25 Ekim 2008

Blogger Erişim Engeli

Sonunda bu da oldu, blogger' a erişim engellendi... Bunu da yazıyorum ama engel kimbilir ne zaman kalkar, bu yazı ne zaman okunabliir... Diyecek birşey bulamıyorum...

ÇÜŞ, YUH, OHA...

Bakalım bu kapatma kararının altından kim çıkacak, bahanesi ne olacak...

Ben alışkınım, blogum zaten bir süredir erişim engeline takılmış durumda ama binlerce ciddi emek sarfedilmiş, hiçbir suçu olmayan çalışma var ortalıkta... Yazık, gerçkten çok yazık...

Türkiye' de yakında internete erişimi de tamamen engellerlerse şaşırmam...

23 Ekim 2008

Kedidir kedi

Diyarbakır' da yaşanan olaylarla ilgili olarak CHP lideri Deniz Baykal' ın yerinde bulduğum ve hak verdiğim bir açıklaması var. Biraz soru da içeriyor aslında ama malum, iktidar partisinin işlerine gelmeyeni duymamak, görmezden gelmek gibi alışkanlıkları var ama olur da, kazara, işlerine gelmeyecek, çıkarlarını zedeleyecek, ucu kendilerine dokunacak birşey yapmaya kalkarsanız da vay halinize... İşte o zaman haklarını sonuna kadar savunuyorlar, kaplan kesiliyorlar... Vatandaş ezilmiş, sıkıntı çekmiş, aç yatmış, itiraz etmiş kimin umrunda...


CHP Lideri Baykal, Başbakan Erdoğan’a 1 Mayıs’ta yaşananları anımsatarak, "Meşru eylem hakkını kullanmak isteyenleri kovalayacaksın, sokaktaki kızlarımızı döveceksin, ’Devlet otoritesini sağlıyoruz’ diyeceksin. Ama Diyarbakır’da kedi gibisin" dedi. Baykal yaşananların ’ayaklanma provası’ olduğunu söyledi.

Terörist başından "sayın" diye bahseden zihniyetten fazlasını beklemek hata olur aslında. Vatandaş derdini anlatmaya geldiğinde tersleyip kovacaksın, ama toprağında senin evladını vuran teröristi barındırıp kolladığını bildiğin adamı, elini sıkıp karşılayacak, Ankara' ya davet edecek, meclise sokacaksın.

1 Mayıs' ta meydanlara çıkmaya kalkanlara, kendi işçine, vatandaşına "ayak takımı" diyeceksin, polisine coplatacak, yüzüne gözüne gaz sıktıracaksın, arap kralı gelince "şeref madalyası" vereceksin, teröriste af çıkarmak için uğraşacaksın, şeyhlerin eteğini öptüğünü inkar edeceksin, millet aç yatıp kalkarken, sen türban derdinde, önüne gelene çatacaksın, utanmasan anayasadan laiklik kavramını atacaksın...


Baykalın konuşmasının devamında önemli bulduğum noktalar ise şöyle...

Demokratik talebe zorba
1 Mayıs’ta meşru eylem hakkını kullanmak isteyenleri odalarına kadar kovalayacaksın, sokaktaki kızlarımızı döveceksin, gaz bombalarını atacaksın ve ’Devlet otoritesini sağlıyoruz’ diyeceksin. Devletin otoritesini Diyarbakır’da neden sağlamıyorsun? Sivil toplumsal kuruluşların demokratik talepleri karşısında her türlü zorbalığı yapacaksın, sonra Diyarbakır’da kedi olacaksın.

Ayaklanma provası
Ortaya çıkan manzara çok acı. Ülkenin Başbakanı bir kente gidiyor. Sokaklar bomboş, çöpler yığılmış, bütün esnaf kepenk kapatmış, bir tek dükkán açık değil. Bu manzara, giderek etkinleşen bir terör yapılanmasının, uygun gördüğü anda karar alarak ortaya koyduğu manzaradır. Dün yaşadığımız olay, Türkiye’de bir ayaklanma provasıdır.

