15 Ocak 2008

Yapılaşma Rezilliği


İstanbul' un belki de merkezi sayılabilecek bir semt Mecidiyeköy. Ancak günden güne yaşanmaz bir yer oluyor. İstanbul' un birçok ilçesinde ve semtinde yaşanan ortak sorunlar yani trafik, düzensiz yapılaşma, altyapı eksikliği ve kültür erozyonu burada da dayanılmaz bir süratle büyüyor.

On yıldan daha fazla süredir iş sebebiyle Mecidiyeköyle bağlantım var, değişimi bizzat yaşıyorum. Yaşanan biçimsiz ve plansız büyüme sebebiyle sıkıntılarda kontrolsüz olarak büyümeye devam ediyor.

Trafik her geçen gün biraz daha sıkışıyor, sorun uzadıkça birkaç semt ötesinin bile trafiğini etkiler hale geliyor. Mecidiyeköy' ü iş merkezi haline getirenler bu ayrıntıyı gözden kaçırıyorlar. Ara sokakların üç-beş günde bir şekli ve trafik akış yönü değiştiği için sürekli bir karışıklık hakim.

Belediyenin ve ilgili birimlerin sorumsuzluğu sebebiyle boş bulunan her toprak parçasına bir bina dikilir oldu, semt sakinlerinin yaşam alanları en aza indirildi. Bırakın bir parkı, yeşil alanı, ağaç görmek bile mucize...

Plansız yapılanma sürecinin en büyük sıkıntısı da otopark problemi. Bölgede yeni yapılan binaların hiçbirinde otopark yok ve bu ayrıntıya hiç kimse aldırmıyor. Bölgede sayıları sürekli artan yeni iş ve alışveriş merkezleri yüzünden konut ve işyeri fiyatları akıl almaz oranda arttı ancak bu artışın yanında yoğun talebin getirdiği sıkıntılarda katlanarak büyüyor.

Sabah saatlerinde olur da aracınıza bir boş yer bulursanız şanslısınız, akşamları bu zaten mümkün olmuyor. Birkaç saat içinde ise aracınızı tanınmaz halde bulabilirsiniz zira bölgedeki inşaatlar ve bunların denetimsizlik yüzünden semti kömür ocaklarından daha tozlu hale getirmesi sebebiyle ortalıkta göz gözü gözmüyor... Özellikle de hakkında bir sürü şaibe çıkan Taşyapı çevre sokak ve caddeleri yaşanmaz hale getirmeye devam ediyor.

Adı geçmeye başladığında bile bölgedeki emlakçıların ve rant düşkünlerinin iştahını kabartan bu projenin asfalta, kaldırımlara verdiğinden daha fazla zararı çevreye verdiğini bölgede rahatlıkla görebilirsiniz. Şantiyede çalışma devam ederken hemen yanıbaşındaki durakta on-onbeş dakika otobüs bekleyin, üzerinizde ince bir toz tabakası göreceksiniz... 2007 Türkiyesinde sokakların hala çamurlu olması kulağa garip geliyor değil mi?

---------------------------------------

Semtte artan rant elbette birçok insanı da buraya çekiyor. Derdi etrafına ya da insanlığa fayda sağlamaktan ziyade cebini doldurmak olan bir sürü yamyam buralara akın ettikçe insanların, esnafın ve bölgedeki sosyal yaşamın da kalitesi giderek düşüyor.

Alışveriş merkezinden daha az okul var bölgede... Sokak aralarından serseriler eksik olmuyor. Maç ya da benzeri durumlarda evlerden bir anda silahlar atılmaya başlanıyor ama öyle bir iki ev de değil... Sanki bir çatışmanın ortasında kalmış gibi oluveriyorsunuz bir anda. Bölge yakın semtlerde de yoğun olarak göç aldığı için kültür dengesizliği ve getirdiği sorunlar çok net görülebiliyor.

Meydandan içeride, daha alt kotlarda kalan bölgeler, tarikatlar tarafından parsellenmeye devam ediliyor. Benim gibi sıradan vatandaş bile bunu biliyor ve farkına varabiliyorsa umarım güvenlik güçlerinin de bir çalışması vardır bu konuda...

