8 Mart 2008

Alexa Report - Detaylı Alexa Raporları


İnternet aleminde istatistiklerine en çok önem ve değer verilen servis malumunuz Alexa. Kimi zaman ciddi eleştirilere maruz kalıyor. Bu eleştirilerin en önemli dayanağı da, sadece toolbarını kullananlardan ya da bir kod bloğunu sitesi içine yerleştirenlerden veri alması... Sebep bana mantıksız geliyor; sonuç olarak Alexa verileri oldukça önemli. Ancak beni tereddütte bırakan bir nokta da, bazı güvenlik yazılımlarının Alexa Toolbar' a Spyware muamelesi yapması. Değil ama, yinede tedirgin edici...

Rastladığım bir site, Alexa' nın kendi arayüzünde kümülatif olarak alabildiğimiz verileri detaylandırıyor ve tek sayfada topluyor. AlexaReport.com kullanımı ve anlaşılması basit bir arayüze sahip. Alexa verilerini takip edenler için önemli bir kaynak. Önemli bir ayrıntısı da rapor sayfası içerisinde, mevcut istatistiklere dayanarak gelecek Alexa rank hakkında da bir değerlendirme, bir tahmin mevcut. Bu değere göre strateji belirlenebilir bence.

Doğrudan Alexa ile kurumsal bir bağlantısı var mı, yok mu anlayamadım, site üzerinde bir açıklama yok ama verilerin doğruluğunu Alexa, Google ve Yahoo istatistiklerinizle karşılaştırarak teyid edebilirsiniz...

7 Mart 2008

Feed Submitter

Blogunuzu 200' den fazla dizine kaydetmek, ping servislerini taciz etmek için kullanılabilecek pratik ve uygun fiyatlı bir ürüne rastladım. Hemen deneme sürümünü indirdip kurdum.

Bu versiyon Feed Submitter programının deneme sürümü. Kısıtların ne olduğunu tam olarak açıklamamışlar sitede ama gittiği yere kadar kullanırım ben de :)

Kurulumdan sonra basit bir form doldurup, site adresinizi, feed adresini, kısa bir açıklama ve anahtar kelimeleri girdikten sonra bir sonraki adıma geçtiğinizde gelen uzuuun listeden istediğin servis ve dizinleri seçip, işlemi başlatıyorsunuz ve oldukça hızlı şekilde bitiyor. Bir süre sonra sonuç da almaya başlarım tahminen... Böyle kolay kullanılan, çabuk sonuç veren, uğraştırmayan programlara bayılıyorum :)

Tabii kayıt konusunu sadece bloglarla da sınırlamamak lazım. Sadece bloglara hizmet veren servisler ve dizinlerin yanısıra genel rss kayıt servisleri de listede mevcut. Biraz sonra da forum sitemin rss kaydını yapmayı deneyeceğim mesela... Siz de kullanın, bence çok işe yarayacak...

Ayrıca aynı firmanın "Website Submitter" ve "Website Popularity" adlı programları da incelemeye değer...

6 Mart 2008

Minik Aysu için...


SAMSUN'da oturan Dursune- Halil İbrahim Küçük çiftinin tek çocukları 2.5 yaşındaki Aysu Küçük'ün kanser hastalığına yakalanması ve ailesinin ekonomik sıkıntı yaşaması üzerine Ondokuz Mayıs İlçesi Kaymakamlığı tarafından yardım kampanyası başlatıldı. Kaymakamlık, küçük kızın adına Ziraat Bankası Ballıca Şubesi'ne hesap açtırdı.

Ondokuz Mayıs İlçesi'nin Muşta Mahallesi'nde aylık kirası 60 YTL olan küçük bir evde oturan Küçük çiftinin mutlulukları tek çocukları olan kızlarının kanser hastalığına yakalanmasıyla kısa hüsrana döndü. Sezonluk olarak inşaatlarda çalışarak geçimini sağlayan 35 yaşındaki baba Halil İbrahim Küçük'ün yardım isteği ve minik Aysu'nun gözyaşları üzerine tüm Türkiye yardım için seferber olmuştu.

