29 Kasım 2011

Yazmaya Yabancılaşmak

Uzun zamandır üzerinde kafa patlatarak bir şeyler yazmadığımı farkettim. Elbette bunun birden fazla sebebi var ama biraz daha dikkatli bakınca bir çeşit "yabancılaşma" yaşadığımı gördüm. Yazmaya karşı bir yabancılaşma yaşıyorum.

Eskiden sürekli yanımda taşıdığım bir not defterim olurdu. Otobüste, okulda, işyerinde, barda, kafede hatta yürürken bile aklıma birşeyler geldiğinde yazardım. En azından birkaç cümle ile not düşer, sonra üzerinde çalışırdım. Bu kendini ifade edebilmekten çok bir çeşit rahatlama yöntemiydi benim için...



İnsanları kırmaktan üzmekten hep kaçmışımdır. Mutlaka başaramadığım ve görmediğim durumlar olmuştur, kalp kırmışımdır ama inadına yaptığım çok azdır... Kendini ifade etmekte zorlanan biri değilim ama bazen de mutluluğumu, hüznümü, neşemi o an anlatamadığım için yazma gereği duydum. Kimi zaman da geleceğe o andan bir iz bırakmak istedim.

Öyle zamanlar geliyor ki, beni yazmaya iten şeyler ellerimden kayıp gidiyor, hayaller, hevesler yıkılıveriyor... Böyle bir zamanda yazsan ne, yazmasan ne diyorum kendime...
"Bir hayalin çöküş anından daha görkemli ne olabilir?"
Her ne yaşandıysa, ne dizlerimde ne de dilimde derman bırakıyor; yazamıyorum...

Her zaman bu kadar kötü bir senaryo olmuyor elbette... Sebepler daha basit olabiliyor. İş yoğunluğu, gündelik koşuşturmalar. Özetle hayat mücadelesi. Vakit kalmıyor yazmak için. Asli işim bu olmadığından ve İstanbul'da bir yerden bir yere gitmek bile ciddi zaman alırken, dinlenmeye, belki birkaç gazete okuyup, biraz gündemi takip etmeye bile fırsat bulamazken yazmaya hiç zaman ayıramıyorum.

Bu süreçler de yabancılaşmayı getiriyor işte... Yazmaya yabancılaşıyorum...

Elimizin altında bilgisayar var nasıl olsa, bir deftere yazmaktan daha pratik gibi geliyor. Ya da cep telefonunun notlar bölümüne iki tık tık yapıp kaydediveriyoruz. Muhtelif mobil cihazlarımız var nasıl olsa... Bir de twitter' ımız var, "microblogging" denen zımbırtı... Mümkün olduğunca özetleyip, sündürmeden anlat geç işte, uzun uzun ne yazacaksın... Facebook' da durum iletileri de hayatı özetlemek ya da fikir beyan etmek için yetiyor...

Daha fazla yazmak lazım, uzun uzun anlatmak, paylaşmak, okumak lazım... Öğrenmek, bilmek lazım...