---------------------------------

Sokaklar köy meydanı gibi sokak köpekleriyle dolu, akşamları bir saatten sonra buralardan geçipte köpek saldırısına uğramayan yoktur. Hatta daha geç saatlerde de bazı sokakların egemenliği tamamen köpeklere geçiyor.

Bölgede kalan birkaç kasap esnaf da akşamları artıklarını direk diplerine gazete üzerilerine sererek bıraktıklarından bölgeden köpeklerde eksik olmuyor. Bir de acilen hastanaye kaldırılması gereken bir kaç akıl hastası yaşlı teyzemiz var ki onlar da evlere şenlik. Evladına o kadar bakmaz; tencereyle bu hayvanlara yemek taşıyorlar... İyi güzel hayvan sevgisi iyi birşey de, hava karardımı arabasız bazı sokaklara girmek mümkün değil o nasıl olacak ?

Bu yazdıklarımın da, eğer teknolojiyle ilgileri varsa ve bu sayfalara ulaşabilirlerse, yetkililer tarafından kimi yerlerinde suç duyurusu, kimi yerlerinde ise şikayet olarak alınmasını talep ediyorum...

8 Ocak 2008

Irak' a Yardım Vaadi


ABDullah Gül, ABD gezisi sırasında gazetecilere verdiği demeçde Irak'ın PKK sorununa çözüm üretebilmesi durumunda ekonomik ve siyasi yardımların artırılacağı yönünde bir vaatte bulunmuş.

Böyle bir açıklamayı ben talihsiz bir açıklama olarak görüyorum. Bölgedeki avantajlı konumumuzu ağırlığa dönüştürmek yerine "sen bana bir güzellik yap, ben de seni görürüm; merak etme..." gibi bir tavır takınmak ne kadar doğru olur bu başlı başına bir soru bana göre...

Kaldı ki haklı olduğumuz bir durum var ortada. Bizim bu noktada yaptırım hakkımızı ve gücümüzü sonuna kadar kullanmamız ve milli irademizi göstermemiz gerekirken, bizden çok daha zayıf durumda olan ve birşey yapamayacağını itiraf bile etmiş olan bir devletin becerisine kaldık gibi bir hava yaratmak ne kadar doğrudur ? Irak zaten hata içinde olduğunun farkında, birşey yapabilecek olsaydı, PKK' yı topraklarından çıkarabilecek siyasi iradeye sahip olsaydı şimdiye kadar çıkarır, Türkiye' yi karşısına alma riskine girmezdi. Bu duruma sebep olabilecek diğer önemli etken olan Barzani ve Talabaniyi de zamanında sustururdu.

Herşeyi bir yana bırakın, Irak' a neye dayanarak ne taahhüdü veriyorsunuz ? Noter katipliğini yaptığınız hükümetin allak pullak ettiği ekonomik dengeler düzelmemişken, içeride nüfusun yarıdan çoğu açlık sınırının altında yaşarken, birçok çocuk bırakın okulu, yiyecek yemek, kalacak yuva bulamazken, bir de başımıza Irak' a yardım belası mı saracaksınız ? Kimin parasıyla kime yardım ediyorsunuz, hangi ülkeyi ne sebeple kalkındırıyorsunuz ? Zamanı geldiğinde BOP' dan payınıza düşeni alabilmek için yatırım mı bu vaatler ?

Zamanın da peşmergeleri de kabul ettik, başka ülkelerdeki soydaşlarımızı, kardeşlerimizi de aldık yanımıza, delikanlı toplumuz ya biz...

Yalnız bir gariplik var, o zaman açlar diye el uzattığımız ve yer yurt verdiğimiz insanların hepsi bizim topraklarımızda han hamam sahibi oldu, toprak satıp para kazanıyorlar, iş güç sahibi oldular, fakat ülkenin gerçek halkı aynı ekonomik sıkıntıları yaşamaya devam ediyor.

Herkese yardım etmeyi pek seven rahmetli Özal döneminden beri bu ülkenin başına gelmeyen kalmadı, daha önce de vardı elbette, salt onun suçu değil ama, o dönemden beri de hem bu sonradan gelen halkların bariz farklı haklar edinmeleri, hem de etnik kavgaların bu kadar belirgin olması ve şiddet dozunun artması da gözardı edilmemeli.

