22 Şubat 2018

Daldan Dala - 16

Uzun zamandır çocukların taciz ve tecavüz haberlerini öğreniyoruz. Tarikat yurtlarında, derneklerin kaçak evlerinde... "Böyle bir olayın bir kere yaşanmış olması bütün kurumu lekelemeyi gerektirmez" denilebiliyor pişkince...

3 - 4 yaşında çocuklara tecavüz ediliyor, çocukların iç organları parçalanıyor, hayatları kararıyor... Aileleri yapıyor bu rezilliği ya da tanıdıkları insanlar...

Detaylara giremeyeceğim, düşündükçe, konuştukça midem bulanıyor, zaten herkes okumuş duymuştur..



Biz ne zaman böyle bir ülke haline geldik? Ne ara bu kadar iğrenç, şerefsiz insanlarla doldu bu ülke?

http://hthayat.haberturk.com/anne-ve-cocuk/cocuk/haber/1047885-tacizi-cocuk-anlatmiyor-davranislariyla-belli-ediyor

Üstteki yazıyı da okuyun, okutun...

-=0=-

Bir taraftan da başka ne idüğü belirsiz tipler, yine vakıf ve/veya cemaat adı altında organizasyonlarla, çıkıp "asansörde halvet", "yorgan ve battaniyeyle şehvet" başlıklarında zırvalayıp duruyorlar...

Sizin ruhunuz pislikle dolmuş, zihninizden pislik fışkırıyor... Gezdiğiniz dolaştığınız yerlerde kadına insan diye değil cinsel obje diye baktığınız için aklınızdan cinsellik, seks, masturbasyon, halvet falan hiç çıkmıyor...

Kadınla erkeğin birbirlerine selam verirken seslerini duymalarından dolayı tahrik olup halvete niyetlenebilecekleri fikri sizce nasıl bir kafadan çıkar?

Daha da dramatik olan tarafı ise bu cemaatlerin kadınlarının da bu fikirleri desteklemesi, doğruluğuna gönülden inanmaları, bunları açıkladıkları için hocalarına hayır duaları ediyor olmaları...

Ve bunları yıllarca dinleyip hipnotize olmuş bir nesil de sokaklarda dolanıyor... Bu kafaların ürünü olan tacizciler, sapıklar, pedofili kurbanı çocuklara tecavüz ediyor...

-=0=-

Fetö denen pisliğe yıllarca kucak açıp devletin en kritik pozisyonlarına yerleşmelerine, örgütlenip güçlenmelerine, siyasete, eğitime, devlet kurumlarına sızmalarına ses çıkarmayanlar...

Zamanında bir gün bunların yaşanabileceği konusunda uyaranları vatan haini ilan edenler...

O şaklabanı hoca efendi hazretleri diye yere göğe konduramayıp, ona ithafen hasret dolu, sevgi dolu şiirler okuyup methiyeler düzen, elini eteğini öpenler...

Şimdi bu kansızların yarattığı kaosu temizlemek için sağa sola saldıranlar...

Kendilerine yeni bir tarikat bulmuşlar, şimdi de onu besliyorlar...

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/egitim/931393/MEB_in__Nurcu__sevdasi_bitmek_bilmiyor__FETO_gitti_Hayrat_geldi.html

Zamanında Fethullah Gülen' in organizasyonları için de "hayır işleri yapan ilim irfan yuvaları" diyordunuz, şimdi de onlara tanınanlara benzer imtiyazları Hayrat Vakfı' na sağlıyormuşsunuz... Ne tesadüf ki bunlar da Nur Cemaatinin bilmemne kolunun adamlarıymış, tıpkı Fettoşun adamları gibi...

İleride birgün çıkıp "Bunlar da bizi kandırdı, halbuki ne istedilerse vermiştik" demek zorunda kalmazsınız inşallah...

24 Temmuz 2017

Barış'ım geldi...

Yeniden merhaba... Çok uzun zamandır birşeyler yazamadığımı farkettim... Farkettim diyorum zira aklım bambaşka yerlerde...

İş hayatında tempo yüksek, hafta sonları yazılım uzmanlığı eğitimine devam ediyorum, sosyal hayata zaten vakit kalmıyor ama asıl önemli olan bunların hiçbiri değil...

Hayatımda bir yıla yakın bir zamandır muhteşem birşey var; Barış adında, cıvıl cıvıl, gürültücü, sevimli, bez kirletme rekortmeni, baba delisi süper bir yaratıktan bahsediyorum...

O benim oğlum...

Haberini aldığımız günden beri eşimle hayatımızı kökünden ve sonsuza dek değiştiren, binbir türlü zorluk, yorgunluk, endişe katan ama zerre şikayetçi olmadığımız, aksine ona her baktığımızda binlerce kere şükürler edip, birlikte şapşalca sırıttığımız muhteşem canlı...

Rabbim herkese bu mutluluğu yaşamayı nasip etsin inşallah...

Şu yaşıma kadar defalarca aşık olduğuma inandım, daha fazla mutlu olamam diye düşündüm, sevginin zirve noktası bu diye geçirdim içimden...