Dursune- Halil İbrahim Küçük çiftinin kızları Aysu'nun kanser hastalığına yakalanmasının ardından Yeşil Kartlı olan ailesinin hastaneye gidiş- gelişler, bez, mama gibi ekstra masraflarda zorlanması üzerine Ondkuz Mayıs İlçesi Kaymakamlığı tarafından küçük kız için yardım kampanyası başlatıldı.

Kaymakam Vekili Bekir Dınkırcı yaptığı yazılı açıklamasında 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu'na göre bankada hesap açtırmak suretiyle 30 bin YTL yardım toplanması için Valilik makamının onayının alındığını belirterek, “Hayırsever vatandaşlarımız, Ziraat Bankası Ballıca Şubesi'nin 968 Şube Kodlu 49862232-5001 nolu hesabına Aysu Küçük Yardım Komisyonu adına yardımlarını yapabilirler” dedi.

24 Şubat 2008

Zulüm Edebiyatı

Son yıllarda bir zulüm edebiyatıdır almış başını gidiyor. Meğer ülkemde ne kadar zulüm gören insan varmış da bizim haberimiz yokmuş.

Türban kullananlar, dini gereklerini yerine getirmeye çalışanlar, Kürt kökenli vatandaşlar; yazık, hepsi zulüm, baskı ve şiddet dolu bir ömür geçirmişler...

Halkın onlar dışında kalan bütün bölümü ve devletin bütün organları, onları yok etmek, sindirmek, susturmak için yatmış, kalkmış onlarla uğraşmış... Ellerinden kişisel özgürlüklerini, okuma hakkını, kimliklerini almış...

Provakasyona çok açık hale getirilen bu konularda iktidar desteğini de alanlar coştukça coşuyor.

Ama bize müstehaktır. Zamanında "Cumhuriyetin ömrü artık doldu." diyen birini cumhurbaşkanı yaparsak, teröristten "sayın" diye bahseden, vatandaşı azarlayan, ekonomiden, uluslararası ilişkilerden önce başlık maddesi insanların hür iradeleri ile ibadet etme haklarını şekillendirmek olan, şeyh eteği öpmüş, laiklik ve demokrasi kavramlarının anlamını göreve geldikten sonra lutfen kavrayabilmiş birini tekrar tekrar başbakanlık makamına oturtursak, teröristin meclise girmesine göz yumarsak olacağı bu.

Cumhuriyet tarihinde ibadet edene engel konduğu, bir genç kızın kafasından türbanının çekilip alındığı ya da cami inşaatının engellendiği, yıkıldığı görülmüş şey değil ama bizler farkına varamadan bunların hepsi yaşanıyormuş herhalde; ne garip...

Terörist örgüte yapılan her türlü savunma ya da saldırı harekatı ise aslında ülkenin yasal hakkı değil de, Kürt kökenli vatandaşları yok etme politikasıymış...

Anlayamadığım şu; bu kadar uydurma iddiaya kendiniz de inanıyormusunuz ?

Ayrıca cevaplanmasını beklediğim sorularım da var;

Bunca yıldır kanunlara uygun hareket eden, kural, nizam neyi gerektiriyorsa onu yapan, devlete ve toplum hayatına saygı duyarak, gereken yerde gerektiği gibi davranan herkes enayi de bir siz mi haklı, uyanık, zekisiniz ? Sivrilmemek, kimseyi tedirgin etmemek, diğer inançlar ve insanlarla eşit mesafede olabilmek, kurallara saygılı olmak ve uymak adına okula girerken şimdiye kadar türbanını çıkaran, derslere katılıp, başarılı olan genç kızlarımızın hepsi cehennemlik mi olacak yani ? Bir sonraki adımda çarşaf ve peçeye de özgürlük istemeyecekmisiniz ? Niye bana inandırıcı gelmiyor ?

