27 Nisan 2011

Google Data Center

Google data center benim için her zaman tarif edilemez bir merak konusu olmuştur. Sadece arama motoru üzerinde tutulan data miktarı bile çok fazla. Bunun yanında Gmail, Analytics, AdWords, Adsense, Blogger, Youtube gibi devasa data barındıran servisleri de düşünürsek miktarı hayal edebilirsiniz... Bu çapta bir sistemin sürekliliği, yüksek süratte, kesintisiz hizmet verebilmesi için gerekli altyapı yatırımı çok büyüktür eminim...

Bir kaynakta Goggle yazılımcılarının MySQL Engine' i baz alarak, Google' a özel bir veritabanı mimarisi oluşturduklarını okumuştum. Adı da GSQL gibi birşeydi sanırım...

Bir de bu işin güvenlik tarafı var. Kişisel bilgilerin güvenliğinin nasıl sağlandığı önemli bir konu...

Aşağıdaki videoda fiziksel güvenlikten data güvenliğine kadar bazı önemli noktaları paylaşmışlar... Seyretmesi bile heyecan verici, kimbilir o ortamda çalımak nasıl keyifli olurdu :)

25 Nisan 2011

Çanakkale Siperleri

Hürriyet' in bir video-haberinde seyrettiğim görüntüler gerçekten içimi acıttı. Böyle büyük bir mücadele ve zaferin izlerini ibret-i alem için korumamız gerekirken, ilgisizlik ve bakımsızlık sonucu acınacak hale gelmeleri... Ayıp ki ne ayıp... İş, para harcamaya geldi mi havaya savuracak sürüyle yer buluyoruz ama tarihimizi korumak bu kadar mı zor geliyor?

İlgililerin acilen ve bir zahmet görevinin başına geçmesi gerekiyor...





Hürriyet Video'larını izlemek için Flash 7 veya daha yüksek eklenti yüklenmeniz gerekmektedir. Yüklemek için tıklayınız!!!


Haber altında geçen metin de şu şekilde...

Çanakkale Savaşları'nda, Mustafa Kemal'in "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum "direktifiyle Mehmetçik'in süngü hücumuna çıktığı siperlerin içler acısı hali yürekleri sızlatıyor.Çanakkale Kara Savaşları'nın 96'ncı yıldönümü heyecanının yaşandığı Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'nda, 57. Alay Şehitliği ile Conkbayırı arasındaki bölgede bulunan Türk siperleri bakımsızlık nedeniyle utanç abidesine dönüştü. Düztepe mevkiinde bulunan siperlerin içindeki tahtalar zamanla çürüyüp yok oldu. Yağışların etkisiyle toprak siperlerin içine kaymaya başladı. Temizlenmeyen bitki örtüsü de siperleri kaplamaya başladı. Son olarak yağan yağmurlar, bakımsızlık nedeniyle siperleri adeta göle çevirdi. Bir su gideri açılmadığı için yarısına kadar suyla dolan siperlerin içindeki sağlam kalan tahtalar çürümeye başladı. Ziyaretçiler, Türk askerinin 96 yıl önce gösterdiği cesaretin tanığı siperlerin kaderine terkedilmesi nedeniyle tepki gösterdi.(Burak GEZEN-Ersan KÜÇÜKKURU /DHA)

21 Nisan 2011

Nihayet...

Blogger için konulan erişim engeli sonrasında domain ayarları sorunu yaşandı malum. Blogger yardım forumlarında defalarca farklı farklı IP' ler yayınlandı. Telekom farkettiği IP' yi engelledi, insanlar yenisini bulmaya çalıştılar. Ben de Godaddy DNS ayarları ekranında ne kadar zaman geçirdiğimi, kaç defa ayarları baştan sona değiştirdiğimi unuttum artık. Sonunda bulduğum IP çalışmış, nihayet... Gündüz değişiklikten sonra defalarca kontrol ettim, ancak biraz önce çalışır duruma döndüğünü farkedebildim... Az kaldı vazgeçmek üzereydim artık...

Birilerinin daha işine yarar ümidiyle IP adresini ve Godaddy üzerindeki ayarları paylaşmak istiyorum.


Blogger Custom Domain sorununu çözebilmek için kullanacağımız IP 74.125.43.121

Öncelikle mevcut A kayıtlarını siliyoruz ve yerine @ için 74.125.43.121 IP ile bir kayıt oluşturuyoruz.

Sonra CNAME kayıtlarında www ile @ ilişkilendirmesini yapıyoruz. Detayları yukarıdaki ekran görüntüsünde de bulabilirsiniz...
Kayıt yenilemesi yaklaşık 12 saati buldu benim domain' im için. Umarım sizinki daha kısa olur...  :)

25 Mart 2011

Tekme, Tokat, Vekil

Teröristi kucaklar, insan yerine koyarsan, başlarındaki ite "sayın" deyip, örgüt elemanlarını ülke sınırından bayram havasıyla, davullu zurnalı karşılarsan, elebaşıyla pazarlığa oturur, terörü bitirmek için ondan medet umarsan olacağı bu...


Milletvekili kisvesine bürünüp, ellerine taşları sopaları alır, polise tokat da atarlar, polis araçlarını da tekmelerler, panzerlerin üstüne çıkıp zafer işareti de yaparlar... Zamanında sağlanan kolaylıklar sayesinde milletvekili olabilmek için hapisten çıkarken, dağdan inerken de zafer işareti yapmışlardı...

Ah benim güzel ülkem; bir taraftan laik demokratik düzenin altını eşeleyenler, bir taraftan çoluk çocuğu öldürüp, 30000 cana kıyıp, sonra da mağduruz diye ortaya çıkıp, eşkiyalık yapanlar...

Uyan Türkiye'm...

15 Mart 2011

Giderken


Çok zordu seni orada bırakıp da gitmek, arkamı dönüversem, salacaktın gözyaşlarını, biliyordum. 

Otobüs beni bekliyordu, muavin sesleniyordu, şoför, yolcular homurdanıyordu... 
O kadar sıkı sarılmıştık ki, kalplerimiz birbirine değiyordu neredeyse.
Derin derin içime çektim kokunu; o günden beri her nefeste duyarım hala.
Yavaşça uzaklaştı bedenlerimiz, ellerimiz kaldı yalnız, parmak uçları birbirine dokunarak.
Gözlerin yine zihnimde dolanıyordu, bakışların içimi delip geçmiş, ta kalbime sesleniyordu;
“Herşeye rağmen ve hala seni seviyorum...”


Ben için için yalvarıyordum;
“Kal de ne olursun... Gitme de...”
Neler verirdim dönüpte muavine “Gelmiyorum ben, kalıyorum, defolun...” deyip sana bir daha sarılabilmek için...
İkimiz de biliyorduk ama; ayrılmalıydık, sonu yoktu bu aşkın... Olmayacaktı, olduramayacaktık...
Sustum, döndüm, yürüdüm... Tutamadım kendimi, döndüm sana, koşup dudaklarına yasak bir öpücük daha kondurdum ve bindim otobüse... Sana şimdiye kadar verdiğim en küçük buseydi ama canımı en çok yakanıydı; sonuncuydu, bir dahası olmayacaktı...
Bitmedi o yol bir türlü, hâlâ o caddedeyim, o sokağın köşesini hâlâ dönemedi o otobüs...





(15 Mart' ta yayınlanacaktı bu yazı, blogger engeline takıldı herhalde...)