Ve hayatımda hiçbirşeyde bu kadar yanılmadığımı farkettim...

Aşk, şu aşağıda fotoğrafını gördüğünüz şey...


Hayatımda hiçbir şey beni bu kadar heyecanlandırmadı, hiç bu kadar mutlu edemedi, başka kimseye ya da birşeye karşı bu kadar aşkla bu kadar sevgiyle bağlı hissetmedim kendimi... Ve annemden sonra hiçkimse bana bu kadar saf, bu kadar katıksız ve karşılıksız bir sevgiyle sarılmamıştı...

Hayatımda hiç bu kadar güzel bir sıfatım olmamıştı; "Baba"

ve eşim, hayat arkadaşım, yoldaşım... Bir insanın hayatında alabileceği en güzel hediyeyi verdi bana, en güzel sıfatı kazanmamı sağladı... Sana ne borçlu olduğumu tarif etmek bile imkansız, iyi ki varsın, iyi ki varsınız ikinizde...


8 Ağustos 2016 hayatımın sonsuza denk değiştiği muhteşem tarih... Gerisi küllüm hikaye...

Tek umudumuz iyi bir "İNSAN" olması için ona bir yol açabilmek...




24 Nisan 2017

Mega Radyo

İletişim araçlarının en eskilerinden bir tanesi olan radyo, hayatımıza çok uzun yıllar önce girmiş ve hala insanları günlük sıkıntılardan bir parça olsun uzaklaştırmaya çalışan sistem olarak biliniyor. Okuldan, işten çıkarken, ya da günlük ev işleri arasında günün rutinini bir parça olsun kırmak radyonun işlevlerinden biri. Çok değil 20 yıllık bir süre önce radyo dediğimiz alet evlerimizin, yaşam alanlarımızın bir yerinde bulunarak, günlük ruh hallerimize eşlik etmekte kullanılırdı. İnsanlar radyonun başına toplanır ve müzikli programlar dinlemek için orada bulunurdu. Ancak teknolojinin getirdiği imkanlar sayesinde radyo da hayatımıza internetin girmesiyle insanlara ulaşma noktalarını internet üzerinden gerçekleştirmeye başlamış bulunmakta.

Teknoloji çağı artık yeniliklerle dolu bir dünyayı bize sunarken, tüm iletişim araçlarının yanında radyoyu da değişime götürdü. Böylelikle insanlar rahatlıkla istedikleri yerden, sorunsuz radyo dinleme keyfini yaşamaya başladı. Mega radyo ya da çok sevdiğiniz bir radyo programını dinlemek istediğinizde, rahatlıkla internette online olarak, her yerde bunu gerçekleştirebilirsiniz. Özellikle genç nesil bu konuda artık her yerde eğlenebilmek ve kendini mutlu hissetmek istediği için bu nimetlerden sonuna kadar yararlanıyor.

Müziğin ve radyonun her zaman yanınızda olmasını istiyorsanız online radyo sistemi cep telefonunuzda, bilgisayarlarınızda sınırsız coşku hissedebilmeniz için tüm frekanslarıyla mevcut bulunuyor. İsterseniz cep telefonlarınıza online radyo indirip, yolda, iş yerinizde molalarda radyo dinleme zevkine ulaşabilirsiniz. Akıllı telefonlarda bu uygulamalara kolaylıkla sahip olma şansınız var. Günümüzde her radyonun internet sitesi olduğu için bilgisayar üzerinden istediğiniz radyo frekansına bağlanabilecek özgürlüğe sahipsiniz.

Radyoya ve radyoculuğa meraklı ve yetenekli olup bu işi yapmak isteyen, sesini kitlelere ulaştırmak düşüncesiyle yola çıkanlar için artık çağımızın imkanlarının iyi yanlarından biri de kendi alanını yaratmak olarak görülüyor. İnternet sınırsız bir mecra ve herkes kitlelere, gerek sosyal medyadan gerekse başka internet yolları üzerinden kendini tanıtarak popüler bir iş yapmanın keyfini yaşayabiliyor. Seslerini kitlelere duyurmak isteyen kişiler veya gruplar da imkanlarını kullanıp, kendi online radyosunu kurmaktan geri kalmıyor. Bu konu artık son derece basit olmakla birlikte, hayatında böyle bir deneyim yaşamak isteyen herkesin ilgi odağı olmuş durumda

31 Ocak 2017

Freelance Hizmet Satınalmak



Türkiye' de freelance kültürü uzunca bir zaman sağlıklı yürümedi. Bazı sözüm ona freelance çalışanlar akıllarınca uyanıklık yapıp insanları dolandırdıkça diğer emekçilerin de adı kötüye çıktı doğal olarak. Ben de uzunca bir dönem böyle bir mücadele verdim.