Hırsızlar fener kullanır
Deniz Feneri davasında Başbakan dut yemiş bülbül gibi. Her konuda aslan gibi kükrüyorsun, ama burada süt dökmüş kedi gibi oluyorsun. Peki, dünyanın hangi ülkesinde kalpazanlıktan hakkında dosyası olan bir kişi Başbakan’dır? Fıkralar anlatılmaya başlandı. ’Küçük hırsızlar el feneri, büyük hırsızlar deniz feneri kullanır" diye. Biri buna katkı yapmış, ’Ama, mutlaka ampul lazım’ diyor. Yolsuzluk ampulsüz olmaz.

Hele Deniz Feneri davası başlı başına bir derstir. AKP' nin de, RP' nin de, SP' nin de kökenlerini oluşturan akımın, zihniyetin şimdiye kadar nasıl beslenip bu kadar büyüdüğünün delillerindendir. İslamı nasıl da kullandıklarının, insanları nası kandırdıklarının ispatıdır.

UYAN TÜRKİYEM !!!

22 Ekim 2008

Gerekçeli Karar

Yüksek Mahkemenin, AKP' nin Anayasa Değişikliği Teklifini İptali konusunda açıklanan gerekçeli kararın bir özeti Milliyet Gazetesindeki bu haberden öğrenilebilir. Özet olarak;

BAŞKALARININ HAKLARINI İHLAL
Anayasa Mahkemesinin, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin Anayasa değişikliğinin iptaline ilişkin gerekçeli kararında, "Düzenlemenin, yöntem bakımından dini siyasete alet etmesi, içerik yönünden de başkalarının haklarını ihlale ve kamu düzeninin bozulmasına yol açması nedeniyle laiklik ilkesine açıkça aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır'' denildi.

BASKI ARACINA DÖNÜŞME OLASILIĞI
''Bireysel bir tercih ve özgürlük kullanımı olsa da kullanılan dinsel simgenin tüm öğrencilerin bulunmak zorunda olduğu dersliklerde veya laboratuvar ortamlarında, farklı yaşam tercihlerine, siyasal görüşlere veya inançlara sahip insanlar üzerinde bir baskı aracına dönüşmesi olasılığı bulunmaktadır''


şeklinde bi yorum yapılmış. Devam ile, iktidar partisinin ve teklifi destekleyenlerin, niyetlerini açık ettiği için genel tavırlarının da mahkemece görülmüş olması ve gerekçeye eklenmesi kararın doğruluğunu pekiştiren bir ayrıntı olmuş;-

''Dava dilekçesinde belirtilen hususların dışında, Meclis görüşmelerinde, dava konusu kuralların, üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağı nedeniyle eğitim haklarını kullanamayan öğrencilerin sorunlarını çözme olasılığını barındırsa bile, toplumdaki kaygıların giderilmediği ve güvence taleplerine sessiz kalındığı, demokratik uzlaşma yolları dışlanarak meydan okumanın veya dayatmanın yöntem olarak benimsendiği gerekçeleriyle eleştirildiği tutanaklardan anlaşılmaktadır''


Sonuç olarak Türkiye Cumhuriyetinin değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilkelerine ters düştüğü benim gibi hukuktan çok anlamayan, sıradan bir vatandaş tarafından bile net olarak görülebilmekteyken, iktidar partisi ve onun gibi oy rantı peşinde koşan yandaşlarının herkesi kör sanıp ısrarla bu değişiklik paketini dayatmalarındaki art niyeti unutmayalım, görmezden gelmeyelim...

20 Ekim 2008

Nihat Genç - Veryansın

Bütün düşüncelerimi dillendirebilen, hatta daha güçlendiren, detaylandıran, unutulanları, unutturulmaya çalışılanları hatırlatan, gözden kaçanları gözümüze sokacak kadar cesur yegane insan... İyiki varsın Nihat Genç...


17 Ekim 2008

Türkiye İşgalciymiş... Bak sen şu işe...

ABD' nin seçimlerdeki muhtemel yeni başkanı Obama, Türkiye' yi işgalci ilan etmiş. Türkiyenin Kıbrıs' ta bulunmasını Kıbrıs sorununun temeli olarak yorumlayan ve oradan çıkaracağını söyleyen muhtereme aşağıdaki sözüne karşılık sormak istiyorum; 
"Kıbrıs sorununun müzakereler yoluyla çözümü, Kuzey Kıbrıs'taki Türk işgaline son verecektir"
Peki sizin ordularınızın Irak' da, Afganistan' da ne işi var ? 

Haberin detayları da burada