2 Ağustos 2013

Torpilin Böylesi - Eğitim Sistemi Ne Halde?

90' ların başlarında bir furya vardı; eski üniversiteleri kırpıp yeni üniversiteler türetmek şeklinde bir "eğitim seferberliği" başlatılmıştı. Bu çalışma sebebiyle benim okuduğum okul da İTÜ' den ayrılıp Abant İzzet Baysal Üniversitesi' ne bağlanmıştı. İTÜ olarak kazanıp, AİBÜ' den mezun olan bir sürü insan oldu. Çok kişinin hakkı yendi. Bazılarımız hukuki yollarla ancak İTÜ diploması alabildi.

Bu seferberlik hala devam ediyor. Sonrasında da bol bol özel üniversite kurulmaya başlandı. Her sokak arasında bir üniversite var. O bölgenin ünlüleri adına, olmadı semtin adına... Hatta yakında Cihangir' e Kötü Kedi Şerafettin Üniversitesi bile açılabilir, o derece...



Bir televizyon röportajında bir doktor isyan etmişti. Çapa, Cerrahpaşa gibi tıp fakültelerinde yıllarca çaba verdiklerini, eğitim almak, tecrübe edinmek, doktor olabilmek için uzun yıllarını harcadıkları ancak özel üniversitelerde bile tıp bölümleri olduğu ve buralardan sırf para verdikleri için bir şekilde sınıf, ders geçirilenler olduğunu söylüyordu. Üstelik insan hayatını ilgilendiren bu kadar kritik bir mesleğin özel üniversitelerde rant konusu yapıldığını, para verip, dört sene de bir şekilde okula gidip gelenin, hasbelkader sınavları da verirse doktor oldum diye ortaya çıktığından bahsediyordu.

Zaten sınav sistemi kendi içinde tutarsız, hataları var. Eğitim sistemi içler açısı durumda. Okullara dijital tahta koyup, çocukların eline de tablet pc verince herşeyi hallettiğini düşünen bir yönetim anlayışı var malum. Öte yandan bedava kitap dağıtıyoruz deyip, aslında dini hikayeler ve din alimlerinin kitaplarını basan kitap evlerinden temin edilmiş ders kitapları okullara dağıtılıyor. Üstelik setlerin yarısı ücretsiz. Kalan kitaplar, yardımcı kitaplar ve bunun gibi ek kaynakları yine satın almak durumundasınız. Sorsanız devlet ücretsiz eğitim sağlıyor, bütün kitaplar ücretsiz.

Defalarca magazin programlarında gördük. Gençlerimizin önüne rol model olarak konulan bir sürü ünlü isim, kendilerine sorulduğunda cumhuriyetin ilanının bile tarihini bilmiyorlar. 19 Mayıs' da ne bayramıymış, adını tam söyleyemeyenler var. Başbakanın, cumhurbaşkanının bile adını bilmiyor bazıları, bileni de emin değil, tedirgin söylüyor...

Sınavlarda yaşanan şifre skandalları, yaşanan haksızlıklar... Kamuda yaşanan torpiller var bir de...

Zaten eğitim sistemi böyle berbat bir durumdayken, bir de özel üniversitelere alınacak akademik personelin bile önceden belli olduğunu zaten hepimiz biliyorduk. Çünkü bu okullarda akademik kariyer değil para ve ilişkiler konuşuyor çoğunca... Bir de cemaatlerdenseniz önünüz açık demektir.

Bunun en güzel örneği de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi tarafından verilen ilanla deşifre oldu...

Rize’de bulunan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi adına dün bir ilan yer aldı. İlan Basın İlan Kurumu aracılığı ulusal bir gazetede yer aldı.  İlanda, Tıp, Mühendislik, Fen Edebiyat Fakültesine 1’er, Su Ürünleri Fakültesine ise 2 doçent; İlahiyat Fakültesine ise 1 Yard. Doç. alınacağı kişi isimleriyle ilan edildi. İlanda, kriterler yerine doğrudan alınacak akademisyenlerin isimleri yer aldı.
Rektör hazretleri de çıkmış demiş ki;

RTEÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz yaptığı açıklamada, "Hoş bir şey değil, gereken yapılacak" dedi.
Elbette hoş değil. O kadar ön çalışma yapılmış, isimler belirlenmiş, sen tut bunu ilan et... Halbuki ne güzel alttan alttan halledecektiniz değil mi? Şimdi işin yoksa bir de bununla uğraş. Tam da para sayıyordunuz...

"Himmet abey, bunlar senin kafanı karıştıracaklar..."

Ne desem laf değil...


Zaten alışmadık mı bu ülkede birilerinin ayrı tutulmasına, torpile, ilişkileri, parası olanın daha da çok kazanmasına, yasaların delik deşik edilmesine... Sanıyor musunuz ki bu olayla ilgili soruşturma açılacak da bu rektör ve yönetim kadrosu görevden alınacak... Çok safmışsınız...


2 yorum:

  1. Özürlrimi kabul edin. İşten güçten ve tembellikten takip edemediğim ama edeceğim blogunuzda güzel bir yazı... Bu kırpıştırmanın bir kötü etkisi de artık öğrencileirn neredeyse kendşi köylerinde "üniversite" okumaları ve memleketi tanımadan, bir kapalı kutu içinde yüksek lise okumaları.

    Vatan sevgisi ve görgü kazanmak bu taşra popülerizmiyle artık imkansız hale getiriliyor.

    Başka bir yere daldık ama kusura bakmayınız. Okumaya devam ediyorum. Saygılar. Sağlıcakla.

    YanıtlaSil
  2. İlginize teşekkür ederim... Önemli bir noktayı yakalamışsınız. Zaten geçim sıkıntısı çeken ailelerin çocuklarını evlerine yakın yerlerde okutabilmeleri elbette iyi kabul edilmesi gereken bir durum ama tam da yakaladığınız noktada ülkenin farklı coğrafyalarında farklı şartlar ve kültürlerle büyüyen insanlarla kaynaşma şanslarını da kaybediyorlar. Bunu sağlayabilmek adına devletin yurt imkanlarına şöyle bir bakmak lazım. Son dönemlerde yaşananlar da ortada. Eskiden beri yurtların hali iç açıcı değildi. Burslar yetersiz, yemekler kalitesiz, yatakhane şartları keyifsiz...

    YanıtlaSil

Her fikir önemlidir...