Bir proje toplantısında işveren bana "senin de parayı aldıktan sonra ortadan kaybolmayacağını nereden bileceğim?" diye bir soru sordu... Ben yaptığım işlerde bütün iletişim bilgilerimi, adresimi ve hatta bir de ıslak imzalı sözleşme/taahhütname veriyor olmama rağmen bazen böyle fazladan şüpheci insanlara kendimi anlatmakta zorlanıyordum...

Oysa böyle üçkağıtçılar olmasa bir freelance ile çalışmak bazı noktalarda avantajlıdır.

Maliyeti düşüktür. Büyük işletmelerin hesap yaparken işin bedeli üzerinde ekledikleri bir sürü kalem bir freelance' in masraf kalemleri listesinde yoktur.

Bir freelance, ne kadar profesyonel olsa bile bir ajanstan, kurumsal bir firmadan daha heyecanlı, daha enerjiktir.

Yaratıcılığını ticari kaygılarla, muhasebesel hesaplarla kısıtlamaz, onun tek odak noktası iyi bir iş çıkarmaktır. İşi yaparken ofisinin kirası, stopajı, vergiler, diğer çalışanların sorunları, ofisin muhtelif masrafları ve sorunları ile uğraşmak yerine sadece işine konsantre olabilir...

Daha bir sürü avantaj söylenebilir, sizin de eklemek istedikleriniz varsa, yorum üzerinden bunları konuşmaya devam edelim lütfen...

Artık freelance kültürüne önceki zamanlara kıyasla daha saygın bir gözle bakılıyor ve bu hizmetler için tanıtım mecraları var. bionluk.com' da bunlardan biri...

3 Ekim 2016

15 Temmuz sonrası

Epey zaman önce yazmya girişmişim bunları ama yarım kalmış, iş güç işte... Buyrun...

------

Yıllarca bir sürü mecrada insanlar veryansın ettiler, cemaatleri siyasetin, devletin içine bu kadar sokmayın, buna göz yummayın diye... Kimse dinlemedi...

Salya sümük ağlaşan bir grup zibidi, yıllarca kahraman ilan edildi, yere göğe kondurulamadı...


Sahi, birileri ondan bahsederken "Fethullah Gülen hoca efendi hazretleri" diyordu, kimlerdi onlar???

Yurtdışında okullar yaptılar, hem de alakalı alakasız bir sürü ülkeye, sözüm ona kültür elçisi olarak dünyanın parasını harcayarak... Bu paranın kaynağı hiç sorgulanmadı; hayırsever iş adamları dendi, geçildi...

O zamanlar ben de birçokları gibi gıyabında sordum; madem ülkeni bu kadar seviyorsun, Afrikanın açlıktan kırılan alakasız bir kasabasında Türkçe eğitim veren bir okul açmak yerine, kendi memleketinde okula gitmek için çamurun batağın karın içinde kilometrelerce yürüyen çocukların kendi köylerine ufak bir okul yapsan ya? Camı kırık, kapısı kapanmayan, damı akan bir sürü köy okulu var, onları onarıp, o çocuklara daha sağlıklı bir ortam sağlasaydın ya... Benim gibi bu ve benzeri ayrıntıları sorgulayan herkes tepki aldı, ha gayret vatan haini ilan edileceklerdi...

Cumhurbaşkanının "Halkım da Allah da affetsin" diyerek özür dilemesi bir erdem elbette...

Ama arkadaş, bunca yıl bu olayların buraya geleceğini, devletin içine bu kadar nüfuz etmesine göz yumacağınız bu insanların birgün daha fazlasını da isteyeceklerini kestiremediniz mi? Hani sizin ustalığınız? Kandırıldık deme lüksünüz var mı?

"Ne istediniz de vermedik?" sözünün arkası da araştırılacaktır umarım...

Deşeledikçe neler çıktı, görüyoruz hepimiz... Asla aklıma gelmezdi dediğimiz insanlar bu örgütle ilişkili çıkıyor. Nasıl da kamufle olmuşlar...

Geçmişte sınav skandalları yaşanmıştı, o zamanlar sorumluları adeta ölümüne korumuştunuz, "yedirmeyiz" demiştiniz... Ne kadar çok insanın hakkını yemişler... O hakkı yenilen, yılları çalınan insanlar ne olacak?

Balyoz, Ergenekon ve benzeri davalarda nice şanlı asker senelerce perişan oldu, hastalanan, ölen, intihar eden, hayatı alt üst olan insanlar... Bunlar ne olacak? O meşhur savcınız için milli kahraman dediniz, arkasında durdunuz, koruyup kolladınız, adam foyası ortaya çıkınca ortadan kayboldu... Askeriyenin gizli sırlarının tutulduğu kozmik odaları açtınız, gizlilik derecesi yüksek evraklar ortalara döküldü, bu şerefsizlerin eline geçti, sonuç ortada...

Az kaldı koca memleketi altın tepside sunacaktık...

Zaten dünyalıklarını fazlasıyla yapmışlar, girmedikleri delik, sızmadıkları yer kalmamış...

Acaba bundan ders aldık mı? FETÖ denen illetin yerini başka "hoca efendi hazretleri" almaz artık değil mi?