Bu tarihi hataları da unutmamak, birşeyler için söz verirken birkaç kez düşünmek gerekiyor...


7 Ocak 2008

Stage6




stage6.com yüksek kalitede videoların paylaşıldığı bir site. Doğal olarak kotalı ADSL kullanıcılarına hitap etmiyor. Youtube' dan farklı olarak kaliteden ödün verilmediği için dosya boyutları fazlasıyla büyük. HD videolara da rastlamak mümkün hatta...

Siteyi kullanabilmeniz için de DivX Web Player plugin yüklü olması gerekiyor. Eğer Firefox kullanıyorsanız gerekli plugin' i Firefox direkt kendisi bulup indirecektir. IE' de denemedim ama o da aksini yapmayacaktır herhalde.

Youtube ve benzeri video sitelerinden farklı olarak izlediğiniz videoyu indirmek isterseniz üçüncü parti tabir edilen yardımcı programlara ihtiyacınız yok. Dosyayı doğrudan .divx formatında bilgisayarınıza indirebiliyorsunuz. Sadece videonun ortasında yer alan play tuşunun hemen yanındaki aşağı ok resimli tuşa basmanız yeterli.

Sitede bu formatı oynatabileceğiniz programı indirmeniz için bir de link zaten verilmiş.

Ayrıca bilgisayarınızda DivX codecler yüklüyse rahatlıkla bu videoları da izleyebilirsiniz. Değilse de bu adreslerden güncel codecleri indirebilirsiniz.


Klite özellikle tavsiyemdir, her yönden çok başarılı bir codec paketi, ayrıca içinde Media Player Classic' de son sürümüyle geliyor. Yalnız bu siteden indireceğiniz .divx uzantılı videolar için DivX' in son versiyonuna da sahip olmanız gerekiyor olabilir.

4 Ocak 2008

Tarihi Mekanlarda Sanal Turlar

360TR.Com adresinden ulaşabileceğiniz bu hizmet Cansız Hayal Tasarım tarafından ücretsiz olarak sağlanıyor. Uzun zaman önce yine aynı firmanın hazırladığı Topkapı Sarayı turunu incelemiştim ve çok keyifli, kullanışlı bulmuştum. Şimdi ise siteyi incelediğimde gördüm ki, sanal tur yapılabilecek yerlerin sayısını epey arttırmışlar. Mekanlara yerleştirilmiş olarak gösterilen sanal kameraların sayısı da arttığı için daha fazla detaya ulaşmak mümkün.

Örneğin biraz önce Mevlana Müzesini inceledim. Daha önce Konyaya gitmiş olmama rağmen, bir seferinde tadilata, bir seferinde de mesai bitimine denk geldiği için o müzeyi gezememiştim bir türlü...

Tarihi mekanlar ve müzeler dışında da bazı illerin görülmesi gereken yerleri için benzer çalışmalar da yapmışlar. Panaromik fotoğraflarla o yerleri yakından görmüş kadar olabilirsiniz.

Cansız Hayal Tasarım' ın ellerine sağlık diyelim...

3 Ocak 2008

Yılın İlk Karı


İstoşumda 2008' in ilk karı yağdı. Sabah evden çıktığım da atıştırıyordu. Dudağımın kenarında ufak bir gülümseme hissettim. Bir saat kadar önce de kocaman tanelerle yağmaya başladı tekrar.

Cam kenarından seyrederken çok güzel görünüyor ama dışarısı oldukça soğuk... Allah dışarıda olanların, dışarıda çalışanların yardımcısı olsun.

Özellikle şöför arkadaşlar için de küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum. Bu havada sürat ve maceranın sonu ölüm demek. Dikkatli ve sakin kullanın araçlarınızı. Takip mesafesine de özellikle dikkat etmek ve fazladan pay bırakmak da fayda var. Gizli ya da açık buzlanma sebebiyle aracınızın fazladan kayabileceğini ve kontrolü kaybedebileceğinizi de hesaplayarak hareket edin...

Kazasız belasız günler herkese...