teknik sorun sebebiyle 50 Mbit' lik bant genişliği kaybı yaşanmış ve bu aralıkda Rapidshare' e erişilememiş. Sitenin verdiği kaynaktan birebir aldığı anlaşılan haber de biraz panikle karışık provakasyon kokuyor gibi geldi. Ben de dahil Rapid' in sevmeyeni çoktur ama hakkını da yememek lazım, çok işimizi görmüştür...
Copyscape - İçerik Koruma

Özellikle yurdum webmaster' ında yaygın olan kopyalama yoluyla içerik oluşturma alışkanlığına çözüm olmasa bile bir süre sonra yıldırabilecek bir çözüme rastladım. Bu adreste görüp incelediğim Copyscape hakkında ben de görüşlerimi belirtip, linkini vermek isterim. Arkadaşa da araştırması için teşekkürler. Gerçi bu da bir nevi kopya içerik gibi oldu ama konu hakkındaki bir kaynak tan haberdar edebilmek adına hoşgörülebilir bence :)
Siteye girdiğinizde karşılaştığınız basit arayüzde arama kutucuğuna araştırmak istediğiniz içeriğin bulunduğu sayfanın linkini yazıp arattığınızda, benzer ya da aynı içeriğe sahip sayfalar varsa bunların listesi geliyor. Normal şartlarda arama motorları üzerinde çok daha fazla zaman harcayarak, farklı kombinasyonlar deneyerek bulabileceğiniz bu adresleri tek noktada toparlayabilmek çok faydalı...
Buna ek olarak kendi çabanızla ilgili site sahibine ulaşıp da sonuç alamadıysanız da Utanç Duvarı aracılığıyla bu siteleri deşifre edebilir, eğer hala vicdanları biraz varsa, utanıp kopyacılıktan vazgeçmelerini sağlayabilirsiniz. Utanç Duvarı' nı ve buradan sonuç almış blog yazarlarının yazılarını da okursanız, başarılı sonuçlar aldıklarını ifade etmişler.
Gelişen Türkiye' mizde üretenin emeğine saygı duymayı öğreneceğiz birgün... umarım...
18 Ocak 2008
Sitebilgi.Net
Sitebilgi.Net, öncelikli olarak bloglara odaklanmış, ancak tüm siteler için hizmet veren bir sorgulama servisi. Bu servis sayesinde arama kutucuğuna gireceğiniz adresteki sitenin popülaritesini kısa sürece alacağınız detaylı bir raporla öğrenebiliyorsunuz. Edineceğiniz bilgiler ise;
- Google PageRank
- Alexa Sırası
- Google Backlink
- Yahoo Backlink
- Tusul sonuçları
- Blograzzi Sırası
- Technorati Sırası
- Del.icio.us linkleri
Tasarımın sadeliği ve başarısı da kullanımı kolaylaştırıyor. Soru sonrasında listenin altında verdiği link yardımı ile aynı sorguyu örneğin sayfanıza yerleştirerek ziyaretçilerinize de sunmanız mümkün.
Düzenli gelişme sürecinde olduğu anlaşılan servisi takip etmekte fayda var.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)