15 Aralık 2008

Acil Trombosit İhtiyacı

Bir tanıdığın maili ile gelen bir mesajı paylaşmak istedim. Benim bir faydam olamayacak ama kan grubu uyan birileri yardımcı olabilir belki...

Okan Sönmez, 20 yaşında lösemi (kan kanseri) hastası, GATA Tıp Fakültesi' nde yatıyor, hayatta kalmak için hergün en az iki ünite trombosite ihtiyacı var.

Ama kan grubu B rh (-) (negatif) olduğu icin ailesi kan (daha doğrusu trombosit) verecek donör bulmakta zorlanıyor.

Babası Hayrettin Sönmez insanların ilgisizliğinden yakınıyor. İşyeri olan İstanbul Büyükşehir Belediyesine yaptığı başvuruya 30 bin çalışan arasından sadece 3 kişi cevap vermiş.

Oğlunu yaşatabilmek için varını yoğunu ortaya koyuyor. Eğer siz veya bir tanıdığınız B rh (-) (negatif) kana sahipse lütfen Hayrettin Sönmez'e ait 0535 744 87 10 numaralı telefonu arayın.

Orada yatan sizin çocuğunuz veya kardeşiniz olabilirdi.

Trombosit Nedir ?

Trombosit kanın pıhtılaşmasına yol açan bir maddedir. Kişi trombosit verdikten 3 gün sonra yeniden trombosit verebilir. Sağlıklı bir insan yılda 24 kez trombosit verebilir.

Kandaki trombosit ayrıştırılması işlemi yaklaşık 50 ile 70 dakika arasında
sürmektedir.

14 Aralık 2008

Karmaşa

Her geçen gün bir öncekinden daha karışık. Zaman gitgide kısalıyor. Günler her takvim yaprağında biraz daha kısalıyor sanki. Anılar sığdırdığımız günlere, anları sığdıramaz olduk. Biz mi hızlandık da hayat bize yetişemiyor, yoksa biz mi yetinemiyoruz...

"Günler, tepelerden aşağı koşan vahşi atlar misali..."

7 Aralık 2008

Yazma Dublörü

Burcu Sezer' den yaptığım alıntıyı yorumsuz paylaşıyorum...

Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın çeşitli zamanlarda ziyaret ettikleri Anıtkabir’de, özel deftere önceden başkalarınca yazılan yazılara imza atıyor. Her yazının karakteri farklı. Erdoğan’ın YAŞ’ın kış dönemi çalışmaları nedeniyle 2 Aralık günü gittiği Anıtkabir’de, özel deftere yazılan yazı ise, ‘’Bir Hat sanatçısı’’ tarafından kaleme alındı.
Yine de dayanamayıp birkaç kelam edeyim bari... Bir insandan, anısına tutulan bir deftere fikirlerini yazmayacak kadar nefret edilir mi?

Bu arada Burcu' nun blogunu da başarılı bulduğumu belirtmek isterim... Tiz ziyaret edile... :)

6 Aralık 2008

Mahalle Maçları

Çocukluğumun güzel ayrıntılarından birini bilgisiz.org' ta rastladığım bir yazıyla hatırladım. Futbol konusunda hayatımın hiçbir döneminde yetenek sahibi olamadığımdan sanırım, beni o mahalle maçlarında oyuna almazlardı :)) Ben de kenarda çekirdek çitleyip seyirci olarak bulunurdum.

Bilgisiz' deki yazının üzerinden de epey zaman geçmiş ama benim de gözümden kaçmış demekki... Özellikle adımlamayı tarif edişi, pasif direniş benzetmesi ve adice yapılan gol şovunun ayrıntıları pek güzel, pek keyifli...

5 Aralık 2008

Sevgili Günlük


Çocukluğumdan beri heves etmişimdir günlük tutmaya. Defalarca da başladım... Gerisi gelmediği gibi o yazdıklarımı da saklayamadım. Eften püften ne varsa saklarım, öyle garip bir alışkanlığım var. Kutular dolusu kıvır zıvırım var :) Fakat nedense günlük niyetiyle başladığım hiçbir dökümanı saklayamadım.

Bunu yapabilenlere özeniyorum açıkçası. Geçenlerde uzun zamandır görmediğim iki arkadaşımla karşılaştım. Serpil ve Serap ikilisi... Deli divane insanlar... Nasıl da özlemişiz birbirimizi... Konuştukça hatırladık bazı ayrıntıları; saatlerimizi aldı... Gerçi sohbet çok da keyifli geçti ama "o olay öylemiydi ?" deyip nasıl olduğuna emin olamadığımız ayrıntılar da var. Serap, eskiden günlük tuttuğunu, üniversite yıllarına kadar devam ettiğini ve bütün o geçen zamanda yaşananları bu sayede gün gün hatırlayabildiğini söyledi. Keşke ben de zamanında böyle bir çalışma yapsaymışım diye düşündüm. Bir yandan da balık hafızamın en güzel nimetini tekrar hatırladım. Güzel ya da sıkıntılı olan bir sürü ayrıntıyı hatırladığım gibi çok da önemsemediğim birçok ayrıntıyı mümkün olan en derin noktaya atmış, aktif verileri de öne çekmiş. Birçoğu da tampon bellekte hazır bekletiliyor :) Arada dostlarla, güzelliklerle ilgili kaynayıp gidenler de olmuş; işte onlar keşke dedirtiyor zaten...