Son 5-6 senede daha önce adını bile duymadığım kadar çok sayıda tarikat nasıl türedi ? İstanbul başta olmak üzere diğer büyük şehirleri nasıl bu kadar iyi işgal edip, organize olabildiniz ? Tek derdinin ibadet etmek olduğu söyleyen bu insanları kendi saflarına katabilmek için il il gezip öğrenci evlerinde, tekkelerde, toplantılar, "sohbetler" yapan "hocalarınız" lüks arabalar ve korumalarla nasıl gezebiliyor ? Sizi kim finanse ediyor ? Yanlarında neden koruma var ? Derdiniz sadece din ise neden Allahtan başkasının korumasına ihtiyacınız mı var ? Yasadışı bir iş yapmıyorsanız neden toplantılarınız hep gizli yapılıyor, sadece hedeflediğiniz insanlara haber veriyorsunuz ? Toplantılarınıza katılacakları neden sadece hatırlı esnaflardan ve öğrencilerden seçiyorsunuz? Bu esnafların da neden eğitim seviyesi ve genel kültürü zayıf olanlarına öncelik veriyorsunuz ?

Peki, malum bir kısım Kürt kökenli vatandaş... Bu ülkede Türkler dışında yaşayan tek halk sizmisiniz ? Başka etnik kökenlerden insanlar, aslında başka ülkenin vatandaşları mı ? Kimsenin başka işi gücü derdi kalmadı da sizi yok etmekle mi uğraşıyorlar ? Bu ülkede kürt kökenli cumhurbaşkanı da oldu, devlet adamları da, bilim adına iyi işler çıkaranlarda, doktorlar, hakimler, hukukçular da... Onlar Kürt olarak kabul edilmiyorlarmıydı ? Devletin askeri sadece Türk kökenli vatandaşın huzuru için mi bu kadar fekadarane çalışıyor ? Askerin köy basıp Kürtleri öldürdüğü ama Türklere dokunmadığı gibi adi bir yalanı nerenizden uydurabiliyorsunuz ?

Kültürümüzü yok etmek istiyorlar diyorsunuz ama Kürtçe şarkılar söyleyen sanatçılarınız, yazarlarınız yok mu? Evinizde, köyünüzde, toplantılarınız da Kürtçe konuşamıyormusunuz ? Birileri sizi aşağılıyormu bu yüzden, ya da engel oluyor mu?

Genç, yaşlı, çocuk, hamile, hasta, Türk, Kürt dinlemeden köyleri kasabaları basıp, insanları öldüren, kadınlara tecavüz eden, insanlıktan çıkmış bir grup çapulcuyla, bu ülkenin topraklarına yaşayan, vergi veren, sosyal imkanlarından faydalanan, eğitim alan, alınteri döküp, helal lokmayla aile geçindiren diğer Kürt kökenli vatandaşları nasıl aynı kefeye sokabiliyorsunuz ? Bu insanların birgün size de isyan edip "yeter artık bizi karaladığınız" diyeceğini hesaplayamıyormusunuz ? Köyünde tarla süren çiftçiyi, okulunda ders çalışan öğrenciyi, çocuklarına kol kanat geren anaları, alınteri döküp, ekmeğinin peşinde koşan bir sürü insanı nasıl bu şekilde aşağılıyabiliyorsunuz ?

Şimdi ben bu kadar soruyu sorduktan sonra kafalarda yanlış bir imaj çizmemek için bana göre çok önemli olan bir ayrıntıyı da açıklamak isterim. Benim kızkardeşim türban takmayı kendi istedi, uyguladı ve kendi çizgisinde yaşamaya devam ediyor. Eşi ise Kürt kökenli... Şimdi ne derece tarafsız olabileceğimi bir düşünün.

Hepimizin, kendimizi, yaşantımızı, hayat tecrübemizi temel alarak bu soruları ve belki de benim aklıma gelmeyen onlarcasını cevaplamamız ve ondan sonra konulara bakışımızı tekrar değerlendirmemiz lazım.

Bu soruları etrafınıza öylesine bakındığınız da artık maalesef her yanda görebileceğiniz bu insanlara da sormamız lazım...

Artık bu mazlum tanımından, zulüm edebiyatından gına geldi...

23 Şubat 2008

Kemalist Platform

Ne görselleri, ne de menü tasarımı hakkında yorum yapmayacağım. Özellikle içeriğe dikkatinizi çekmek istiyorum. Yazılanları geçiştirmeden, dikkatlice okuyun lütfen ve neyle karşı karşıya olduğumuzu daha iyi anlayabilmek için okuduklarınızı iyi değerlendirin. Buradan buyrun...